Lütfen bu kısa bölümü okumadan hikayeye başlamayın....
Rica ediyorum, tarihlere bakarak okuyun.
~ Fotoğraflardaki yerler, aynı konuma sahip yerler değildir. Kitabın konusuyla alakalı hiçbir gerçekliğe dayanmamaktadır, temsilidir. Sadece kafamdaki senaryoyu yansıtan fotoğrafları koydum. ~
- Güney Kore ruh ve sinir hastalıkları 1939' hastanesinin hafif yukarısında kalan nar ağacının temsili resimi. -
- Güney Kore ruh ve sinir hastalıkları 1939' hastanesinin dışarıdan temsili bir kısmı. -
- Güney Kore ruh ve sinir hastalıkları 1939' hastanesinin içerisindeki temsili bir resim -
| Tanrı haklıydı, dertlerin çiçeği olmaz. Şayet iki kelimenin hükmüne sığınarak baş eğen ve hayatı pamuk ipliğine bağlı yüreğini susturan bir aptal kanabilirdi insanoğluna bahşedilen dertlerin, çiçek taçları ile şanlanacağı yalanına... |-------
Merhaba güzellerim, hikayeye başlamadan önce bir sürü insanda olacağını düşündüğüm kafa karışıklığını engellemek için hikaye hakkında biraz açıklama yapacağım sizlere. Hikaye zaten kısa bir hikaye olacak, ama ben yinede böyle bir bölüm hazırlamamın yararlı olacağını düşündüm.
Öncelikle hikaye, ne kadar askeri bir hikaye gibi görünsede; askeri konuları ve askeri tarihini ele alan bir hikaye değildir. Aynı zamanda yaşanan olaylar hiçbir şekilde gerçekliğe dayanmamaktadır, kafamda kurduğum senaryolar eşliğinde ele aldığım bir konu.
Hikayemde, Güney Kore'de bir akıl hastanesi işletiliyor; ama içeride psikolojik sorunlar yaşayanlardan daha çok, Tanrı'yı inkar edenler ve 'eski zamanların sığ düşünceli insanlarına göre' dinsiz olan insanlar var...
Biliyorsunuz ki o zamanlarda din kurallarının katı olduğu zamanlarda, birçoğu psikolojik sorunlar yaşayan insanların diğer alemler ile iletişim arasında olduğu düşünülüyordu. Ve o hastaların tedavi olarak daha çok doktorlar ile görüstürülmek yerine papazlar ile görüştürüldüğü bir dönemden bahsediyorum.Ülke, orasının bir akıl hastanesi olduğunu ve psikolojik desteğe ihtiyacı olanlar için iyi bir yer olduğunu düşündükleri için sesleri çıkmıyor.
Hatta hastanede çalışan ve görev yapanların bir çoğu bile hastanede neler olduğunu bilmiyorlar; tabii her ay düzenli olarak farklı ülkelerden gelen ilaç ve narkozları karşılayan bir avuç er, ve hastanenin içindeki zavallı insanlara zulm çektiren papazlar ve hemşireler hariç...Tekrar ediyorum, hiçbir gerçekliğe dayanmamaktadır, tamamen kafamda kurduğum senaryolar eşliğinde kalemime aldığım bir konu.
İyi okumalar o halde :)
(ay ne edebiyat yapmisim)
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derdimin Çiçeği | Minsung
Fanfiction" Tanrı haklıydı, dertlerin çiçeği olmaz. Şayet iki kelimenin hükmüne sığınarak baş eğen ve hayatı pamuk ipliğine bağlı yüreğini susturan bir aptal kanabilirdi insanoğluna bahşedilen dertlerin, çiçek taçları ile şanlanacağı yalanına... "