...
Genç kadın kulenin merdivenlerini büyük bir özgüvenle çıkıyordu.Turuncu eşarbı rüzgarla dans eder gibi zarif ve ince boynunda salınıyor ve amacına ulaşmanın verdiği neşe ile tırmanıyordu sonuna doğru gittiğini bilmeden.
Kulenin tepesine varınca paslanmış ve köhne durumdaki demir kapının ağır ve iç gıdıklayıcı sesini duymuştu normalde yüzünü buluşturacağı bu ses bile şuan onda etki etmemişti.
Kapıyı açtığı an yüzünü değen rüzgar , zaferin getirmiş olduğu bir adrenalin ile fazlaca içinde bulunan ateşe iyi gelmişti.
Kulenin tepesinde bulunan ve zaten dar olan alan hedefine ulaşmasına az kaldığını bilmesinin etkisiyle daha da daralmıştı sanki.
Boynundaki turuncu eşarbı rüzgarın etkisiyle tekrardan hareketlenmiş az sonra olacakların haberini fısıldamak istercesine kulağına değiyordu.
Hareketlenen eşarbını düzeltmek istercesine geriye attığında eşarp tekrardan öne kayınca sert bir nefesle geri bırakmıştı ,inatçı eşarp sanki daha da diretmek istercesine yüzüne dökülüyordu bu seferde.
Ama bu onun sinirini bozamayacaktı planları işe yaramıştı istediğini elde etmeye az kalmış, zafer sarhoşluğu yaşıyordu genç kadın.
Ve o an gelmişti ağır ve paslanmış eski metal merdivenlerden yukarıya doğru çıkan adımların sesi kadına zevk vermişti.Göğsü içindeki mutluluğu kanıtlamak istercesine daha net bir şekilde hareket ediyor ve eli şimdiden ayağına girmeye başlamıştı ama soğuk kanlı ve profesyonel olması gerektiğininde bilincindeydi.
Adım sesi daha net duyulmaya başlamış ve genç kadın zaferini kutlamak istercesine arkasını dönünce hiç dönmemeyi dilemişti.
Az önce zevkten dört köşe olan vücudu kasılmış ve gülerken ortaya çıkan gamzeleri bile bu görüntüye korkarcasına geri kapanmıştı.
Kulenin eski ve köhne kapısında beliren genç adam elinde ihanetin nişanesini barındırıyor ve şeytani bir gülüşle aynı zamanda alaycı gözlerle genç kadına bakıyordu.
Anlamıştı ona ihanet ettiğini ve bu göz bebeklerinin korkuyla genişlemesine neden olmuştu.Az önce mutluluktan inip kalkan göğsü korkudan inip kalkıyor ve resmen ecel terleri döküyordu.
Yanılmıştı amacına ulaşamamış ve kendini ifşa etmişti.Ölecekti ...
Karşısındaki uzun boyu ve tek bir kusur bile olmayan yüzü ile bir ilaha benziyen bu adamın dışının güzelliğine tezat içindeki karanlığın farkındaydı.
Genç adam az önce ki alaycı bakışlarını bırakmış ve avını yok etmeye hazırlanan bir Şahinin bakışlarıyla bakıyordu karşısındaki kadına.
İlk adımı kapının çıkış kısmındaki boş alana atmış ve genç kadın attığı adımdan bile ne kadar güçlü olduğu anlaşılan bu adamın kudretine adeta tir tir titremişti, sık sık nefes alıyor ve artık titremeleri gözle görülür şekilde artmıştı.Karşısındaki adam ise donuk bir şekilde ona bakıyordu.
İkinci adımı attığı an kadın artık dayanamamış ve geriye doğru ilk adımını atmıştı.Kendini avcı sanmıştı bunca zaman nerden bilebilirdi ki asıl avın kendi olduğunu?
Genç adam üzerine geldikçe geriye doğru adımlıyor ve bir çıkış bulmak umuduyla etrafına bakınıyor ama alanın darlığı şansına lanetler ettiriyordu.
Sırtı duvara değdiği an ürpermişti .Onun bu tepkiyi vermesinin sebebi duvarın mı yoksa ölümün soğukluğu mu o an kestirecek durumda değildi.
Kulenin tepesinde duyulan tek ses genç kadının titrek ve düzensiz nefesleriydi.İnsan ölüme yaklaşınca hisseder demişti birileri o an onu anımsadı genç kadın.Göğsünün ortasında peyda olan ağırlık belkide bunun habercisiydi.
O bunları düşünürken gözlerini genç adamın içinde cehennemi barındıran gözlerinden bir türlü çekemiyordu .
Genç adam kadının tepkilerini donuk bir şekilde izliyor ama aynı zamanda iki yanında duran ellerinin parmak boğumlarını nefretle sıkıyordu.Kalın ve biçimli dudaklarını aralayıp konuşunca genç kadının gözleri siyah irislerinden ayrılıp o biçimli dudaklarına denk düşmüş infaz emrinin gelmesini bekliyordu.
"Hata senin değil aslında. " dedi genç adam önce başını sağa doğru yatırıp kendinden kısa olan bu güzel ve hayin kadına daha net bakmak ve ona nefretini göstermekten çekinmiyordu.
- "Hata sana bu ihaneti etmen için şans veren bende."Genç adam kadının üzerine konuştukça daha da eğiliyor ve kadın kulenin eski duvarlarının her an kopacak gibi duran korkuluklarına daha da abanıyordu.
- "Madem bu şansı sana veren benim geri alanda ben olacağım !" korkudan titreyen genç kadın bu sözlere daha fazla dayanamamış ve yüzüne akın eden yaşlarla düşmemeye çalışıyordu ama direklere o kadar yaslanmıştı ki en ufak darbede bu yüksek kulenin dibini boylayabilirdi.
Ve o darbe gelmişti genç adam o sert ve silah tutmaktan yara içinde kalmış ellerini havaya kaldırdığı an büyük bir vaveyla tüm yeryüzünü şaha kaldırmıştı.
Kadın korkuluklardan kayıp aşağı düşüyor ve boynundaki eşarp az önce yaşananların emarelerini üzerinde barındırırken özgürlüğünü ilan etmiş adeta gökte süzülüyordu.
Ve bugün genç adamın hayatına bir ihanet daha büyük ve kanlı bir işaretle yerini almıştı.Düşen kadına yukarıdan bakan adam aklından geçenleri o an sesli dile getirme gereği duymuştu kendince "Barın Noyan birinin hayatına girdimi ya felaketi getirir ya da ihaneti."
Genç kadın bilmiyordu karşısındaki adamın onun felaketi olacağını.
Ama genç adamda karşısına çıkacak kişinin onun hayatına nasıl bir tufan getireceğinden haberdar değildi .
🌹🌹🌹🗡️🌹🌹🌹
¯\_ಠ_ಠ_/¯ Hani yıldız ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hridayeş
RomanceAşkın gözü kördür derler; Peki ya birine olan aşkınız sizi felakete sürüklerse? Ya da sımsıkı tuttuğunuzu sandığınız o eli aslında hiç tutmadığınızı fark etseydiniz ne olurdu? Doğru iki insan yanlış zamanda birbirlerini bulmuştu ama bilmedikleri bir...