5. Kavalye

29 5 109
                                    

"Berat lütfeen ! "

Haftasonu olacak nişana annem ille de biri ile gelmemi istedi . İlk başta "zaten Sude gelecek benimle" demiştim ama annem "Erkek diyorum yavrum erkek ! Kavalye lazım sana . Hem belki şu kalp kırıklığını da unutturur sana . Ne dersin ?" Yanımda bir erkeğin gelmesini zaten bunun için istediğini biliyordum, kavalye falan bahane yani ! Ama ben, onun sandığı gibi bir terk edilmiş veya aldatılmış kız sendromu geçirmiyordum . Ama gerçekleri ona söyleyemezdim . Ah anne kızın daha büyük acılar çekiyor..!

Şimdi ise "gerçekten" tek yakın arkadaşım olan erkeğe nişana benimle gelmesi için yalvarıyordum . Ve bu ulu kişi Berattı . Ama o yarım saattir bu tür ortamlardan ne kadar nefret ettiğinden bahsediyor . Benimse, ondan başka çarem olmadığından yalvarmak zorundaydım .

" Berat sen benim tek ve son çaremsin ! "

Feryadım sahte bir acı doluydu . O, bana bakıp gülümserken içimden "zalımın oğlu" demeden edemiyordum . Ona yalvarmam hoşuna gidiyor olmalıydı . Ne yapayım yani ! Masum, namuslu, şerefli ve edepli bir kız olduğum için tek bir erkek arkadaşa sahip olmam suç muydu (?) Ahh iç sesim Küçük Emrah gibi kendini acındırırken, ben "birit litfinn!" demekten başka birşey yapamıyordum .

" Kızım başka adam mı kalmadı bu millette ! Güzel kızsın, elini sallasan ellisi, bana niye taktın ki ? Başkasını bulamıyorsan ben sana tek telefonla birini ayarlarım . Biliyorsun, erkekler söz konusu bir kızla vakit geçirmek olunca uça uça gelirler . "

" Abazasınız çünkü ! "

" Bak onu doğru dedin ! " diyerek pis pis sırtmaya başladı . Normal şartlarda erkeklerle pek arkadaşlık kuramazdım . Onların yanında kendimi rahat hissetmediğim ve açıkçası pekte güvenemediğim için . Ama Berat o erkeklerden değildi . Onun fesat veya en ufak kötü bir niyetinin olmadığını hep bilirdim . Ailemde onu tanır ve severlerdi . Annem ille de bir erkekle gel demişti, o zaman bende arkadaşım olanını getirirdim . Tabii, Berat beyimizi ikna edebilirsek !

" Berat sen benim bu istediğimi yaparsan, bende senin bir istediğini yaparım . Anlaştık mı ? "

Durdu . Tek kaşını havaya kaldırıp düşündü . Ardından dudakları keyifle yukarı kıvrıldı .

" Ne istersem mi ? "

" Ne istersen ! "

Ben bunu dedikten sonra öyle bir gülüş takındı ki yüzüne, o an pişman oldum bu teklifime .

" Berna'nın babasını akşam dışarı çıkmak için ikna edeceksin ! "

" Ne ? "

Kaşlarım şaşkınlık ile havaya kalkarken, gerçekten ne demek istediğini anlayamamıştım .

" Duydun işte . Daha fazla soru sorma . " dedi ve oturduğumuz sandalyeden kalktı .

" Ben şimdi kaçıyorum . Sende eğer ki seninle gelmemi gerçekten istiyorsan, iki güne hallet şu mevzuyu . Byee ! "

Benim aklıma çok daha farklı şeyler isteyebileceği gelmişti ve o böyle birşey isteyince hem kendi düşüncelerimden utandım, hemde neden böyle birşey istediğini merak ettim .

--

" Sende Beratla geliyorsun yani ? "

Berat'ın yanındam ayrılınca, Sude'nin yanına gelmiştim ve şuan birlikte nişan için birşeyler bakıyorduk . Ben elimdeki beyaz elbiseye bakarken, o da elindeki yeşil elbiseye bakıyordu .

SafirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin