3.Bölüm

584 68 45
                                    

Özlem ve umut arasında bir yutkunmaydık.

Bazı anların ve günlerin kokusu vardır, bir anda tanıdık bir koku gelir seni alır o anın ortasına fırlatı verir tanıdık koku Fermanı gördüğüm ilk anlara götürmüştü beni onu düşünmek bile bana huzur veriyordu, uçsuz karanlık içinde Fermanın silüeti görünüyordu bana burda olmasının imkansız olduğunu tabikide biliyordum ama olma ihtimali bile beni hayata bağlıyordu. Beni bulunduğum ana döndüren Bervanın sesi olmuştu.

- Abbii

Dışarıda ne oluyordu hiçbir fikrim yoktu saatlerdir karanlığa haps edilmiştim dışarıda insanlar benim hayatım hakkında kararlar veriyordu benim ise tek yapabildiğim ağlamak ve dua etmekti ne olacağını bilmiyordum neye karar verildiğini bildiğim tek şey Mir ile evlenmek istemediğimdi diğer bildiğim şey ise kimsenin benim fikrimi önemsememesiydi. Düşüncelerim arasından Mirin öfkeli sesi ile ayrıldım.

- Bervan !!!

Bervan oturduğu kapı eşiğinden hızla kalktı abisini çok seviyordu fakat öfkelenince veya sözü dinlenilmeyince neye dönüştüğünü çok iyi bildiği içindi yaşadığı panik ve korku.

- Abi ben sadece Zin iyi mi diye kontrol etmek istemiştim.

Bervan panikle kendisini açıklama çalışıyordu. Mir'in adım sesleri yaklaşıyordu.

- Hata üstüne hata yapıyorsun Bervan

Korkutucu sesi beni bile olduğum yere daha çok sinmeme neden oluyordu Bervanı düşünemiyordum bile. Çocukluğumdan beri abim ve Mir dedem tarafından nerdeyse tapılarak büyütülmüştü dedem ikisini de o kadar çok gözünde büyütmüştü ki ben ve Bervan hep çekinirdik onlardan.

- Abi yemin ederim kötü bir niyetim yoktu sadece nasıl olduğunu merak ettim.

- Çok merak ettiysen senide yanına göndereyim kardesim ne dersin

Bervan bana göre birazcık daha şanslı kısımdaydı saçının teline zarar gelse Mir dünyayı yakardı benim abimde öyleydi en azından evlenmeden önce.

Bervan sessiz kalmayı tercih etti ben olsam bende aynısını yapardım enazindan birimizin dışarıda olup bitenden haberinin olması gerekiyordu.

- Abi çıkar artık Zini ordan kaç saat oldu.

Mir Bervanın bileğinden tutup peşinden sürüklemeden önce sarf etmişti sözlerini.

- Hak ettiği yerde hak ettiği kadar kalacak.

Duyduğumu çok iyi biliyordu bana neyi kanıtlamaya çalışıyordu hiçbir fikrim yoktu belirsizlik nefesimi kesse de gözlerimi kapatıp karanlığın beni içine çekmesine izin verdim.

Bilincim kapanmak üzereyken çıplak ayaklarıma değen şeyle gözlerim fal taşı gibi açıldı karanlıkta ne olduğunu anlamasam da fare olduğuna yemin edebilirdim korkuyla oturduğum yerden kalkıp bağırmaya başladım.

- İmdaatt yardım edin !!!

Yerimde duramiyor sanki fare üzerimdeymiş gibi bağırıp kapıyı yumrukluyordum fare korkum küçüklükten kalma bir şeydi o hayvanın olduğu yerde benim durmam imkansız bile değildi. Hem bağırıyor hemde kapıyı yumrukluyordum.

- Yardım edin kurtarın beni burdan.

- İmdaattt

Bağırmaktan sesim kısılmıştı panikle yerimde duramiyordum kapının kilit sesi ile kapının arkasında durduğumu fark edip birazcık geri çekildim ne zaman ağlamaya başladığımı fark etmemiştim bile. Mir kapıyı açtığı gibi panikle ona doğru koşup sarıldım bütün bedenim titriyordu. Ona sarılmama tepki vermedi ne olduğunu anlamaya çalışıyordu sarılışıma karşılık elini belime koydu aklıma gelen fare gerçeği ile çıplak ayaklarımı ayakkabisinin üstüne koydum.

Mir Û Zin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin