"Acizler için imkansız korkaklar için inanılmaz gözüken şeyler kahramanlar için idealdir."
~Mustafa Kemal Atatürk~
______________________________________
Nihayet uçak indi artık Hakkari'ye gelmiştim. Uçaktan indikten sonra telefonumu elime alıp taksi çağırdım. Taksinin gelsini beklerken teyzemin birkaç dakika önce beni aradı gördüm. Hemen teyzemi geri aradım birkaç kez çaldıktan sonra teyzem telefonu açtı.
"İndinmi birtanem?"diye sakin ve sıcak bir ses tonunda soru sordu teyzem.
"İndim teyzecim taksi bekliyorum şimdi."
"Neden abine ya da dayına haber vermedin tatlım?"
Güzel soru teyzecim acaba neden abime yada dayıma haber vermedim. Gerçekten kendimi çok yormayı sevdiğim için olabilir. Neyse durumu toparlayıp teyzeme onlara süpriz yapmak istedeğim için haber vermediğimi söyleyim en iyisi.
"Canım teyzem birtanecik teyzem tatlım dayımla abime sürpriz yapmak istediğim için haber vermedim onlara."
Teyzem benim yalan söylediğimi anlamış olacak ki verdiği cevapla şok oldum resmen.
"İpekçiğim hiç yalan söylemeyi beceremiyorsun. Kesin yine kimseyi işinden gücünden etmek ve yormak istemediğin için haber vermedin. Unutuyorsun galiba ama ben senin teyzenim. Senin sesinin tonundan bile yalan söylediğini anlarım."Oha be teyzecim beni bu kadar iyi tanımana bazen gerçekten çok şaşırıyorum. Neyse ki taksi geldi teyzemin elinden kurtulmak için iyi bir fırsat.
"Neyse teyzecim taksi geldi telefonu kapatmam lazım müsait olunca ararım seni çok seviyorum birtanem hadi görüşürüz."
"Kaç tabi kaç işine gelmeyince hemen kaç zaten sonra bunun hesabını sana sorarım. Neyse dikkat et kendine aklım hep sende unutma görüşürüz güzelim."
Telefonu kapatıp taksiye bindim." Nereye gidiyorsunuz hanımefendi."diye sordu taksi şoförü. "Adliyeye yakın bir otel varsa oraya gidelim." diye cevap verdim taksi şoförüne. Taksi şoförü kafasını taman manısında sallayarak cevap verdi. Çok geçmeden adliyenin hemen karşısında bir otelin önünde durdu taksi. Taksi şoförüne ücretini ödeyerek taksiden indim. Bagajdan valizlerimi alıp otele girdim. Boş bir odayı ayarlayıp anahtarı alıp odaya gittim. Odaya girdiğimde hemen duşa girdim duştan çıktıktan sonra. Vücudumun rahatladığını hissettim. Heme hızla saçımı kurutup bukleler yaptım.Üstümü giyinmek için valizlerden kıyafet çıkardım. Adliyeye gideceğim için resmi bir kıyafet giymem derekiyor. Sonuçta Terörle Mücadele Savcısıyım ona göre giyinmem lazım. Hemen valizden beyaz bir gömlek, siyah bir kumaş ceket ve siyah kumaş bir pantolon giydim. Ayağımada valizimden çıkarttığım siyah topuklu ayakkabım giyinip çantamı da alıp odadan çıktım.
Adliyeye geldiğimde odama yerleşip birkaç dosyayı da hallettim. Sonra odamdan çıktım. Adliyenin kapısının önüne geldiğimde telefonumdan taksi çağırdım. Benim şu araba işini hemen halletmem gerekiyor. Olmuyor böyle birde kendime bir ev bulmam gerekiyor. Off cidden neden herşey bu kadar zor. Ben düşüncelerimin arasındayken taksi geldi.
Taksiye binip "Karargaha" dedim. Camdan etrafı izlerek bir yandan da dayım ve abimin beni karşılarında görünce ne tepki vereceklerini düşündüm. Onların o surat ifadelerini hayal ederken bile gülesim geldi. Neyse sonunda karargaha geldim. Ücreti ödeyip taksiden indim. Karargahın önüne geldiğimde kapıdaki askere savcı kimliğimi gösterip içeri girdim. İçeriye girdiğimde bir askere albayın nerde olduğu sordum. Asker bana onu takip etmemi istedi. Onu takip ederek bir odanın kapısının önünde durdum. Asker kapıyı tıklayıp gel komutunu bekledi çok geçmeden beklediği komut gelince kapıyı açtı. Kapıyı açıp içeri girdiğinde "Komutanım Terörle Mücadele Savcısı geldi."dedi. Albay "İçeriye al hemen."dedi askere. Asker önümden çekilerek içeri girmemi işaret etti. Odanın içine doğru ilerledim. Albay beni görünce hemen oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. Yanıma gelince bana sıkıca sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Umudun İçindeki Yara
Roman pour Adolescents10 yıl sonra karşılaşan iki aşığın hikayesi