Bölüm 2

1K 76 24
                                    

"Ferdin vicdanına yerleşmeyen adalet
kanunla sağlanamaz"
                                          ~Seyyid Kutub~
_____________________________________

Yaklaşık yarım saat sonra adliyeye varmıştım. Adliyenin bahçesine arabayı park ettikten sonra çantamı da alıp arabadan indim. Adliyenin kapısına doğru ilerlemeledim. Adliyeye girdiğimde merdivenlerden yukarı çıkmaya başladım. Başsavcının odası en üst katta olduğun için epey bir merdiven çıkmak zorunda kalmıştım. Nihayet başsavcının odasının bulunduğu kata çıktım. Koridorun en sonunda ki odaya doğru ilerlemeye başladım. Kapının önüne geldiğimde derin bir nefes alıp kapıyı çaldım. Başsavcıdan gel komutunu duyunca kapıyı açtıp içeri girdim. Başsavcı karşısında ki sandalyelerden birini işaret ederek oturmamı belirtti. Hemen sağ tarafta ki koltuğa oturdum.

"Üzgünüm efendim biraz geç geldim halletmem gereken bazı işlerim vardı."

"Sorun değil İpek savcım."

"Anlayışınız için teşekkürler efendim."

"Rica ederim savcım."

"İpek burda kimse yok bu yüzden efendim falan demene gerek yok sevgili yeğenim."

"Peki amcacım nasılsın görüşmeyeli."

"İyiyim sen nasılsın."

"Bende iyiyim amca."

"İpek neden buraya gelmek için bu kadar ısrar ettin? Seni çok iyi tanıyorum senin kafanda yine birşeyler var. Gözlerinden anlaşılıyor bir işlerin peşindesin. Bana hemen buraya gelmende ki amacını söyle."

Bune ya benim ailem neden beni bu kadar iyi tanıyor. Hiçbir şey söylemeden kolayca herşeyi anlıyorlar. Bir gizli iş yapamıyoruz. Hayır yani bunlar benim beynime çip falan mı taktılar. Yoksa mümkün değil beynimde ki düşüncelerimi bilmeleri.

"Tamam amca söyleyecem." Derin bir nefes alıp anlatmaya başladım. "Şöyle ki amca buraya gelmeden önce bazı araştırmalar yaptım. Araştırmalarım sonucunda bazı şeyler buldum. Hakkari'de terör örgütlerinin finans sağladıkları bazı malların olduğunu öğrendik. Onlarla ilgili detaylı bilgiler bulmak için buraya gelmem gerekiyordu."diye açıkladım.

"İpek bunun ne kadar tehlikeli olduğunun farkında mısın? Diyelim ki o malları buldun o depoya baskın düzenleyip bütün malları ele geçirdin. Peki sonrasın da ne olacak İpek? Bu teröristler senin peşini bırakırlar mı sanıyorsun? Seni bulurlarsa yaşamana izin vermezler öldürürler. İpek sen ve abin bana rahmetli abimin emanetisiniz. Sizi korumak benim görevim belki abini koruyamam. Ama seni korumak için elimden geleni yaparım."

"Amca ben senden beni korumanı istemiyorum. Ben kendimi koruya bilirim kimseye ihtiyacım yok. Hem üstelikle 10 yıldır bir kez olsun beni arayıp nasıl olduğumu bile sormadın. Şimdi de kalkmış bana amcalık mı yapacaksın. 10 yıldır bu amcalık duyguların neredeydi. 10 yıl sonra mı abinin emanetlerine sahip çıkmak geldi aklına? Senin annen ve kız kardeşin olacak o kadınlar beni annemin ve babamın mezarından kovarken nerdeydin? O zaman benim kendi annemin ve babamın katili olmamla suçladıklarında nerdeydin? 10 yıldır psikolojik tedavi alırken nerdeydin? 2 aydır hastane komada yatarken nerdeydin? Şimdi mi yeğenin olduğum aklına geldi? Ben bütün bunları yaşarken yanımda sadece abim, dayım ve teyzem vardı sen yoktun. Bundan sonra da benim yanımda olmana ihtiyacım yok. Eğer saygısızlık ettiysem kusura bakmayın sayın başsavcım. İyi günler."diyerek hızla odadan çıktım. Amcamın arkamdan bana seslendiğini duydum ama umursamadım bile. Merdivenlerden inerek aşağıya indim. Adliyenin kapısından çıkarak arabaya doğru ilerdim. Arabaya binip çalıştırarak adliyenin bahçesinden çıktım. Karagaha gidip timle tanışmam gerekiyor. Arabayla karargaha doğru ilerlemeye başladım. Bir yandan amcamla konuştuklarımızı düşündüm. Aniden hatırladığım şeyle şok geçirdim. Arabayı hemen sağa çekip rahatlamaya çalıştım. Kazayla ilgili birşey hatırlamıştım. Kaza anında arabanın frenlerinin tutmadığı hatırladım. O gün arabayı ben kullandığım için frenlerin tutmadığını anladığım da hemen annemele babama söyledim. Araba çok hızlı ilerliyordu frenler de tutmuyordu. Ne yapacağımızı bilemez bir haldeydik. Araba hızla ilerlerken aniden önümüze bir arabanın çıkmasıyla direksiyonu sağa doğru kırdım. Direksiyonu kırmamla şarampole yuvarlanmıştık. Gözümün önüne gelen bu anıyla neye uğradığımı şaşırdım. Hemen telefonumu çantamın içinden çıkarttım. Telefonumu elime alarak hemen Yeliz'i aradım. Yeliz benim hem sağ kolum hem de yardımcım. İki defa çaldırınca hemen telefonu açtı.

Bir Umudun İçindeki Yara Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin