Odadan çıkmıştım. Aslında labirent' en çıkmaya çalışan bir tek biz değilmişiz. Başka Labirent' ler de varmış.
Koridordan yemekhaneye doğru ilerledim. İçeri girdiğimde bir sürü kişi masalarda oturmuş yemek yiyorlardı. Bunlar labirent' en kurtulanlar heralde.
Etrafa bakınırken "Sara." Sesin geldiği yere doğru kafamı çevirdim.
Minho' du "Hadi gel bizimkilerin yanına gidelim." dedi ve kolumdan tutup beni bizimkilerin yanına doğru götürdü.Bizimkilerin olduğu masaya doğru ilerledik. Masaya doğru oturdum. Masada iki kişi oturuyordu "Ne zamandır buradasınız?" dedi Newt. "Çok değil sadece bir iki gündür." dedi.
Kafasını arkaya doğru çevirdi "Şu çocuk varya en eskimiz o. Yaklaşık bir haftadır burda." dedi. "Labirent' i kızlarla doluymuş." dedi yanındaki çocuk.
Minho gözlerini büyüttü ve çocuğa doğru baktı. "Öylemi... Şanslı herif." dedi. NE! Minho seni çok pis döverim. Ne demek şanslıymış.
Çatık kaşlarım la ve Öfkeli suratımla Minho' ya bakıyordum. Minho kafasını bana doğru çevirdi. "Ne. Sadece şanslı olduğunu söyledim." dedi yüzüme bakarak. Ben bunu GEBERTİRİM.
Aniden ayağa kalkıp hızlı adımlarla bir haftadır burda olan çocuğun yanına doğru ilerledim. Karşısına geçip oturdum. "Meraba." dedim. Gözlerini bana doğru çevirerek. "Meraba." dedi.
Gözlerimi yana doğru çevirdiğinde. Minho çatık kaslarıyla bana bakıyordu. Kıskandı banane kudursun şimdi. Konu kız konusu olunca çok merak ediyor. Şimdi kudur Minho' cum.
Çocuğa doğru döndüm. "Duyduğuma göre bir haftadır buradaymışsın. Burda neler olup bittiğini biliyorsundur dimi?" dedim. Tam ağzını açıp cevap verecek ken.
Yanıma aniden biri oturdu. Kim olduğunu anlamak için kafamı yana doğru çevirdiğinde Minho' nun suratı karşımda belirdi. Lan nevar?
Kaşları çatık bir şekilde ikimize bakıp duruyordu. "Selam gençler. Ne konuşuyorsunuz?" dedi sinirli bakarak. İç çekerek "Hah Sanane... Sana noluyo?" dedim göz devirerek.
Gözlerini kapatıp sırıttı. "Bak güzelim sen benim sevgilimsin. Ne yaptığını ve ne konuştuğunu bilmek zorundayım." dedi sırıtarak. Yok ya Lan ben senin tapunmuyum her istediğini yapıcam!
"Siz sevgili misiniz?" dedi bir haftadır burda olan çocuk. İkimizde kafamızı ona doğru çevirerek. "He sevgiliyiz napca-" "Hayır değiliz!" dedim Minho' nun sözünü keserek.
Minho çatık kaşlarıyla bana bakıyordu. Minho tam ağzını açıp bir şey diyecek ken Janson içeri girdi ve konuşmaya başladı. "İyi akşamlar beyler bayanlar." diyerek yürümeye devam ediyordu.
Ayağa kalkıp bizimkilerin olduğu masaya doğru ilerledim. Minho' da arkamdan geliyordu ve oda masaya ama tam karşıma oturdu.
"Nasıl olduğunu biliyorsunuz... Adınızı duyup arkamda durun meslek daşlarımın yanına geçin. Onlarda sizi yeni hayatlarınızın başlayacağı doğu kanadına götürecektir." dedi ve elindeki listeyi okumaya başladı.
"Connor, Adeline, Justin, Peter, Alison, Franklin ve en önemli isim Abigail." dediğinde elindeki defteri kapattı.
Herkes "Of ya." dedi. "Hadi ama moralinizi bozmayın. Daha fazla alabilsem alırdım. Yarın yeni bir gün sizinde sıranız gelecek." dedi ve arkasındaki kişilerle birlikte bir yere doğru ilerlediler.
"Nereye gidiyorlar?" dedi Gally. "Burdan uzağa... Şanslı herifler." dedi ve önüne döndü. Yanındaki kişide arkasını döndü. "Çiftlik gibi bir yere... Yani güvenli bir bölgeye. Her seferinde bir kaç kişi götürüyorlar." dedi