NEFES 3

34 8 65
                                    

Beklemek cehennemdir,
Ama beklerim seni...

-William Shakespeare

Uyarı! Bu bölüm Emir'in ağzından anlatılacaktır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Uyarı! Bu bölüm Emir'in ağzından anlatılacaktır.

⁠♡

"Emir, oğlum, günün nasıldı?"

"Her zamanki gibi, anne."

"Ne demek her zamanki gibi? Ortama uyum sağladın mı? Öğretmenlerin seni seviyor mu?"

Ortam. Dikkat etmemiştim ki. İlay vardı. İlay varken, ortama gerek mi vardı?

Onu ilk başta tanıyamamıştım. Öğretmen ona kızınca anlamıştım bizim İlay olduğunu. Yıllar sonra, onu hiç görmeyi beklemediğim bir yerde mi karşıma çıkmıştı yani?

Güzeldi. Yalan yoktu. Ama çok büyük bir sorun vardı. Beni hatırlamıyordu.

İlk başta şaka yaptığını falan düşünmüştüm. Çünkü onu en son gördüğümde hayattan bu kadar bezmiş değildi. Sanki bütün enerjisi sömürülmüş ve ortada çürük bir ceset bırakılmış gibiydi. Yaşayan bir ölüydü. Beni hatırlamıyordu.

Oysa ben hâlâ onun çilekli yoğurdu çok sevdiğini, karnı acıkınca bambaşka birine dönüştüğünü, kendini Elsa zannedip evin içinde asasıyla "let it gooooo" diye gezmesini, sürpriz yumurtalardan çıkan oyuncakları sakladığını, çikolatalı sütü olmadan uyumadığını, annemin makyaj malzemeleriyle kendine makyaj yapmasını, köpeklerden korktuğunu, mutsuz olunca tırnaklarını yemesini, şampuan reklamındaki gibi bıcı bıcı yaptıktan sonra başında taç çıktığına inandığını...- ve daha nicesini hatırlıyordum.

Ama tabii bunlar benim bıraktığım İlay'ın özellikleriydi.

Acaba hâlâ süt dilimi yerine pingui yiyor mudur?

"Emir, oğlum konuşsana. İnme mi indi sana?" Annem kolumu cimcirince kendime geldim ve anneme baktım. Şimdi ona söylersem çok ümitlenecekti, hayal kırıklığına uğratmak istemiyordum. Onun üzüldüğü anı görmek yerine ölmeyi yeğlerdim.

"Her şey gayet güzel ilerliyor, anne. Hem zaten adımdan dolayı beni tanımayan yok," kaslarımı gösterdim. "bir de bunları ve," parmağım gözüme gitti. "senden aldığım çekik göz genlerini de tanıyorlar."

Kıkırdadı. "Bu hafta antrenmanın falan yok değil mi? Biraz baş başa kalacağız anladığım kadarıyla seninle."

Kaşlarımı çattım. "Bir tane var da, neden baş başa kalacakmışız ki?"

SESSİZLİĞİN HAYKIRIŞLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin