2. Bölüm

5.8K 489 245
                                    

****Medyadaki şarkı Luhan'ın aşkına oldukça uyuyor. Dinlemenizi tavsiye ediyorum. İyi okumalar ve dinlemeler.****

** "Tanrı aşkına kahkaha seslerini duydun değil mi?"

"Evet hyung. Konuşma seslerine inanmamıştım ama kahkaha seslerini duydum. Kasadan geliyor."

"İlerde sağda durup bir bakalım." **

İşte şimdi sıçmıştık. Tam anlamıyla SIÇMIŞTIK!!!

Panik içinde Sehun'a baktım. Ne yapacaktık şimdi?

"S-Sehun bir şey yap!" dişlerimin arasında tıslarcasına konuştum. Eli saçlarının arasında dolaşırken bir şeyler düşünüyordu. Bir anda ayağa kalkıp sırt çantasını benim endişeli bakışlarım arasında sırtına geçirdi.

"Elimi tut." Elini uzattığında itaat edip dediğini yaptım.

"Ne yapacağız." Elimi sıkı sıkı tutuyordu.

"Basit, atlayacağız."

"Sen ciddi misin? Hareket halinde araba!"

"Aklında daha mantıklı bir yol varsa uygulayalım Luhan!" bana sertçe bakıp göz devirdi. Belli etmemeye çalışsa da endişeli olduğu çok açıktı.

"Sehun... Ben bundan emin değilim."

"Başka çaremiz mi var Luhan!" sesini yükselterek dişlerinin arasından konuşmuştu. Yükselen sesiyle bir adım geriye gittim. Tuttuğu elimi daha sıkıp yüzüme baktı.

"Üzgünüm. Sesimi yükseltmek istememiştim."

"S-Sorun değil." Değildi. Gerçekten Sehun yanımda olduğu sürece bir şeyler sorun değildi. Beni üzse bile yine kendime getirecek kişi Sehun olduğu için yaptığı şeyler sorun değildi.

"Araba durmak için yavaşladığında 3'e kadar sayacağım ve atlayacağız, tamam mı?" Bunları söylerken elimi kısa bir anlığına bırakıp yüzümü iki eliyle avuçlamıştı. Başımla yavaşça onu onayladım. Yüzümü bıraktığında tekrar elimi tutmasına izin verdim.

Korkuyordum ve Sehun bana güven veriyordu. Her ne kadar ben Sehun'un arkasını topluyor gibi olsam da bunlar ufak şeylerdi. Asıl zayıf olan bendim. Arkası toplanan, üzüldüğünde yanında bir omuz isteyen bendim. Küçük bir çocuk gibi hassastım ve Sehun benim tek dayanağımdı. Ailemi kaybettiğimden beri var olan tek ailem, tek arkadaşım, tek aşkımdı. Kısacası her şeyimdi.

"Araba yavaşlıyor." Endişelendiğim için zor çıkan sesimle söylemiştim.

"Hazır mısın?" yine başımla onayladım. Kamyonetin perdesini kaldırıp bana baktı.

"O zaman, 1...2...3!" gözlerimi kapatıp elimi tutan Sehun ile birlikte atladım.

Toprak zemine ilk çarpan bacaklarım olmuştu. Hemen arkasından kolum zemine sürtmüştü. Son olarak başım yumuşak bir şeye geldiğinde gözlerimi açmıştım.

Toz bulutları içinde önce uzaklaşan arabaya baktım. Sonra başımın denk geldiği yumuşak şeye baktığımda Sehun'un kolu olduğunu fark ettim. Sehun'un kolunun üstüne mi düşmüştüm?

Gözlerim yüzünü bulduğunda eski gevşek Sehun geri gelmişti. Dudaklarının yarısı kalkmış bir şekilde kamyonetin arkasından sırıtıyordu.

"Yine mükemmelim Lulu. Bu işten de yırttık." Kahkaha attığında olayın şokundan çıkıp sinirlenmeye başlamıştım.

"Yırttık mı? Bir yerine bir şey olabilirdi aptal!" bağırıp ayağa kalktım. Üstümün tozunu silkerken Sehun da arkamdan kolundan destek alarak doğrulmaya çalışıyordu.

TWENTIETHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin