5. QUETZAL KUŞU

27 3 26
                                    



SOYTARI KATİLİ

5. Bölüm

"Quetzal Kuşu"

🎵Lana Del Rey-Black Beauty

Rüzgâr, halka fısıldadı: Ölüler zararsızdır.
Fakat rüzgâr ilk defa yanıldı. Ölüler zararsız tanımından çok farklıydı.
Soluk alamayan cesetler, toprağın altında günahlardan özgür kılındı. Günahlarından arınan ruh, kendini şeytana adadı.
Tanrı'ya sığınan beden, ruhunu aynı yolda tutamadı. Ruh doğrudan saptı, yanlışa doğru adımladı.
Bedenden sapan ruh, kendini özgür sandı, fakat ona çarpan ilk rüzgârda yalpaladı. Geri dönmek istese de yapamadı.
Şeytana borçlanmıştı. Ve biliyordu ki şeytana yapılan borcun ödemesi itaatti. İtaat etmekti.
Ruh kendini özgür sanarken, fark etmedi şeytanın kendisini prangaladığını. Acıdan kıvranırken hiç elde edemediği özgürlüğü sayıkladı.❞

Geçmiş bilinmezliklerle doluydu.

Öyle fazla bilinmeyen vardı ki, bir denklem kurmaya çalıştığımda sonucu hiçbir şekilde bulamıyordum. Denklem ve bilinmeyenler böylece elimde patlıyordu.

Bu bilinmezliklerle ve sorularla dolu geçmiş, geleceğimi kontrol altına aldığında bu denklemi çözmek için uğraşmam gerektiğini anlamıştım. Görmem gerekiyordu, bilmeceleri çözmem gerekiyordu ama büyürkenki yolculuğumda hiç kimse nasıl bilmece çözeceğimi öğretmemişti. Ona sorular sorduğum hayat bana hiçbir zaman cevaplarla gelmemişti. Ben soru işaretleri dolu cümlelerimle yapayalnız kalmıştım.

Hiç kimse yanımda yoktu. Doğduğum andan beri yapayalnızdım. Yaşamam bir mucizeydi belki de.
Babası olmayan, annesi yanında durmayan bir çocuk, büyüdüğünde karşısındaki sorunları çözebilmesi için geçmişi hakkında bilmesi gerekiyordu. Durum buydu.

Geçmişi olmayan bir çocuk geleceğini çözebilir miydi?
Artık bir çocuk değildim. Bunun farkındaydım.

Bir yetişkindim ve kararlarımın sonuçlarını kimseye yükleyemezdim. Yükleyecek kimsem olmasa bile... bunu yapamazdım.

Yapabileceklerim ile yapamayacağım şeyler arasındaki çizgiyi ayırt edebiliyordum. O yaşa gelebilmiştim bir şekilde. Sorumluluklarımın farkındaydım çünkü ben bu sorumluluklarla doğmuştum. Benim hiçbir zaman sonuçlarımı başkalarına yükleme şansım olmamıştı çünkü olmayan bir baba ve günden güne zihnimdeki hatıranın silikleştiği bir anneye ne yükleyebilirdim ki? Cevap kesindi. Hiçbir şey yükleyemezdim.
Bunu fark ettiğimde soğuk ve kimsesiz bir garajdaydım. Sanırım yedi ya da sekiz yaşlarındaydım. Git gide silikleşse de bu anı zihnimden, o yeri ve zihnimden hiç kalkmamak üzere yerleşen garajın kokusunu unutamıyorum.

Ceset kokuyordu.

Akrep ve yelkovan ilerledikçe saat yönünde, kokuya alışıyordum. Korkuyordum çünkü on adım ötemde bir ceset vardı ve cesedi tanıyamamıştım.

O an o cesedi tanıyamamıştım.

O cesetle aynı yerde kalan küçük bedenim zaman algısını orada iken yitirse de, o lanetli yerde yirmi dört saatten fazla kaldığımı sonradan öğrenmiştim.

Yirmi dört saatten daha fazla süren zaman diliminin ardından dört tane otuzlarının sonunda adam o kapalı kutu gibi olduğunu düşündüğüm garajdan beni ve o cesedi kurtarmıştı.

SOYTARI KATİLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin