31.Nepenthe

2.6K 173 24
                                    

''Çok güzeller.''

Arabaya bindiklerinden itibaren geçen on dakika boyunca kucağında duran gülleri onlarca kez koklamıştı genç kız ama hala doyamamıştı.

Sürekli kucağındaki gül demetine kayan gözleri,yanağını iki parmağının arasına alıp sıkan Çağan'a doğru döndü hiç gitmeyen gülümsemesi ile.

''Senin kadar değiller bebeğim.''

Bir anlık kendisine dönüp kalbini yerinden eden genç adamı daha rahat izleyebilmek için oturduğu koltukta yan dönüp başını yasladı soğuk deriye.

Üzerinde gezen güzel bakışları hisseden Çağan yola odaklanma problemi yaşasada dikkatini toparlamaya çalıştı.

Ta ki küçük bir el sürekli tıraş olmaktan pürüssüzlüğünü kaybeden yanağını yavaş yavaş okşayana kadar.

Kalbine ansızın sızan şiddetli duygular ile ne yapacağını bilemeyen genç adam ayağının altındaki gaz pedalından farkında olmadan ayağını çekti ve bu da arabanın bir an  sarsılmasını sağladı.

''Kızım,ani hareketler yapmasana.''

Çağan'ın panik hallerini ve biraz önce okşadığı yanağının hafif pembeleştiğini gördüğünde daha fazla kendini tutamadı genç kız ve yanındaki adamın tekrar dikkatini dağıtan güzel kahkahasını sundu.

Koltuğa yasladığı kafasını diğer tarafa çevirdiğinde kahkahasından geriye kalan tebessümü ile akıp giden yolu izledi ve genç adamın yanağını öpmek ile ısırmak arasında kalan aklını da susturmaya çabaladı.

Kamaşan dişlerini birbirine bastırarak bu isteği yok etmeye çalışırken Çağan'ın sinyal vererek arabayı sağ tarafa park etmesi ile genç adama doğru döndü anlamayarak.

''Geldik güzelim.''

Çağan'dan defalarca kez duyduğu bu kelimeler hala kalbinin kanat çırpan kelebekler gibi pır pır etmesini sağlarken derince yutkundu ve emniyet kemerini çıkardıktan sonra kapıyı açıp arabadan inmeden hemen önce kucağında duran gülleri oturduğu koltuğa koydu hiç istemeyerek.

Arabanın kapısını kapattıktan sonra arkasını döndü ve bahçesinde çakıl taşlarının serildiği,renk renk adını bilmediği çiçeklerin süslediği tatlı kafeyi izlerken yanına ne zaman geldiğini anlamadığı Çağan'ın elini belinde hissetti.

Usulca beline konan iri eli varla yok arasında hissedebiliyordu ama yaydığı o sıcak hissi iliklerine kadar tadabiliyordu.

Çağan'ın yönlendirmesi ile bahçedeki çakıl taşlarını ezerek geçtiler ve kafenin beyaz duvarına sarılmış pembe çiçekli sarmaşığın hemen yanında duran cam kapıdan içeri girdiler.

Kapının arkasına koyulmuş zil sesi ufak bir gürültü çıkartırken kasada bekleyen sarışın,orta yaşlı bir kadının gülümseyerek yanlarına gelmesi de kısa sürede olmuştu.

''Çağan bu ne güzel bir sürpriz,hoşgeldiniz.''

Belindeki elin baskısını biraz daha hissederken başını kaldırıp yanında duran adama bakmak istedi ama arada bir kendisine gülümseyerek bakış atan hafif kilolu,tatlı kadından gözlerini çekemedi.

Kendisine sunulan gülümsemeyi karşılıksız bırakmadı Berra ve yanında duran,varlığını en küçük hücrelerine kadar hissettiği bu adamdan aklını uzaklaştırmaya çabaladı.

''Hoşbulduk.Nasılsın Olivia Teyze?''

Kafede dolu olan üç masanın bakışlarını onlara çevirecek kadar yüksek seste kahkaha atan Olivia Hanım çocukluğunu bildiği bu genç adamı aylar önce zorla anlattırdıkları kız ile görünce mutluluğunu gizleyemedi daha fazla.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 16 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

NEPENTHE | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin