Herhangi bir noktada mutlu olmak için aynı zamanda acı da çekmeliyiz. Acı çekmeyen kişi asla mutlu olamaz.
..
Yoongi
Pekala bugün doğru düzgün uyuyabilecek miydim acaba?
Jungkook ve isminin Taehyung olduğunu tahmin ettiğim bu adam birbirlerine ateş saçan gözlerle bakarken, benim bakışlarım merakla ikisinin arasında geziyordu.
"Ah, merhaba Jungkook! Seni burada göreceğimi hiç bilmiyordum."
Taehyung'un samimiyetsiz çıkan sesi ile kaşlarımı daha fazla çatmış ve merakla ne konuşacaklarını beklemiştim.
Jungkook, ilk önce bana bakmış ve ardından da bakışlarını tekrar Taehyung'a çevirmişti.
"Nerede olduğumu nasıl biliyorsun? Evleri nasıl öğrendin?"
Jungkook, sinirliydi. Pek sık görülen bir durum değildi çünkü bizim Jungkook'umuz bize karşı her zaman neşeli, şirin ve sıcak kanlı birisi olmuştu.
"Bana ait olan bir şeyi almaya geldim. Abartma Kook."
Taehyung'un parmak şıklatışı ile üstümden geçerek Taehyung'un omuzuna konan kuzgun. Lotus'la anlaşamayan kuzgun. Bu yüzden kaşlarımı çatmış ve neler olduğunu anlamaya çalışmıştım. Bu adam kimdi? Jungkook ve benimle ne sorunu vardı? Neden ormanda omzuma konan kuzgun-
Bir dakika. Bu kuzgun ormanda konmuştu omzuma ve hava epey bir geçti. Gözlerim, şaşkınlıkla aralanmış ve atışan ikiliye bakmıştım. Taehyung da ormanda gördüğüm şey gibi birisi olabilir miydi? Ama öyle olsa nasıl dışarı çıkabilirdi?
Aklıma gelen düşünceler ile tüylerimin diken diken olduğunu hissetmiştim. Bakışlarımı kilitlediğim yerden, Taehyung'a doğrultmuş ve zaten bana baktığını görmüştüm. Jungkook'un elini tutmuş, ardından da kapıyı kapatmak için hareketlenmiştim.
"Kuzgununu aldıysan gidebilirsin artık."
"Daha konuşuruz diyordum. Kapıda kaldım hem."
"Lan sabahın köründe işin gücün yok mu? Yatıp uyusana."
Sinirle çıkışmıştım. Gözlerimden uyku akıyordu ve üzerimde tüm yaşadıklarımdan dolayı olan bir yorgunluk vardı. Bu yüzden artık vücudumu ayakta tutmakta zorlanıyordum. Sadece biraz uyumak istiyordum ama imkansızmış gibi sürekli bir şeyler çıkıp duruyordu. Neler olduğunu anlamakta bile zorlanıyordum. Olayları takip etmesi zordu ve ayrıca bu Taehyung denen adamın enerjisini hiç beğenmemiştim.
"Tamam, gidiyorum. Kendine iyi bak Kookie! Sen de Yoongi!"
Alayla konuşarak omuzundaki kuzgunla birlikte kapıdan ayrılmıştı. Ben de kapıyı kapatmış ve bakışlarımı Jungkook'a çevirmiştim. Yine de net bir cevap alamayacağımı anlamıştım çünkü onun da kafası oldukça karışık duruyordu. Bir şeyleri anlamlandıramadığı çok belliydi. Bu yüzden durdu ve sonra bir anda dönüp bana bakmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark Blood : Yoonmin
FanficVahşi yaşam fotoğrafçısı olan Min Yoongi, arkadaşlarının uyarılarına rağmen, yeni hayvan fotoğrafları çekmek adına gidenlerin tekrar geri dönemediği, lanetli olarak geçen Myrouse ormanına gitmeye karar verir. !Vampir !ukegi !sememin !yan shipler: ta...