Kulübe

99 6 0
                                    

Hava yavaş yavaş kararıyordu ve geri dönüş yoluna çıkmamız gerekiyordu. Hemen toparlandık ve yola çıkmak için arabayı parkettiğimiz arsaya yöneldik.

Gittiğimizde araba orada yoktu. Hepimizin içine bir korku düştü çünkü hava kararıyordu, yolumuz 3 saatti ve arabamız yoktu, daha kötüsü olamazdı herhalde.

Ayşin tek şansımız yürümek dedi. Sevda da ne yürümesi burada bize herşey olabilir dedi, benim düşündüğüm şey ise arabamızın nereye kaybolduğuyudu. İşte böyle bir laf kavgası oldu aramızda Sonra en akkıllıca fikir Sevda'dan çıktı "Arabanın izlerini takip edelim." Evet gerçekten iyi fikirdi, iyi fikirdi ama sonunda korkunç birşeyde olabilirdi.

Bu yüzden içimizde bir korku ile izleri takip etmeye başladık. İzler ormana doğru gidiyordu benim tüylerim diken diken olmuştu Sevda hâla soğukkanlılığını koruyordu, Ayşin'in ise de benden farkı yoktu,

Karşımıza biraz ilerledikten sonra ufak tek katlı ve tahtadan yapılmış bir kulube çıktı, Ve arabamız kulübenin bahçesinde duruyordu, adeta korku filmi yaşıyorduk. Ben polisi aramalıyız dedim ama telefon çekmiyordu. Biz kulubenin etrafından içeri bakıcaktık ki o korkunç sesle irkildik içerideki bir adam ve bir çocuk dışarı çıktı ve arabamızın içini kurcalamaya başladı, ben kulubeye girmemiz gerektiğini düşünüyordum ama Ayşin ve Sevda benimle aynı fikirde değildi. Yapabileceğimiz tek şey yürümekti. Biz ormandan çıktık ve 5 dakika sonra ilk oturduğumuz çardağa varmıştık. Ve oturduk benim için en kötüsü ise eski cıvıl cıvıl mahallemizde şimdi 2-3 kişi bile olmamasıydı. Bu da bizi en çok korkutan şey oluyordu.

Çardakta biraz düşündük sonra kuytu bir yere yattık ve sabah olmasını bekledik.

Hepimiz uykuya dalmıştık güneşin sıcaklığı ve yaprakların hışıldaması sonucu uyandım Ayşin ve Sevdayı da uyandırdım ve hiç düşünmeden yola koyulduk ama bilmediğimiz birşey vardı ki kulübedeki adam yanlız değildi.

Bitmeyen Dostluk.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin