Lynchpin | TÜRKÇE ÇEVİRİ

Birinci Bölüm

Jiang Cheng, Jin Guangyao'nun sözlerini aklından çıkartamıyordu.

Neredeyse bir yıl olmuştu. Her şey ne kadar olabilirse o kadar yerli yerine oturmuştu. Madam Jin, Jin Ling büyüyene kadar sekti yönetiyordu ve Jiang Cheng rahatlamış hissettiği için suçluluk da duyuyordu. Lan Xichen ise hala inzivada olduğu için Lan Wangji hem Lan sektinin liderliğini hem de Baş Efsuncu* görevini üstlenmişti. Jiang Cheng aslında onun nasıl Baş Efsuncu olduğunu tam anlamış değildi fakat bu görevi üstlenen son üç kişi Wen Ruohan, Jin Guangshan ve Jin Guangyao olduğu için muhtemelen herkes bu görevin lanetli olduğunu düşünüyor ve Lan Wangji'nin bu görevi üstlenmesine ses çıkarmıyorlardı.

Wei Wuxian ise Bulut Kovuğu*'ndaydı. Görünüşe göre Wei Wuxian ve Lan Wangji artık birbirlerine "koca" olarak hitap ediyordu ama eğer bir düğün olduysa bile o, bu düğüne davet edilmemişti. Lan Wangji'nin Baş Efsuncu görevini kabul etmesinin tek nedeninin ise Wei Wuxian'ı her şeyden daha iyi korumak olduğuna neredeyse emindi.

Tapınaktaki olaylardan sonra hala birbirleriyle iletişim kurmamışlardı. Suçun çoğu Jiang Cheng'deydi, bunu biliyordu, çünkü Wei Wuxian Yunmeng'e birkaç kez uğramıştı. Jin Ling onunla buluşmuş ve hatta gece avına bile çıkmıştı. Jiang Cheng kimse ona bundan bahsetmese de bunu biliyordu çünkü o gecelerde Jin Ling Fairy'i yanına almıyordu. Yeğenine bu konuda bir şey dememesinin sebebi de eğer Wei Wuxian bir şeyi halledemiyorsa, Fairy'nin orda olup olmamasının durumu değiştirmeyecek olmasıydı.

Jin Ling de bu konudan bahsetmiyordu ama Jiang Cheng'in durumu bildiğini biliyordu ve aynı zamanda neredeyse her ayrılışında Jiang Cheng'e biraz daha uzunca bakıyordu. Geri döndüğünde ise ondan, Jiang Cheng'in her ne sebeptense bir türlü affedemediği ama Jin Ling'in affettiği diğer dayısıyla ilgili konuşması için fırsat tanımasını umuyordu.

Ama Jiang Cheng bu fırsatı ona hiç vermiyordu.

Neredeyse bir yıl olmuştu ve Jiang Cheng, Jin Guangyao'nun sözlerini aklından çıkartamıyordu.

Jiang Cheng her zaman tam annesinin oğlu olduğunu biliyordu ve bu onu her zaman korkutmuştu.

Huyları annesinin huyları gibiydi, mesafeli mizaçları bile aynıydı ve yetişkin bir birey olarak annesini, çocukken anladığından daha iyi anlıyordu. Herkese karşı memnuniyetsizlik doluydu ve sevgisi nasıl oluyorsa her seferinde sinir olarak kendini gösteriyordu. Zamanında bu duyguları içine atmaya, kontrol etmeye çalışıyordu çünkü her ne kadar annesini sevse de onun gibi olmak istememişti. Sekt lideri olduğu zamanlarda ise bunu kullanmayı ve aslında umursamadığı şeyleri umursar gibi davranmamayı öğrenmişti. Eğer gürültücü ve huysuz biri olarak tanındıysa bile sorun değildi çünkü bu diğer klanların saçma sapan çabalara girmekle uğraşmayacağını gösterirdi. Onu pohpohlamaz ve yapmak istemediği şeyleri yaptırmak için onu ikna etmeye çalışmazlardı çünkü hepsi biliyordu ki bunların hepsi boş birer çabaydı. Tüm bu saçmalıklar için ayıracak vakti yoktu.

Değer verdiği insanlara sıkıca tutunuyordu ama bu tıpkı kumları avucunda tutmaya çalışmak gibiydi, ne kadar sıkıca tutunursa o kadar çabuk kaybediyordu her şeyi. Yaklaşık son on-yirmi yıldır birilerine çok değer vermeye çalıştığından değildi gerçi, dersini almıştı çünkü. Yeğeni hariç, konu Jin Ling'e geldiğinde oldukça şanslıydı. Haylaz, söz dinlemez, dayısının yüreğine indirmeye niyetli gibi davranan bir velet olabilirdi ama Jiang Cheng, tıpkı annesinin onun tüm o yaygaralarının arasında söylediğini değil söylemek istediğini anlaması gibi onu anlıyordu.

Öyle ya da böyle diğer herkesi kaybetmişti ve Jin Guangyao'ya göre bu Jiang Cheng'in suçuydu.

Gerçekten de tüm bunlara engel olabilir miydi? Sarpa saran tüm her şey bir bakıma onun suçu muydu? Eğer Wei Wuxian'e inansaydı, eğer onu savunmayı göze alsaydı, tüm bu olanlar önlenebilir miydi? Jin Ling, çocuk büyütmek hakkında bir bok bilmeyen dayısı ve muhtemelen Jin Ling'i normal bir insan gibi büyütme çabalarını sabote eden diğer dayısı yerine gerçek anne babasıyla büyüyebilir miydi?