7. Bölüm: Kedi

8.1K 631 383
                                    









Okula gelmiştim, dersler sıkıcı bir şekilde geçmeye devam ediyordu. Öğle arasına 3 dakika kaldığını görmemle beraber kalemlerimi tekrar kalemliğime doldurdum. Beklemeye başladım.

Zil sesiyle beraber aşağıya indim ve karnım çok aç olduğundan (iki bölümdür doyuramadım)
yemekhane kısmına baktım.

Cidden yemek yemektir ama bizim aşçılar bir kötü yapıyordu ki yenmiyordu resmen. Bu günde tadını asla beğenmediğim yemekler çıkmıştı. Oflayarak masalardan birine geçtim ve oturduktan sonrada ellerimi karnıma sararak kaşlarımı çattım.

Bay Kim merdivenlerden inmiş yemekhaneye girmişti, koridora bakarken beni görmesiyle önce sırıttı sonra yavaşça yürüyerek yanıma geldi.

"Sorun ne Gguk?"

"Uuf yine pis pis yemekler yapmışlaar, acıkmıştım işte ama yiyemiyorum bunlarıı."

"Ne yemek istiyor canın?"

"Güzel şeyler istiyoor işte bunları değill."

Tekrar güldü.

"Öyle olsun, ben gidiyorum."

Cidden gidiyor muydu hemen? Daha uzundu bu ara. Sıkılacaktım yani.

Aklıma bir fikir gelmişti o an, Mandy ve arkadaşlarının beni izlediğini görmemle beraber.

Ayaklandım ve Bay Kim arkasını dönmüş gitmek üzereyken ceketinden tutarak durdurdum onu. Tekrar bana döndüğünde boyum yetmediğinden parmak uçlarıma çıkarak boynuna sardım kollarımı. Gözlerim Mandy'nin olduğu yere bakarken sıkıcı sarılmıştım birden Bay Kim'e.

Ellerini belime yerleştirmişti o da. Bir kaç saniye böyle durmuştuk.

"Ne oldu bebeğim? Sarılmak mı istedin?"

"Imm evet eveet."

"Öyle olsun bırakayım mı şimdi? Ofise çıkmalıyım."

Ellerimi indirdim ve onu onayladım. El sallamaya başladığımda bir anda herkesin içinde eğildi ve alnımı öptü.

"Çıkışta görüşürüz Jeongguk."

"Görüşürüz efendimm."

El sallamayı bırakmıştım, Mandy ise Bay Kim gider gitmez bir anda ayaklanıp bana doğru geldiğinde sıçtığımı anlamıştım.

''Bana bak Jeon Jungkook, sen az önce gözlerime baka baka Bay Kim'e mi sarıldın?''

Kör müydü? Sarılmıştım işte ya.

''Görmedin sanırım çıkışta tekrar göstermek isterim.''

Sevmediğim kişilerin yanında tüm gıcıklıkları yapabilirdim, böyle bir insandım. Ancak hiçbir zaman kavgaları başlatan kişide olmamıştım.

''Çıkışta bende sana bir şeyler göstereceğim aptal çocuk seni, eşcinsel olduğunu falanda mı yaysam acaba ya of karar veremiyorum.''

Yine saçmalıyordu, yapamaz öyle şeyler. Ama çıkışta herkesten önce koşa koşa Bay Kim'in yanında olmalıydım yoksa güzel bir dayak yiyeceğim kesindi. Gelen görevli öğretmen onları çağırdığında bende gülerek yemekhaneden çıkmıştım. Sınıfa girmiş beklemeye başlamıştım.


...


Çıkış zilinin çalmasıyla hızla sınıftan çıktım, Mandy ve arkadaşları da arkamdan geldiğinde alt kata indim ve yardımcı odasına girdim hızlıca. Beni görmesinler diye girer girmez kapıyı kapattım ve nefeslenmek adına bir kaç saniye durmanın ardından arkama baktığımda Bay Kim'in odada olmadığını anladım. Onun burada olduğunu düşündüğümden bu kadar rahattım ama şimdi karşımda gördüğüm gıcık matematik hocası ile ağzım açık kalmıştım.

''Kapı çalınmadan mı giriyorsun sen Bay Kim'in odasına?''

''Şey Bayan Park, ben evet özür dilerim. Bay Kim nerede acaba?''

''Aşağıda erkek öğretmenler lavabosunda olması lazım, neden?''

''Bir şey konuşmalıyım onunla da ondan.''

Başımla tekrar selam verdikten sonra kapıyı açtım ve hızla dışarı çıktım. Mandy ise koridorun sonunda beni bekliyordu, bağırarak yaklaşmaya başladığında koşarak merdivenleri indim ve lavaboya girdim.

''Uuf sonunda Bay Kim ya, her yerde sizi arıyorum.''

''Geliyordum şimdi bahçeye yavrucuğum, ne oldu?''

''Imm şey hemen gideliimm, anlatacağımm.''

Ellerini belime yerleştirdikten sonra burnunu yanağıma yasladı ve beni duvarla arasına aldı. Boynuma doğru eğildi ve nefesini verirken konuştu.

''Hmm biraz kalalım, sonra gideriz. Hem sana söyleyeceklerim var.''

Ellerimle kollarını sardım ve başımı çekmeye çalıştım, geri çekildi ve yüzüme baktı.

''Neden kaçıyorsun benden?''

''K-kaçmıyorum efendim, gidelim hadi.''

Yüzü düşmüştü, olduğumuz yerden çıktık ve çıkıştaki arabasına doğru ilerledik.

"Nereye gideceğiz?"

"Eve."

Garip garip bakmıştım, buluşacağız demişti şimdi de eve mi çağırıyordu? Of Bay Kim. Çok ses etmedim ama arabaya binerken bile moralim bozuktu. Hevesim kırılmıştı açıkcası.

Eve vardığımızda beni salona doğru getirdikten sonra gözlerimi kapatmamı istedi. Onu beklerken bir anda kucağımda hissettiğim şeyle  gözlerimi refleks olarak araladığımda küçük sarı bir yavru kedi görmemle beraber çığlık atmıştım.

En büyük hayalimdi bir kedimin olması ama annemler yüzünden alamadığım için hep bunu düşünerek üzülmüştüm, şimdi ise Bay Kim önüme bir kedi koyduğunda o kadar sevinmiştim ki ağlayacaktım resmen. Çok beklemeden kedinin kafasına dokunmamla beraber yavru kedi bana dönerek miyavladığında ellerimle onun karnından tutarak koltuğun kenarına indirdim.

Kendimde koltuğun üzerine çıkarak Bay Kim'e sarıldığımda beni kucağına çekti. Sımsıkı sarılıyordum boynuna, o da belime aynı sıkılıkta karşılık veriyor bir eliyle de düşmemem için kalçamın altından tutuyordu. Şu an deli gibi heyecanlanmıştım ve ağzımdan tek kelime çıkmıyordu.

"Bay Kiimm çok seviyorum sizii!"

Yüzüne bakarak söylediğim şey sonrasında hiç beklemeden dudaklarıma yapıştığında nefesimi alamadığım için bir kaç saniyenin ardından ensesine tırnaklarımı bastırıyordum durması için ama nafile. Daha sert emiyordu dudaklarımı, söylediğim şey için miydi tüm bunlar? Bilmiyordum, şu an tek bildiğim çok mutlu olmamdı.

En sonunda dudaklarımdan ayrıldığında nefes nefeseydim. Beni kucağından indirdi ve koltuğa bıraktı, kedi zaten onun için hazırlanmış yatağı çoktan bulduğunda gülümseyerek onu izlemiştim.

"Hadi yavrum, alışverişe gideceğiz daha. Kediyi bırak şimdi ve gel."

...

Alışveriş merkezine gitmiş, şimdi de evine tekrar dönüyorduk. Bay Kim bana evde söylemesi gereken şeyi söyleyeceğini belirtmişti o yüzden heyecanlıydım.

Sonunda eve girmiştik ve meraktan çatlayacaktım resmen.

"Ne söyleyeceksiniz Bay Kimm? Merak ediyorum artık ya."

"Söyleyeceğim, ama emin değilim."

Karşısına geçtim, elimi tutmasıyla yüzüne baktım ve onu izlemeye başladım. Konuşmadım bu sürede çünkü önemli bir şey söyleyecek gibiydi.

"Jeongguk, sikeyim ben aramızdaki yaş farkını ve öğretmenin olmamı umursamadan benim olmanı istiyorum. Deli gibi ilgimi çekiyorsun, sensin kalamıyorum Gguk. Her dakika, her saniye yanında olmak istiyorum ben. Hem tatlılığın, hem vücudun, hem kişiliğinle mükemmelsin sen."

Hiç beklemedim, o kadar şaşkındım ki düşünmeden içimden geleni söyledim o an.

"Sizde benim ilgimi çekiyorsunuz efendim."





TEACHER'S PET / TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin