Bölüm:3 Platoniğim

105 14 2
                                    

Girişi biraz uzun tuttum umarım sıkılmazsınız.
Multimedyada Kerem var.

"Gizem hadi kızım hadi... Bak geç kalacaksın."

"Tamam anne ya iki dakika daha söz kalkıcam." Annemin üzerimden bataniyeyi çekmesiyle sıçrayarak kalktım.

"Off anne ya iki dakika daha ne olurdu sanki okul kaçıyo!"

Annem gözlerini kısıp beni baştan aşağı süzdükten sonra "Bu tipinle gideceksen yat ben seni bir saat sonra kaldırırım pasaklı kuzum." Ya tamam biliyorum şu anda saçlarım komili komili diye bağırıyo olabilir ama bence bu kadar abartılacak bir şey yok yani. Paytak adımlarla gidip boy aynasına baktım.

"Anne bu ne yaa!" diye bağırırken annem "Cırlama binayı ayağa kaldıracaksın. Koş banyoya gir ben kahvaltı hazırlıyorum" dedi ve çıktı. Ben de Usain Bolt'a taş çıkarır bir şekilde banyoya koştum ve geleneksel okul öncesi banyomu yaptım. Bence bu günü milli bayram falan ilan etsinler, sonuçta tüm öğrenciler okul başlamadan önce yaptığı banyoda kırkını çıkarıyor.

İnsana benzediğime emin olduktan sonra banyodan çıktım. Tabi saç havlumla kafama kule yapmayı ihmal etmedim. Böyle dikiyosun falan bence çok eğlenceli. Odama gidip siyah çorabımın üstüne okul eteğini ve t-shirtini giydim. Etek dizimin bir karış falan üstündeydi demek ki uzamışım bu yaz. Ya ben ilk okulda 8 yıl boyunca liseye geçip rahat rahat pantolon giyme hayalleri kurarken müdüremiz "Bayan Feminist" kızlar pantolonu daraltıp tayt gibi yaptıkları için yasakladı. Ama o kadar zeki ki (!) kızların kıçları açık ortalıkta gezeceğini düşünemedi. Okulumuzun 'eteksizleri' hoca forma giyin diyince sanki bir tek t-shirt, çorap anlıyolar. Şahsen ben bir kaç kere merdivenden çıkan kızları gördüm, bildiğin manzarayı açmışlar. Hiç giymeyeydin daha iyi yavrum. Yani okulumuzun abazaları manzara tam açılsın diye rüzgar duasına çıkacaklar nerdeyse.

Saçlarımı kuruttuktan sonra düzleştirdim ve açık bıraktım. Bu da benim bir geleneğim. Her okul dönemi başı ve karne günü saçımı düzleştirim, gerisinde hep at kuyruğudur. Hem ben erinirim öyle çok sık düzleştirmeye.

Kapanmayan bavulumu Türk geleneklerine uyarak üstünde zıplaya zıplaya kapattım ve çekiştire çekiştire antreye götürdüm. Annem hastanede gece nöbetlerinde kalıyor ben de evde tek kalınca korkuyorum diye beni okulun pansiyonunda yazdırdı. Hafta sonları yine evde kalacağım. Annem hem daha verimli ders çalışırsın falan diyodu ama banane ben zaten 8 yıl inek gibi çalışıp Fen Lisesini tutturmuş ve lisenin ilk yılları yanlızlıktan kafayı dersle sıyırmış insanım. Zaten seneyede üniversite sınavı var bu yılı doya doya yaşayacağım.

Mutfağa gittiğimde annem kahvaltıyı çoktan hazırlamış beni bekliyordu. Yanağına sulu bir öpücük bırakıp yerime oturdum. Dün diyete başladığım için akşam 7'den sonra bir şey yiyemedim. Yani ben normalde yatana kadar ağzı boş kalmayan bir insanım, bu diyet bana fazla bile. Şu an o kadar açım ki oturup Allah ne verdiyse yedim. O kadar şiştim ki bir ara vinç çağırıp beni okula bırakmasını düşünecek duruma geldim. Doyduktan sonra daha doğrusu şiştikten sonra dişlerimi fırçalayıp annemle evden çıktım.

Bavulumu bagaja yerleştirip arabaya bindik. Annem o kadar yavaştı ki bir ara inip yürüsem daha hızlı giderim diye düşündüm. Ama annemede kızamıyordum, babamı trafik kazasında kaybetmiştik korkuyordu.

Malatya ya geldiğimizde sekiz bitmişti, liseye burada başladım. 9.sınıfta hala kazanın şokundaydım, içime kapanmıştım, kimseyle konuşmadım. Bir yıl boyunca öğle aralarında yemekhaneye gitmenin dışında hiç dışarı çıkmadım. O kadar soğuktum ki Ediz benim duvarlarını görse Doğanınkine şükrederdi. 10. sınıfta biraz açılmaya başladım; ben, Hande, Melis üçlü takılıyorduk. İlk başta hepimiz çok iyi anlaşıyorduk. Ama zamanla Hande sürtüğü gerçek yüzünü gösterdi. Önce Melisle benim aramı bozmaya çalıştı, benle Melis'in iyi anlaşmasını çekemiyordu, fazla kıskançtı. İkimizinde en çok onu sevip, o ne derse yapmamızı istiyordu. İstediği olmayınca iyice hırslandı. Bizden ayrılıp yeni kişilerle takılmaya başladı. Birine bir şeyler anlatırken hep bize bakıp gülerdi, başlarda ne olduğunu anlamasak da sonradan duyduğumuza göre bizim ona söylediğimiz sırların üstüne KDV yapıp millete anlatıyormuş. Belki gelip bi özür dilese hepsini sineye çekebilirdim ama son yaptığı onu asla unutamam. Benim 9.sınıfın başından belli keremden hoşlandığımı bile bile gidip onunla çıktı ve kız resmen gözüme sokarak çocukla öpüştü. Şimdi zamanında 'sarı' diye sevdiğim Hande benim için 'sarı sürtük'ten başkası değil. Melis ise kardeşim gibi diyebilirim. Biz beraber wattpadde kitap okuyup ağlarız, beraber mallıklar yapıp güleriz, beraber yeni küfürler üretip, beraber iğrenç espri yaparız...

GÜZ YAĞMURUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin