"Taehyung benim sana bir şey söylemem gerek."Suratı ciddi bir şey söyleyeceğini gösteriyordu ama yaklaşık bir dakikadır öylece duruyordu. "Söyleyecek misin?" sanki kendine gelmiş gibi yüzünü salladı. Dalmıştı herhalde.
"Yok unuttum cümlemi toplayayım derken. Zaten önemli olsa unutmazdım dimi." gülümsedim. Çok tatlı bir omegaydı gerçekten. En saçma cümleleri bile beni tatlılığıyla gülümsetiyordu.
Hala elinde tuttuğu erikleri tuza bandırıp yiyordu. Aşermek böyle bir şey miydi sahiden?
"Hep böyle mi aşerirsin. Yani yanlış anlama tabiki çok yiyorsun anlamında falan demedim. Bu kadar çok mu canın ister hep?" yanaklarının iki tarafında da yuvarlak oluşturmuş iki erik vardı. Fıstıklarını ağzına sıkıştıran sincaba benziyordu. Ağzı aralık kalmıştı kapanmadığı için.Kahkaha attım. Kaşlarını çattı hemen. Kafasını göremeyeceğin şekilde arka tarafa çevirdi. Tam sesleneceğim sırada ağzındaki erikleri çıkartmış bir şekilde bana döndü. "Ne varmış halimde ne gülüyorsun ki! Canım çok çekti bir kere yoksa ben hayatta bu kadar çok yemem. Hıh. Bir aşerdik diye gördüğümüz muameleye bak." kollarını çiçek yapıp dudaklarını da büzmüştü.
Bende aşerdim sanırım. Dudaklarını.
"Ya küsme. Sadece komik geldi bir an güldüm işte öyle. Barışmak için teklifiniz nedir?" kaşları yumuşamıştı sadece. Kolları ve dudakları hala aynıydı. "Bana biraz daha erik toplarsan barışmayı düşünürüm." hemen oturduğum yerden kalkıp erikleri toplamaya başladım. Bana küs kalsın istemezdim. Arkamda bir kıkırtı duydum sonrasında da erik kütürtüsü.
Topladığım erikleri Jungkookun getirdiği torbaya doldurup yanına oturdum. Önce torbaya baktı sonra gözlerini kocaman açtı. "Bu kadara gerek yoktu kim yiyecek ki bunları bu kadar. Yarısını sen götür bunların. Hem hiç yemedin sende yesene." her ne kadar istemesem de o istediği için bir tane eriği ağzıma attım.
Eriği zorla yutup ona dönerek gülümsedim. Eğer belli edersem üzülebilirdi. Acilen evime geri dönmeliydim. Hemde biraz daha yerde oturursa beli ağrıyabilirdi. "Kalkalım mı artık evine bırakayım seni." başını sallayıp ayağa kalkmaya çalıştığında ondan önce ayaklanıp yardımcı oldum. Tıslayıp bacaklarını tuttu. "Off otura otura bacaklarım ağrımış."
"Kucağımda taşıyayım mı yine seni." alt dudağını ısırıp yere bakmaya başladı. "Çok zahmet ettirdim sana da kusura bakma." cevabımı uzanıp onu kucağıma alarak vermiştim.
Yolun yarısına gelince konuşmaya başladı. "Bu yaptığın her şey için teşekkür ederim. Hepsi benim için çok kıymetliydi ve bebişim için de öyle. Sağol Taehyung." çocuğu yapıp hiç ilgilenmeyen alfası yüzünden en ufak yaptığım şeyi görüp teşekkür etmesine içten içe kızmıştım. Nasıl öylece bırakabilirdi ki bu omegayı.
"Asıl seninle geçirdiğim vakitler benim için çok kıymetliydi. Ben sana teşekkür ederim." yüzü kızarmıştı. Görmeyeyim diye hemen başını göğsüme soksa da görmüştüm işte bir kere. Unutur muyum bir daha o güzel yüzü. Bundan sonra hep utandırayım seni de gör.
Evine geldiğimizde hala daha kafasını çıkartmadan orada öylece duruyordu başta uyudu diye şüphelensem de ben durunca kafasını çıkartmıştı. "Geldik mi?" suratıma bakmıyordu bile. "Evet geldik." deyip eğilerek kucağımdan indirdim. Yine bana bakmadan arkasını dönüp evinin kilidini açtı. İçeriye girip bana doğru döndü.
Çığlık attı.
Panikle noldu dercesine suratına baktım. "Delta yüzün!" al işte biliyordum böyle olacağını. Eve kadar gidebilsem yeterdi. "Bir şey yok korkma! Ben eve gideceğim hemen sende gir evine." sanki hiç ona evine gir dememişim gibi dışarıya çıkıp suratımı elleri arasına alarak bir sağa bir sola çevirdi. "Nasıl oldu bu?" kendini suçlu hissedecekti söylersem. Söyleyemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby's baby |TAEKOOK|
FanfictionYeni doğan bir bebeğe ihtiyacı olan delta Kim Taehyung ve hamile omega Jeon Jungkook...