Her kalp kendi içindeki çiçeğin kokusunu verir.
Şuan ise birsürü meraklı gözün bakışları altında sanki son anlarıymışcasına birbirine sarılan çiftin birbirlerinde gördüğü o çekime bir çiçek ismi verilse bu açelya olabilirdi .
Alımlı ve kudretli görüntüsü ile bu çiçek farklı renklere sahipti . Rengi değişse bile yapısı aynı olan bu çiçek Akad' tı.
Hayatın ona olan planlarına , etrafını çepe çevre saran sırlara rağmen saflığını ve sadakatini koruyan Dila ise tam bir papatyaydı.
Dila az önce olanların şaşkınlığını hala yaşarken Akad'ın da durumu ondan farklı değildi.İki gün önce verilen bir karar sonucu edilen teklifin olumlu bir sonuca varması gerginliği alsa da şaşkınlık hala yerini koruyordu.
Dila yüzünde varlığını koruyan kocaman bir gülümseme ile önünde eğilmekten bile gocunmadığı adama dünyanın en değerli varlığıymışcasına bakıyor Akad ise asla alışık olmadığı bu bakışa içten içe şaşırıyordu.
Sonunda bu büyüden çıkmalarını sağlayan şey bir seyyar satıcının su çağrısıydı.İkiside irkilip ayağa kalkarken Dila hala Akadın koluna tutunuyor ,Akad ise hala Dilanın yüzüğü kavrayan elini tutuyordu.Hafif yalpalasalarda ayağa kalkan çifte bakan herkes bu hareketlerini heyecanlarına veriyor ne kadar yakıştıklarını söyleyerek yollarına devam ediyorlardı.
Akad insanların dağıldığını görünce rahat bir nefes verip teklifine evet dediği kadına baktı."Sen gerçekten az önce bana evlilik teklifi mi ettin sevgilim yoksa ben hayal mi gördüm?" bunu söylerken çapkın bir şekilde bakması Dilayı utandırsada cesareti hala yerini koruyor ve kırılmaması için direniyordu.Dila kafasını şaşkınca yukarı aşağı sallayıp"Ettim gibi geldi bana da . Sanırım ettim ,sende evet dedin dimi ben hayal görmedim.Görmedim dimi Akad?" birbirlerinin afallamış hallerine gülen çift ne ara bu duruma geldiklerini sorguluyordu.
Dila yüzük kutusundan tam yüzüğü çıkarıp sevdiği adamın parmağına takacakken iki elininde parmak boğumlarındaki tahriş izleriyle gözleri korkuyla açıldı."Akad .... elin ... Akad eline ne oldu?" . Sevdiği kadının korkuyla açılan gözlerine bakan adam kaşlarını çatıp baktığı yere bakınca kendi kendine kızmıştı ve içten içe bunu nasıl açıklaması gerektiğini sorguluyordu."Dila.. Dila bana bak bebeğim.Birşey yok ,elim sinirden oldu.Bir öğrencimin velisi saldırınca karşılık vermek zorunda kaldım sorun yok bak iyiyim acımıyorda."
Dila için yeterli gelmeyen bu açıklama hala içindeki endişe tohumlarını diri tutuyor ve parmak boğumlarındaki yaraların acısını kendi hissediyormuş gibi canı yanıyordu."Ah sevgilim çok kötü olmuş ellerin . Pansuman bile yapmamışsın ,ya mikrop kaparsa?" Onun yarasına sanki kendi yarasıymış gibi içi yana yana bakan kadının bu ilgili tavrı Akad'ın içini kıpır kıpır yapmıştı.Asla bir aile sıcaklığını görmeyen adamın hayatı kendi yaralarını sararak ve ona atılan tüm tekmelere rağmen ayakta kalmaya çalışarak geçmişti ve şuan karşısındaki kadın sanki bir insan değilde melekti ve ona sahip olmak için ne sevap işlediğini düşünüyordu adam içten içe.
Akad tam Dilaya cevap verecekken telefonuna düşen mesajla irkilip bir adım geri atmış ve dünden beri beklediği haberi almanın yarattığı heyecanla sevgilisinden uzaklaşmıştı."Sevgilim benim gitmem lazım işle ilgili önemli bir durum çıktı.Kusura bakma olur mu?" Dilanın cevap bile vermesini beklemeden giden adam arkasında elinde tuttuğu alyans ile ona gözleri dolu dolu bakan bir kadın bıraktığından habersizdi.
Ve evet her kalp kendi içindeki çiçeğin kokusunu verirdi , açelya çiçeklerinin ise görüntüsüne tezat asla bir kokuları olmazdı ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hridayeş
RomanceAşkın gözü kördür derler; Peki ya birine olan aşkınız sizi felakete sürüklerse? Ya da sımsıkı tuttuğunuzu sandığınız o eli aslında hiç tutmadığınızı fark etseydiniz ne olurdu? Doğru iki insan yanlış zamanda birbirlerini bulmuştu ama bilmedikleri bir...