🌻
- Nane! Yimon kabuu!
Tezgahı silerken küçük Elif'e baktı Peyami tebessüm ile. Pastane radyosunun vazgeçilmezi Barış Manço başladığı gibi kendince eşlik etmeye başlamıştı bile.
Bu radyo babasının çeyizinde geldiği için pek bir kıymetliydi, annesi kısık dahi olsa çalsın isterdi çalışırken. Babası çarşıya kadar gitmişken annesi ve ablası da çörek yapmak için iç taraftaki mutfağa geçmişlerdi.
".. Bir tutam zencefil aman.. "
- Biy tutam!
Parmak uçlarına yükselip inerek dans eden küçüğü ile içten bir gülümsemeyle eğilip yanaklarını öptü uzunca.
- Yaağğ! Diit!
Yüzüne yediği beş parmak ile geriye çekilip yalandan kızdı.
- Anası kılıklı, sevgi görmemiş ki, bilmiyor!
Ona aldırmadan hiç bir şey olmamış gibi devam etti minik kız dansına. Bu sefer ellerini de çırpmaya başlamıştı. Doğrulacağı sırada gördüğü sarı saçlarını savura savura gelen kız ile panikle yerinde kıpırdandı bir süre.
Dışarıda rüzgar da yoktu ki, ne diye sağa sola savruluyordu ki sarı tutamlar..
Aklına gelen ilk şeyi yaptı düşünmeden.
Elif'in eline verdiği peynirli açmayı ablaya vermesini söyleyerek içeri giren kızın üzerine saldı ona yakalanmadan.
Gayet mantıklı bir plandı ona göre.
Hangi kız sevimli bir çocuğu reddederdi ki?
Hem onu severken belki sohbet de ederlerdi..
Kolundaki kitaplarla içeri giren kız gördüğü minik ile gülümsedi.
- Merhaba.
Elif'e karşı olan nahif selamı ile iç çekmeden edemezken Elif karşısındaki kıza şımararak gülümsemiş ardından elindeki açmayı dişlemişti.
Kesinlikle annesine çekmişti.
Bakışları dayısı ile kesişince ona verdiği görevi hatırlamış gibi kenarında minik diş işlerinin olduğu açmayı Pelin'e uzatmıştı.
" Eski adamlar doğruyu söylemiş bir çiçekle bahar olmaz.. "
- Bunu sen ye bence, hem ben çoktan büyüdüm fıstık.
Yanağından makas alınırken ses etmeyen Elif'e baktı göz ucuyla. Bunun nemrutluğu kendisineydi bir tek.
Durumu kurtarmak adına boğazını temizledi konuşmadan hemen önce.
- Şanslısın ki sonuncusunu almadı.
Mavi gözler yeşillerini buldu ve ciddiyetle konuştu.
- Bu sefer ödeme yapacaksam alacağım.
Onun bu tavrına karşı gülümsedi sadece.
Karşısında kim olursa olsun yürek hoplatacak bir gülümseme.
- Nasıl istersen.
Aldığı tebessüm ile tezgahın arkasındaki kekleri gösterdi genç kız.
- Şu üzümlü kekten de istiyorum.
Üzümlü keki pakete koyarken sırf sohbet açmak için konuştu.
- Güzel tercih, tarçın da var.
- Burayı sevdim, bu mahalle yani.. Pek nostaljik. Kaldırım taşları bile.
Son cümlesindeki alaya aldırmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEBAKAN
Romance- Şemşamerlerin içine girdi oğlum top, atan alır! - Atıf doğru söylüyor, atan alır! - Alırım ki! Gözde abisine göz devirmiş ardından yedi yaşında bir çocuk ne kadar cesur olabilirse o kadar cesaret ile ayçiçeği tarlasına ilerlemişti dikkatle. Peyam...