NEFES 2

53 9 76
                                    


"Aklımsın diyen balıklar,
Ömrümsün diyen kelebekler gördüm.."

-Küçük İskender

-Küçük İskender

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hızla çaldı en yakın dostunun kapısını Hande Hanım. Haftasonuydu ve hiç sevmediği kızı huzursuzluk çıkarıyordu. Katlanamazdı.

"Hande," Güzin hemen kapıyı açtı. Her zamanki gibi İlay ve Hande Hanım kapıdaydı. Hande Hanım hiçbir şey demeden İlay'ı bıraktı ve apar topar gitti.

"Güzin! Kim gelmiş hayatım?"

"Selim amca!" İlay evde neşeyle koşuşturdu ve Selim amcasının yanına gitti. Selim amcasının boyu çok uzundu, ona sarılamıyordu. Bu yüzden kollarını yukarı kaldırdı ve ellerini kapatıp açtı. "Bal böcüğü," Selim amcası hemen İlay'ı kucağına aldı. Çok severdi İlay'ı. Ailesini her ne kadar sevmese de, çocukların bir suçu yoktu.

"Kelebek, bal böcüğü değil Selim Amca."

Güldü Selim amcası. "Benim bal böcüğüm. Hatta ciğerparem."

"O ne demek?"

Selim Bey tam konuşacaktı ki, hayatı kapının önünde dikiliyordu. Onun hayatı, Güzin'di.

"Hayatım, sen niye bizi dikizliyorsun?"

"Çok tatlısınız ya!" Güzin Hanım ellerini birbirine çırptı. "Ama İlaycığım hadi kahvaltı yapmamız gerekiyor."

"Hobaaa! Acıkmış mı bu ciğerpare?"

Başını olumlu anlamda salladı İlay. Selim amcası İlay'ı sırtına aldı ve İlay neşeyle kıkırdadı. Küçük kızın kollarını iki yana açtı ve "piyuuuu" diyerek onu mutfağa götürdü. İlay kahkahalarla gülüyordu. Yüzünde sadece bu evde oluşan derin bir gülümseme vardı.

"Baba, benimle neden oynamıyorsun?" Üzgün bir ifadeyle onları izleyen Emir'e döndü bakışları Selim Bey'in. İlay sırtından inmek isteyince onu indirdi ve sandalyesine oturttu. Oğlunun boyuna eğildi. "Olur mu hiç öyle şey oğlum? Ben seninle de oynuyorum. İlay da oynamak istedi sadece." Oğlunun tıpkı ona benzeyen kahverengi saçlarını karıştırdı Selim Bey. Oğlunu üzgün görmeye dayanamıyordu. Zaten çok az görebiliyordu, bu zamanda da üzülmesini istemiyordu.

Emir gülümsemeye çalıştı. Güzin Hanım "Hadi artık sofraya!" diye bağırınca ikisi de yerlerine oturdular. Selim Bey'in içi rahat etmedi. Huzursuzca bir nefes verdi ve Emir'i de İlay'ı da oturduğu sandalyeden kaldırdı. Kendi yerine oturdu ve İlay'ı bir dizine, Emir'i bir dizine oturttu.

SESSİZLİĞİN HAYKIRIŞLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin