23. BÖLÜM

5 1 0
                                    

Lucas

  Kız kardeşim Sadie'yi bir tepenin üzerinde, dürbün ile izliyordum. Daha 2 yıl önce babamın cenazesinde gördüğüm o zayıf kız şuan gülüyordu. Ben acı çekerken onun gülmesi ise asıl sinirimi bozan şeydi. Benim hakkım olan şirketi aldığı yetmezmiş gibi mutluluğu da benim sinirlerimi hoplatıyordu.

  Uzaktan onu izlerken, ne kadar değiştiğini fark ettim. Artık gözlerinin içi gülüyordu ama tek değişen o değildi. Sevgili kardeşim beni tanımasın diye yüzümde birkaç ufak değişiklik yapmıştım. "Gülmeye devam et bakalım Sadie COX. Bakalım daha ne kadar gülebileceksin" Kendi kendime mırıldandıktan sonra, tepeden inip arabama doğru yürüdüm.

Sadie

  Evime girdiğimde derin bir "oh" çekip kendimi yatağa attım. Telefonumu kurcalamak için ekranı açtığımda, tarih gözüme takıldı. Dizi çekimlerine çok az kalmıştı ve yakında tekrar Sam'i görmek zorunda kalacaktım.

  Pijamalarımı giyinip uyumaya hazırlandım ve kendimi sıcacık yatağıma attım. Sabah uyandığımda, duşa girdim ve kendime bir kahve yapıp onu içtim. Saat 18:30'u gösterdiğinde senaryoya çalışmak üzere kendime özel yaptırdığım senaryo odasına geçmiştim ki telefonuma mesaj geldi.

LIAM: Sadie durumlar kötü. Seninki elden gidiyor.

Liam'ın mesajından hiçbir şey anlamamıştım.

SADIE: Liam ne demek istediğin hakkında en ufak fikrim yok

*Fotoğraf gönderildi*

LIAM: Sam, ondan hoşlanan liseden arkadaşına

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

LIAM: Sam, ondan hoşlanan liseden arkadaşına

bir şans verme kararı aldı.

SADIE: Bu konuda ne yapmamı istiyorsun? Beni daha fazla
rahatsız etme işim var.

    Her ne kadar bu duruma sinir olmuş olsam bile sakin kalmaya çalışıyordum. Daha ayrılalı birkaç ay olmuştu ve o... Bu konuda fazla düşünmemeye çalışarak, senaryoma geri döndüm.

   Liam'dan konumu istemiş, konuma doğru sürüyordum. Şuan yaptığım tam bir saçmalıktı ama dayanamıyordum.

   Erkekler gerçekten hiç değişemiyordu, sanki terk edilmek doğalarında yoktu ve terk edildiklerinde buna katlanamıyorlardı.

   Neyse ki tanınmamak için sanki bir deliymiş gibi giyinmiştim. Başıma bir şal ve gözüme güneş gözlüğü takmıştım.

   MARVEL filmlerine layık kılık değiştirmemle birlikte kafeye girdim.

  Restorana girip, onları gözlemleyebileceğim bir yere oturdum. Kafamı menüye gömdüm ve onları izlemeye başladım.

   Kızın, Sam'in elini okşadığını görünce yerimden hopladım. Tüm restoran bana dönünce ise boğazımı temizleyip yerine oturdum.

    Bir süre sonra ikisi restorandan kalkınca bende kalktım. Dışarı çıktığımda kız arabasına biniyordu, ancak Sam ortada görünmüyordu. Tam bir adım atmışken omzumda bir el hissetmemle donakaldım

    Arkamı dönünce onun uzun figürünün tepemde dikildiğini gördüm. "Burada mıydın?"
  
    Zaten yeterince batmıştım bir de üstüne aptala yatarak daha dibe batıyordum.

    "Aptalı oynamayı bırakacak mısın? Neden beni izliyordun? Yoksa biraz kıskandın mı?" Onun sırıtarak sorduğu soruya gözlerimi devirdim. "Neden seni kıskanacakmışım? Unuttun mu biz ayrıldık. Senin duygularınla oynadım. Sadece benim de randevum vardı ve onu reddetmeyi düşünüyordum, ama o benden önce davranıp beni ekti." Sam'in kaşlarını kaldırmasından bana hiç inanmadığını anlamıştım. " Mhm kesin öyledir. "

                        1 GÜN ÖNCE

       Kate

    Bir süredir Sadie hakkında düşünüyordum. Kesinlikle iyi değildi, sadece iyiymiş gibi yapıyordu. Bu yüzden Liam'ı aramaya karar verdim. Telefon bir süre çaldıktan sonra karşı hattan Liam'ın kısık sesini duydum. "Tanrı aşkına neden sabahın üçünde arıyorsun?" Onu uyandırdığımı anlayınca biraz suçlu hissettim. "Özür dilerim sadece önemli bir konu ve bunu bir tek sen biliyorsun."

    "Sadie ve Sam hakkında değil mi?" Beni göremeyeceğini bildiğim halde kafa salladım. " Evet." Diğer hattan Liam'ın iç çekişi geldi. "Ne istiyorsun?" Rahatlayarak iç çektim. "Diğerlerine Sadie'nin bunu neden yaptığını açıkla ve sonra da Sam'e doğruyu söyle." Sam zaten biliyor, yani ben söylemedim ama o Sadie'nşn bunu onu korumak için yaptığını düşünüyor. Gözlerinden görebiliyorum. "

   " Tamam o zaman düşüncelerini doğrula. " Sesim kararlıydı, bu iş ortaya çıktıktan sonra Sadie hapse ben mezara girecektim ama bu onun iyiliği içindi." Ayrıca... Sam'in bir kız bulmasını söyle. Oyunculuğu iyi olan birini. Randevuya çıkmış gibi yapacaklar. Sende onların fotoğrafını Sadie'ye atacaksın." Yüzümü kötü bir sırıtış yerleştirdim. "Kıskandırma taktiği bunu sevdim. Tamam yapalım en kötü ne olabilir ki?"

    "Mesela Sadie bizi öldürebilir." şakaya vurarak söylediğim şeye Liam kıkırdadı. "En kötü şey bu şuan için ama sonrasında bize minnettar olacak."

     

                       GÜNÜMÜZ

       
       Sadie
   Sam üstümde yükselirken yutkundum. İyice bana yaklaşıyordu ve ben o yaklaştıkça kaçıyordum. "Gergin misin?" Sesi öyle seksi geliyordu ki kalp krizi geçirecektim. Resmen benimle oynuyordu ve sesini bilerek kalınlaştırıyordu.
  
     Sırtım duvara çarptığında, ellerini duvara koyup beni duvarla arasına sıkıştırdı. Bana yaklaşmaya başlayınca yutkundum. Yüzü benimkinden sadece birkaç milimetre uzaktaydı. Sıcak nefesi yüzüme çarpıyordu. "Beni korumaya neden çalışıyordun? Kendimi koruyamayacak kadar güçsüz müyüm?" Bu kelimeler dudaklarından döküldüğünde donakaldım, biliyordu.

      Yüz ifademi görmüş olmalı ki, sırıttı. "Anlamayacak kadar aptal olduğumu mu düşündün?" Kendimi toparlamaya çalıştım ama o bana bu kadar yakınken bunu yapamıyordum. Sam bakışlarını yumuşattı ve sesi yalvarır gibi çıkmaya başladı. "Lütfen Sadie, lütfen sadece beni itip durma. Eğer peşinde biri varsa, o kişiyi birlikte bulabiliriz. Sadece beni uzaklaştırma."
   
      Sonunda dayanamadım ve gözümden bir yaş akmasına izin verdim. Sam bana baktı onun da gözleri dolu doluydu ve önceki sert, erkeksi halinden eser kalmamıştı." Ağlama. " Yüzüme doğru daha fazla yaklaşıp dudaklarımız arasındaki mesafeyi kapattı.
 
      O beni öperken başta şok ile gözlerimi büyüttüm ama sonrasında onun öpücüğüne karşılık verdim. Başta yumuşak bir şekilde öpüşüyorduk ancak sonrasında Sam öpücük yoğunlaştırdı. Dili dudaklarımın arasından girmek için izin istercesine alt dudağımda dolaşıyordu.

      Ona izin verdim ve öpücüğü daha çok yoğunlaştırdım. Elleri vücudum üzerinde dolaşıyordu. Ben de kollarımı onun boynuna sarmıştım. İkimiz bir süre orada öpüştükten sonra Sam'in arabasına bindik ve grubun ormanlık alandaki pratik evine gittik.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Geçmişin GölgesindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin