Sezen Aksu- Kaybolan Yıllar
Ertesi gün işe gitmedim. Gece gidecektim. Yoğun bir gün beni bekliyordu. Gece 00:00'dan, sabah 06:00'a kadar çalışacaktım. Okul 09:30'da başladığı için iki buçuk saat uykuyla gidecektim okula. Saat 03:50'de ders bitiyordu. Ne yazık ki sınav haftası yaklaşıyordu ve bu durum beni endişelendiriyordu. Okuldan gelir gelmez bir saat ders çalışıp bir sonraki iş saatine kadar uyuyacaktım. Bu daha ne kadar böyle giderdi hiç bilmiyordum.
Halletmek zorundaydım. Anneme boyun eğmeyecektim.
Tüm gün ders çalışarak geçti. Sınava yalnızca 2 ay kalmıştı. Çok heyecanlıydım. Tıp istediğim için çok çalışmam gerekiyordu. Netlerimi biraz olsun yükseltmiştim ama yeterli değildi.
Kütüphaneden çıkıp eve geçtim. Mira ile zaman geçirip birşeyler atıştırdım. 6 saattir ders çalışıyordum. Saat 23:22'di. Yarım saat sonra mesaim başlıyordu. Üzerime kot şort ve beyaz tişört çıkardım. Havalar iyice ısındığı için ve çok hareket ettiğim için yanmak istemiyordum.
Çantamı çapraz bir şekilde omzuma takıp kapıya yürüdüm. Mira ayağıma dolanınca kafamı indirip baktım. Üst üste miyavlıyordu. Ben ona bakınca salona gitti. Merakla peşinden gittim. Kumunu gösterince elimi alnıma vurarak kendime lanet ettim. Kumunu temizlemeyi unutmuştum. "Özür dilerim Mira!" Hızla kumunu temizlemeye başladım. Geç kalacaktım ama yapacağım birşey yoktu.
Telefonumun titremesi ile cebimden çıkardım. Buğra arıyordu. Yanıtlayarak kulağıma götürdüm telefonu. Omzum ile kulağım arasına sıkıştırıp işimi yaptım. "Efendim?"
"Neredesin bücür?"
"Evdeyim hemen çıkacağım geç kalmam merak etme." Dedim hızla açıklayarak. Kovulmak istemiyordum şahsen. Buğra güldü. "Sakin ol bücür, kapıdayım onun için aradım."
"Kapıda mısın? Neden?"
"Seni işe götürmek için. Haydi bekliyorum." telefonu kapattığın da şaşkınlıkla dondum kaldım. Kapıda mıydı? Neden gelmişti? Kumu hızla temizleyip Mira'yı öptüm. "Görüşürüz bebeğim." Kapıya koşarak spor ayakkabılarımı giydim.
Kapıya çıktığımda Buğra'nın lüks spor arabasını gördüm. Hızlanarak çıktım dış kapıdan. Etraf karanlıktı. Burada genellikle bu saatlerde kimse olmazdı. İyi ki gelmişti. Yoksa gitmeye korkabilirdim.
Hemen ön koltuğa oturup kapıyı kapattım. Buğra elini uzattığın da elini sıktım. "Hoşgeldin."
"Hoşbuldum da zahmet etmeseydin."
"Zahmet etmedim."
"Teşekkür ederim."
"Lafı olmaz." Diyerek sokaktan çıktı. Aslında evime yakın olduğu için kendimde gidebilirdim. Buna hiç gerek yoktu. Ortam sessizliğini bozmak için konu açmaya çalıştım. "Az kalsın geç kalacaktım. Tam çıkacakken Mira ayağıma dolandı. Meğerse kumunu değiştirmeyi unutmuşum. Kafam o kadar dolu ki onu ihmal edeceğim diye korkuyorum."
"Öncelikle kafan her neye doluysa bu kadar takmamalısın. Sen sadece kendine odaklan. Her sorun er ya da geç çözülür. Sadece işin sonunda üzülen den olursun. İkinci olarak da insanlar birşeyleri unutabilir. Bu senin, Mira'yı ihmal edeceğin anlamına da gelmez ve son olarak da geç kaldığın için korkmana gerek yok insanlık hâli."
"Teşekkür ederim, Buğra. Çok anlayışlısın. Bu kadarını bilmiyordum."
"Neden? Dışarıdan anlayışsız biri gibi mi görünüyorum?" Dedi hafif gülerek. Telaşla "hayır hayır. Dışarıdan da çok tatlı bir imajın var. Yani tatlı derken kötü görünmüyorsun." Diyerek saçmaladım.
Buğra'nın gülüşü genişledi. "Sen neden bu kadar konuşuyorsun bücür? Ayrıca dışarıdan tatlı mı görünüyorum gerçekten?" Alt dudağımı dişleyerek başımı salladım. Buğra gülmeyi bırakmadan "bunu ilk söyleyen kişi sensin bücür."
Cafenin önünde durunca hızla kapıyı açıp indim. Buğra da inince beraber içeri girdik. Yanlış anlaşılmak istemediğim için önden gidiyordum. Buğra bar sandalyesine oturduğunda ben mutfağa girdim. Köşeyi dönünce başka bir kapıdan girip önlüğü üzerime geçirdim. Çantamın içine telefonumu koyup dolaba koyarak kilitledim. Kilidi ise cebime atıp çıktım.
İçeride sakin bir müzik çalıyordu. Bir kaç masa da oturan insanlar vardı ve hepsinin elinde kokteyl bardakları doluydu. İçlerinden biri beni çağırınca hızla kadına yaklaştım. "Şarkıyı değiştirebilir misiniz?" Diye sorduğunda gülümseyerek başımı salladım. "tabii efendim."
Dj'e yaklaşıp daha hareketli birşeyler çalmasını söyledim. Başını salladığın da daha hareketli müzik kapladı etrafı. Oturanlar da ayağa kalkıp dans etmeye başladılar. Renkli ışıklar ise daha güzel bir hava oluşturuyordu.
Oturan adam eliyle garson çağırdığında tam oraya yürüyecektim ki Buğra bileğimi kavrayarak durdurdu beni. Şaşkınlıkla ona baktım. Beni umursamadan erkek bir garsona eliyle işaret yaptı. Garson adamın yanına gittiğinde Buğra bileğimi bıraktı. Bu hareketi ile beni korumaya çalışıyordu bir nevi. Bunun nedenini ise henüz anlamamıştım.
Saçma sapan hayallere kapılarak üzülmek istemediğim için kötü düşünmeyi tercih ediyorum.
🌸🌸🌸
Mesai saatim bittiği için çantamı omzuma atarak mutfaktan çıktım. Yorgunluktan sürünüyordum resmen. Gözlerim kapanmak üzereydi. Okulun başlamasına üç saat vardı. Bir an önce eve gidip uyumak istiyordum.
Kapıdan çıkarken Buğra arkamdan geldi. Tüm gece buradaydı ve uzaktan beni korumuştu. O da en az benim kadar uykulu olmalıydı. Her yanım ağrıyor ve sızlıyordu.
Cafeden çıkınca Buğra hemen yanıma yaklaştı. "Gel bırakayım seni, yorgun yorgun bir de yürüme." Şahsen buna hayır diyemezdim. Çünkü gözlerim kapanıyordu ve yolda uyuyakalabilirdim.
Başımı sallayarak arabaya yürüdüm. Koltuğa oturunca gözlerimi kapatarak yaslandım. Ardından geri açtım. Şuan uyursam Buğra'yı uğraştırırdım çünkü uykum epey ağırdı. Uyumamak için "neden tüm gece kaldın ki? Şimdi sen uykusuz kaldın." Dedim kısık sesle.
"Sende uykusuzsun."
"Ama ben çalışıyorum, sen çalışmıyorsun."
"İlk geceden tek başına kalmanı istemedim. Duru'nun aklı sende kalırdı ve benimde."
"Teşekkür ederim gerçekten ne diyeceğimi bilemiyorum."
"Rica ederim ama bana bir borcun var artık." Dedi yorgun yorgun gülerek. Başımı salladım bende aynı ifadeyle. Evimin önüne gelince Buğra'ya döndüm. "Tekrardan çok sağol." Tüm cesaretimi toplayarak ona doğru uzanıp yanağına naif bir öpücük bıraktım. Gülümsedikten sonra arabadan indim. El sallayarak evime girip kapıyı kapattım. Çok heyecanlanmıştım. Buğra da şaşırmıştı ve gülümsemişti.
Mira yattığı yerden sesimi duyarak ayaklanıp bana doğru koştu. Kucağıma atladığında onu da alıp odama ilerledim. Üzerimi bile değiştirmeden kendimi yatağa attım. Mira da yanıma uzanınca yorgunluğun verdiği etkiyle uyuyakaldım.
BÖLÜM SONU ::::::))))))
selammm
Derinlerde'ye bölüm yazıyorum ama hikâye ilerlemiyor mümkün olduğunca erken atacağım söz
Öptümm
Oy vermeyi unutmayın 🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
portakal çiçeği TEXTİNG
Romantikİki yıl boyunca arkadaşının abisine aşık olan kız sonunda yazma kararı alır. Çocuk kıza ortaya çıkması için üç ay kadar süre verir. Bu sırada kız hiç beklemediği bir şey ile karşı karşıya kalır. İyi okumalar...