Helga Abbott
•
Sol koluna astığı çantası, sağ eline aldığı Hufflepuff cübbesi ve uzun saçlarıyla Adelle Travers, Biçim Değiştirme dersinden çıkmış, bahçeye doğru ilerliyordu. Henüz yeni başlamış ders yılına karşın sene sonunda girecekleri S.B.S. sınavları yüzünden fazla yoğundu.
Dışardan bakıldığında nötr olan yüz ifadesine karşılık kafasının içinde binbir türlü düşünce dolaşıyordu. Sakin nefesler alırken bir yandan da yanından geçen insanlara dokunmadan yürümeye çalışıyordu.
Eliyle omzundaki çantayı daha sıkı tutmuşken arka taraftan omzuna çarpılması bir oldu. Daha ne olduğunu anlamadan önüne geçen yeşil cübbeli, dalgalı saçlarıyla Regulus Black'i arkasından dahi tanımıştı.
Sinirle ağzını açmış, sözlerini dile getirecekken ikinci bir darbe daha yemişti. Bu sefer çarpan Sirius Black idi. Uzun dalgalı saçları, kırmızı detaylı cübbesiyle gayet dikkat çekiyordu.
İşte şimdi ilgi çekici olmaya başladı, diye düşündü Adelle. Yazın olan olaylardan sonra ilk yüzleşmeyi sabırsızlıkla bekliyordu. Şahit olma şansı varken onları takip etmeliydi.
İki genç adamın peşinden ilerlerken birkaç kişiyle tensel temas yaşamıştı ancak umursamadı. Kendisine görece daha uzun bacaklara sahip iki insanı takip etmek hız gerektiriyordu.
Birkaç koridor geçtiler, bu sırada Sirius Black hâlâ kardeşine sesleniyordu. Regulus herhangi bir yavaşlama belirtisi dahi göstermemişti.
Derslerine giren öğrencilerle birlikte koridor tenhalaşırken Sirius Black sonunda Regulus'u yakalamıştı. Uzaktan dahi Regulus'un burnundan soluduğu görülüyordu. Adelle fark edilmemek için uzaktan, kuytu köşe bir yer seçmiş, kulak misafiri oluyordu.
"Regulus, beni dinle artık!" diye çıkıştı büyük Black oğlanı. "Nereye kadar böyle devam edeceksin, biz kardeşiz!"
Ukala ve sahte bir gülüş attı Regulus. "Kardeş, ha?" Karşısında duran genç adama doğru bir adam attı, Sirius bir adım geri çekildi. "Ben Potter'ı kardeşin yerine koyuyorsun zannediyordum!"
"Daha fazla orada kalamazdım, anlamıyor musun?!" diye cevap verdi Sirius. "James'i senin yerine falan koymuyorum! İkinizin yeri benim için çok ayrı."
"Ne güzel işte, benden daha iyi bir kardeşin var artık!" dedi Regulus, sinirinden taviz vermeden. "Benden uzak dur! Gittiğinde arkandan bıraktığın tek şey sadece kocaman bir ev değildi, arkanda beni bıraktın, Sirius! Şimdi yanıma gelip hiçbir şey olmamış gibi davranamazsın!"
Adelle bu kadarını beklemiyordu. İlginç bir hesaplaşma olmuştu. Regulus'u ilk defa bu kadar sinirli görmüştü aynı zamanda da duygusal.
Regulus Black tıpkı geldiği gibi boş koridordan ayrılırken arkasında duygusal karmaşa yaşayan Sirius'u bıraktığında Adelle'in Sirius' a karşı hissettiği tek şey tiksintiydi. Bu tiksinti Kanıbozuk olmasıyla ilgili değildi, tamamen kardeşini arkasında yapayalnız bırakmasıyla ilgiliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐏𝐞𝐚𝐜𝐞 𝐈𝐧 𝐓𝐡𝐞 𝐃𝐚𝐫𝐤𝐧𝐞𝐬𝐬 | ʀᴇɢᴜʟᴜꜱ ʙʟᴀᴄᴋ
Fanfiction❝𝐩𝐞𝐚𝐜𝐞 𝐢𝐧 𝐭𝐡𝐞 𝐝𝐚𝐫𝐤𝐧𝐞𝐬𝐬❞ Adelle Penelope Travers, Seçmen Şapka'nın sekiz hatasından biri, Helena'nın utancı, Safkanın umudu, ve Büyücülük Dünyası'nın kusuruydu ya da Regulus Black'in hayran olduğu kadın... (𝐑𝐞𝐠𝐮𝐥𝐮�...