7. Bölüm

4.6K 410 113
                                    

** Biliyorum iki bölümdür aynı olayları yazıyorum ve bundan sıkıldınız bende öyle ama Sehun'u anlatabilmek için buna mecburdum. Sonraki bölüm güncele dönecek zaten *-*

Bu arada müzikle dinleyin derim. Sehun'dan Luhan'a gelsin.**

Yediğimiz ramenin baharatı yüzünden susamış ve uyanmıştım. Gözlerimi açar açmaz Luhan'ın kollarımda duran güzel yüzüyle gülümsememe engel olamamıştım.

Başka bir duyguydu bu. Her gün aynı şekilde uyanmak istiyordum. İlk gördüğüm şey Luhan'ın yüzü olsun, burnuma gelen ilk koku Luhan'ın kokusu olsun istiyordum. Her bir duyum yalnızca ilk Luhan'la olmak istiyordu. İlk onu görmek, onu koklamak, onu duymak, onu hissetmek hatta dudaklarım sabah ilk onun tadına bakmak istiyordu.

Gülümsemem yüzümden eksilmeden Luhan'ın gözüne düşen saçlarını elimle geriye itmeye çalıştım. Alnına değen parmaklarımdaki sıcaklık normal olamayacak derecede fazlaydı. Yanakları kırmızıydı ve dokunduğum her yeri yanıyordu.

Ateşi olduğu çok belliydi. Ona birkaç kez seslenip uyanması için hafifçe sarsam da uyanmıyordu. Ciddi olarak korkmaya başlamıştım. Pes etmeyip birkaç kez daha seslendikten hareketlenmişti. Yinede gözlerini açmıyordu aslında açamıyor gibiydi daha çok.

Neyi olduğunu sorduğumda yarım yamalak açtığı gözlerini açık tutmaya çalışarak her yerinin ağrıdığını söylemişti.

Hasta olmuştu ve bu benim yüzümdendi. Bünyesinin ne kadar hassas olduğunu biliyordum. Fakat ben onu yine de peşimden sürükleyerek hasta olmasına sebep olmuştum. Luhan'ın başına gelen çoğu şeyler benim aptallığım sonucuydu. Islanmasına, yorulmasına izin vermemem gerekliydi. Ama ben ona hoş bir sürpriz yapabilmek için daha zor durumda bırakmıştım.

Onun gözümün önünde bu halde bitkin olması bile benim için ayrı acı kaynağı iken sebebi benim olmam çok daha fazla kahrediyordu beni.

Luhan bu haldeyken ne yapmam gerek bilmiyordum. Aklıma ateşini düşürmek ve canının yanmasını engellemek için bir şeyler gelmiyordu. Fazlasıyla panik olmuş ve korkmuştum. Sadece üşütmüş olmalıydı değil mi? Ciddi bir şey olmazdı, olamazdı.

Aklımda türlü senaryolar dönüyordu. Şu an onun yerine hasta olmak için veremeyeceğim şey yoktu. Ben etrafta koştururken hala bana aşk dolu bakıyordu.

Aklıma gelen fikirle Luhan'ı üstünü örtmemesi için uyararak resepsiyona indim. Bir ilaç bulmam lazımdı. Ardından onu soyup ılık havluyla vücudunu ıslatabilirdim. Annem her zaman böyle yapardı.

İlaçları alıp geri geldiğimde Luhan hala üstünü örtmemiş sözümü dinlemişti. Tekrar yatağa uzanmıştı ama sorun değildi. Onu yeniden doğrultup ilaçları telaşlı halimle içirmiştim. Benden gözlerini bir an bile ayırmıyordu. Bu kadar çok mu seviyordu beni?

Bu telaşlı halimle nasıl hala bir aptallık yapmamıştım anlamamıştım. Genelde mutlaka elimde ayağıma dolanır ve ne yaptığımı bilmeden tepki verirdim. Ama şu ana kadar gayet iyi götürmüştüm durumu.

Ateşini tekrar kontrol ettim. İlaçları verdiğime göre birazdan düşerdi ama yine de hala yüksekti bu yüzden ikinci aşama olan üstünü soymaya geçmek istemiştim. Üstündekileri çıkaracağımı söylediğim ilk sefer reddetmişti.

"Luhan ateşin var." Tişörtünü çıkarmaya çalıştığımda elleriyle beni engelleyip başıyla sürekli olumsuz anlamda sallıyordu. Konuşmakta zorlanıyordu.

"İ-İstemi-yorum." Ellerimden ellerini hala çekmediği için ona ciddi olduğuma dair bir bakış attım ve Luhan'ın elleri elimdeyken tekrar hareketlendim ama Luhan yeniden elimi sıkınca bu sefer sinirlenmiştim.

TWENTIETHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin