Babasını trafik kazasında kaybettiğini sanan Zülal bir gün kapısının önünde KL adlı kişiden gönderilen siyah bir zarf bulur. Zarfın içinde babasına ait iki fotoğraf bir de KANDEMİR holding'ine ait şirket kartı vardır. İlk başta bu iki şeyi bağdaştır...
Yorum sınırı: 300 (Saatlerdir bölüme şarkı arıyorum sonunda bir tane buldum ama ismini bulamadım sonra onu da buldum ama vazgeçtim başka şarkı aradım ve son olarak bunda karar kıldım isbfksbdksbd)
Bölüm şarkısı (Tourner Dans LeVide- Indila)
📍Kırmızı şemsiyenin sırrı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Keyifli okumalar dilerim 🍷
Susup hiçbir şey söylemeden bir müddet ona baktım, bana merakla bakan gözlerinin ardından bu bakışmaya son vererek kaşlarımı hafif yukarı kaldırıp anlamsızca ona bakmayı sürdürdüm. Ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum. Ona bir katil avcısı olduğumu ve katilin şirketinde olduğunu dair bir sürü şey anlatmama rağmen beni kovmayıp aşağıya inmemi, amcası ile ilgilenmemi istiyordu!
Hiçbirşey demeden odasından ayrıldığımda adımlarımı aşağı kata doğru atmaya başladım. Merdivenin son basamağı da attığımda yukarıdan kapısını kapattığını duydum. Benim peşimden o da merdivenlerden inmeye başladığında amcası Altay beyin yanına doğu ilerledim.
Mahir bey de yanımıza geldiğinde amcasına bakıp "Şirkete gidiyorum şu sorunu halletmem gerekiyor. Geç gelebilirim Zülal seninle kalacak bir sorun olursa ararsınız." Dedi. Altay bey güldü ve "Ne o? Rolleri mi deriştirdik Mahir" dediğinde Mahir bey belli belirsiz gülümsedi.
"Onu demek istemediğimi biliyorsun amca."
"Merak etme takılıyorum sadece." Dedi Altay bey ve "İyi çalışmalar." Diye ekledi.
Mahir beyin evden ayrılışı üzerine rahatsızlıkla Altay beyin yanına geçip tebessüm ettim ve "benden bir isteğiniz var mı?" diye sordum.
Oturduğu yerden bana bakıp "Oturabilirsin." Dediğinde emin olamayarak ona bakıp "Eee tabi." Dedim ve onun karşındaki koltuğa kasıla kasıla oturdum.
Altay bey elinde tuttuğu telefonu ile ilgilenmeye başladığında "Mahir seni korkutmuş olmalı." Dedi.
Şaşkınca ona bakıp "Hayır, yani neden korkutsun?" dedim anlamayarak.
Altay bey gözlerini telefonundan çekip bana odakladı ardından "Mahir soğuk ve duvarları olan biri gibi görünse de sen kendi güneşin ile onu ısıtıyor ve duvarlarını yıkmayı başarıyorsun. Mahir kötü biri değil, ondan korkma. Sen ona iyi geliyorsun. " Dedi.
Kaşlarımı hafif havaya kaldırdım ve "Ona iyi geldiğimi nerden çıkartıyorsunuz?" diye sorum.
"Sana olan tavrından ve bakışlarından. Eski Mahir bir buz küpünden fakrı yokken şimdi o buzların eridiğini görebiliyorum. " dedi.
