dusan learns that the baby's father is dzeko

149 17 12
                                    

Sebastian sedyeden inip Dusan'ın yanına geldi.

"Dusan birşey soracağım."

"Efendim?"

"Senden sonra hangi doktora gidebilirim?"

"Vallahi ben kendi hastanemizde olan diğer kadın doğum uzmanımız olan Kerem Aktürkoğlu'na gitmeyi düşünüyorum. Sende ona gidebilirsin."

"Saol. Bende çok konuşup başını şişirdim ama."

"Yok canım estağfurullah. Neyse otur bakalım, sana bazı vitaminler yazacağım. Bu bebeğin daha iyi gelişmesi için. Ama merak etme, bebeğinde ve sende hiçbir sıkıntı yok."

Bir anlığına endişelenen Sebastian, Dusan'ın dedikleri ile rahatlayıp derin bir oh çekti ve Dusan'ın yazdığı reçeteyi aldı.

"Görüşürüz. Bu arada bu ev işini ne yapacağız? Ailem duysa kızar bana, bu yüzden gizli bir şekilde halletmemiz gerekecek."

"Tamam, sen ailen uyuyunca bavulun hazır olsun ve bana konum at, ben seni almaya gelirim. Eğer ben gelemezsem Ryan'ı yollarım, inşallah bir sıkıntı olmaz."

"Yok yok, olmaz. Yeter ki kurtulayım şunlardan."

"Tamam..."

Vedalaştılar ve Sebastian çıktı. Dusan'da randevularına baktığında önündeki iki saatinin boş olduğunu farketti.

"Ryan'ın yanına mı gitsem? Yok ya, onun hastası vardı. Neyse biraz bahçede dolaşayım bari, hatta kahve almaya gideyim ben."

Dusan, önlüğünü asıp ceketini giydi ve telefonunu, cüzdanını ve arabasının anahtarını alıp cebine attı. Bahçeye çıktığında nörolog Edin Dzeko ile karşılaşmıştı.

"Ah, Dusan merhaba."

"Merhaba Edin, nasılsın?"

"İyiyim, iyiyim Dusan sen nasılsın?"

"Eh işte, geçinip gidiyoruz öyle..."

"Öyle deme ya, daha gençsin sen ayrıca maşallahın var. 35 yaşında böyleysen diğer yaşlarını düşünemiyorum."

"Ama utandırma beni Edin!"

"Tamam tamam. Nereye gidiyorsun bu arada, işin bitti mi?"

"Önümdeki iki saat boşmuş, bende kahve içerek değerlendirmek istemiştim. İstersen sende gel, sana da ısmarlayayım bir tane."

"Olur valla, sevinirim."

Beraber, hastanenin karşısındaki kafeye gittiler ve birer kahve alıp balkon tarafına geçtiler.

"İlk atandığım zaman, Ankara'ya atanmıştım. Yine buradaki gibi, hastanenin önünde minik, tatlış bir kafe vardı. Her zaman oraya giderdim. Burası onun tadını vermese bile yine de öyle hissettiriyor. Ah ah, mazi ne kadar da güzeldi... Gençtik, adrenalin hormonu o zamanlar daha çok baş gösteriyordu... Bazen diyorum ki ne kadar salakmışım, bazen de diyorum ki keşke o zamanlarda geri dönebilsek. Ama imkansız."

"Haklısın Dusan. Biliyor musun bende ilk Ankara'ya atandım."

"Aaa, belki de aynı hastanedeydik fakat birbirimizi tanımıyorduk."

"Olabilir."

Gülüşüp, sohbet ederek kahve içmeye devam ediyorlardı. Kahve bitince Dusan ikisininde parasını ödeyip Edin ile beraber dışarı çıktılar.

"Benim işim vardı Edin, görüşürüz."

"Görüşürüz Dusan."

Dusan, arkadaşı Ryan'ın çalışma alanına doğru ilerledi. Kapıyı tıklatıp içeri girdiğinde boş olduğunu farketti.

my baby- edsanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin