Bu bölümü sevdim gibi umarım siz de beğenirsiniz🫠
Keyifli okumalar, yorum yapmayı unutmayın lütfen🤍
-----------------------❤️🔥-----------------------
I
"Bora!" diye bağıran Nil henüz onun nereden vurulduğunu idrak bile edemeden yerinden atılıp onu güvenli bir bölgeye çekti.
"İyiyim, iyiyim sorun yok" dedi Bora nefes nefese, kızarmış olan yüzüyle. Omuzundan vurulmuştu. Bu ilk vuruluşu değildi ama ne kadar zaman geçerse geçsin şu şeyin acısına alışılmıyordu. Elini yaraya bastırmak için götürdüğü sırada Nil de eliyle yarasına bastırmıştı. İkisinin de eli kan revan olmuşken göz göze geldiler.
Nil hızlıca Bora'nın oturmasına yardım ederek çantadan ilk yardım kitini çıkardı ve yaraya baktı. Kurşun içeri girmemişti çok şükür. Yarayı hızlıca temizleyip sardıktan sonra bir de ağrı kesici yapmıştı. Bu arada üzerlerine yağan mermiler onları pek etkilemiyor gibiydi.
Gün batmaya başlıyordu artık. Yakıcı güneş yerini batan güneşin kızıllığına bırakmaya başlamıştı. Akşamın habercisi olan esintiler kendini hissettiriyordu.
Girdikleri çatışma uzadıkça uzuyordu. Mühimmatları bitmesin diye az ateş edip her atışlarında birilerini indiriyorlardı. Karşı taraf ise çok olmalarına rağmen onların düzenli ve isabetli olan atışlarından dolayı yaklaşamıyorlardı ama her seferinde etrafa biraz daha yayılarak onları çembere almaya çalışıyorlardı.
Hedef alıp birini indireceği sırada gözleri kararan Nil hedefini ıskalamıştı. yerine çekilip sırtını kayaya yasladı ve başını arkaya atarak soluklanmaya çalıştı.
"İyi misin?" diye sordu Bora. O da en az Nil kadar yorgun görünüyordu. Acı çektiği barizdi, yarasının dikilmesi gerekiyordu. Başını sallayarak kendini onaylayan kadına bakarak sırıttı Bora. Yüzündeki sırıtış tam olarak küçük bir çocuğun yaramazlık yapmadan önce takındığı hınzır ifadeydi. Silahını öne uzatıp hedef alırken Nil'e sataşmaya başladı.
"Bana gelince maşallahın var. Bir burnumu kırıyorsun bir kafamı. Düşmana gelince de ıskalıyor musun?"
Bora'nın sözleri ile ondan tarafa döndü ve sinirli bakışlarını ona yöneltti ama bu Bora'nın pek umurunda değildi. Onun bu tutumu Nil'i daha fazla sinir ediyordu.
"Kafanı da burnunu da kırmadım. Ayrıca anlık gözüm karardı ondan kaçırdım yoksa iğne deliğinden ateş edip hedefi vurabilirim ben!"
"Bahaneler bahaneler..." diye yalancı bir bıkkınlıkla ofladı Bora ve ateş ederek birini indirdi. Adamı vurduktan sonra Nil'e dönerek sırıttı ve göz kırpıp kafasıyla bir kere vurduğu adamı işaret etti. "Atış böyle yapılır premses, izle de öğren"
"Bana bak seni vururum benim canımı sıkma!" dedi Nil öfke ile. Ama bu hali karşısındaki adamı daha çok güldürmekten başka bir işe yaramamıştı. Nil, sinirle nefes verip önüne döndü ve ilk hedef aldığı kişiyi alnından vurarak bertaraf etti. Bunu yaptıktan sonra Bora'ya dönerek kaşı ile adamı gösterdi. "Yanına gitmek istemiyorsan canımı sıkmamaya çalış" dedi ve önüne döndü tekrar.
Nil'e yarım ağız sırıtmakta olan Bora derin bir nefes alarak arkasındaki kayaya yaslandı. Onun bu hareketini Nil de tekrarladı ve arkasına yaslanarak derin bir iç çekti.
Silahını havaya kaldıran Nil bir kere sallayarak işaret parmağında çevirdi ve bacağına geri bıraktı. "son kurşunu attım biraz önce. Başka yedek şarjörüm kalmadı." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevda Yeli
General FictionÖzenle seçilen kuzgun timi... Time alınacak olan iki üsteğmen... Karargahın irtibatı iki gün önce kaybettiği Üsteğmen Nil Darıca'nın başına ne geldi? Heyecanlı operasyonlar, içsel çatışmalar, aşksal sorunlar ve daha nicesi. Kuzgun timi girdiği her...