𝟎𝟎𝟒 | 𝐤𝐚𝐯𝐠𝐚

37 5 25
                                    

Adelle, baykuşunun getirdiği mektubu okurken Büyük Salon'da tıpkı onun gibi bir çok kişi mektubuyla ilgileniyordu. Kalabalığın oluşturduğu sesle birlikte kağıt hışırtıları da kulaklara peyda olmuştu.

Adelle mektubun kimden geldiğini aşağı yukarı tahmin edebiliyordu. Annesi Victoria Travers'dan başkası olamazdı elbette.

Üzerinde Travers Ailesi'nin amblemi bulunan ve hemen altında Korkusuz ve Sitemsiz mottosunun fransızcası yazan zarfı diklatle açtı, tabağının yanına yerleştirdi.

Uzun ince harflerin hüküm sürdüğü mektup, Sevgili Adelle ile başlıyordu.

Sevgili Adelle,

Günlerin hızla akıp geçmişe karışmasıyla birlikte okulunda ikinci haftan başladı. Günlerinin yoğun ve yorucu geçtiğini tahmin edebiliyorum. Senden istediğim şey beşinci sınıfın önemini unutmadan sorumluluklarını yerine getirmen, bununla birlikte kendine dikkat etmen.

Jennifer ve sen asla beni hayal kırıklığına uğratmadınız, canım. Bunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Neyin doğru olduğuna karar verebilecek insanlarsınız.

Seni seviyorum, Adelle. Kendine iyi bak.

Victoria Travers.

Açıkcası annesinin bu mektupta bazı şeylere dikkat çektiğinin farkındaydı Adelle. Birçok defa annesinden mektuplar almış, her defasında da tecrübeli kadının kendisine verdiği değeri mektubunda hissetmişti. Ancak hayal kırıklığına uğratmamak, neyin doğru olduğuna karar vermek gibi söylemlerin altında başka bir şey vardı ve Adelle bunun ne olduğunu çözmek istiyordu.

"Adelle, daldın gittin. Bir şey mi oldu?"  diye sordu Carla. Carla'nın seslenmesiyle mektubundan kafasını kaldırıp kendisine bakan Carla, Brad ve Helga'nın farkına vardı. Olumsuz şekilde başını salladı, mektubunu zarfın içine koydu. "Bir şey olmadı," diye mırıldandı.

Şüpheli ortamı bozan kişi Brad Jackson olmuştu. "Madem bir şey olmadı, o hade bombayı patlatıyorum." dedi heyecanla. "Hafta sonu olacak partiyi duydunuz mu? Cameron ve arkadaşları organize etmiş." Son sözünü söylerken çaktırmadan Adelle'e göz atmıştı. Adelle, her ne kadar insanlardan Cameron ile aralarındaki şeyi saklamaya çalışsa da yakınındaki insanlar fark etmişti. Bunun sebeplerinden biri de Adelle'e göre kesinlikle Cameron'nın dikkat çeken davranışlarıydı.

"Benim yeni haberim oluyor," dedi Helga. Adelle de onu onaylarcasına kafasını salladı. Brad Helga'nın ardından devam etti, "Tüm binaları davet etmişler, kesinlikle gelmeniz gerekiyor."

"Biz Brad ile birlikte gitmeye kadar verdik," dedi Carla, Brad'in elini tutarken.

"Çift halinde gitmek zorunlu mu?" dedi Adelle merakla. Geçen senelerde yapılan partilerde çift halinde gitmek zorunlu kılınmıştı. Ancak Adelle henüz Slughorn'nun partileri dışında herhangi bir partiye katılmamıştı. Bunu en büyük nedeni partilere konulan yaş sınırıydı.

"Evet, zorunluymuş." dedi Carla, çayından  bir yudum aldıktan sonra. "Benim kavalyem belli, gerisi sizde hanımlar." diye devam etti ve cilveyle göz kırptı.

"Aynen öyle." Brad, Carla'nın şakağına küçük bir buse kondurduktan  sonra ayağa kalktı, "Sprout'un yanına uğramam lazım, hoşçakalın." dedi ve yanlarından ayrıldı.

"Bende Jennifer'ın yanına gidiyorum." Mektubunu çantasına yerleştirdi, ayağa kalktı.

"Derse geç kalma, McGonagall'ın dersi." diye uyardı Helga ve Adelle onu onayladıktan sonra Slytherin masasına doğru ilerledi.

𝐏𝐞𝐚𝐜𝐞 𝐈𝐧 𝐓𝐡𝐞 𝐃𝐚𝐫𝐤𝐧𝐞𝐬𝐬 | ʀᴇɢᴜʟᴜꜱ ʙʟᴀᴄᴋHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin