En Anlamlı Hediye

29 3 0
                                    

-Asu ben seni çok özleyeceğim.

-Akın, gitmesen olmaz mı

Söylediğimin akını zor durumda bırakacağını anladığım an hızlıca ayrıldım kollarından,

-Tamam özür dilerim, öyle demek istememiştim yani öyle demek istedim ama üzül diye değil,

-Asu, özür dileme ben anladım seni ayrıca söylediğin çok hoşuma gitti yani, duygularımızın karşılıklı olmasına sevindim.

-Evet bende, kesinlikle tamam o zaman ben şey yapayım, sonra şey ederiz

-Tamam asu, sen şimdi içeri gir, sonra haberleşiriz yazarım ben sana.

(Oha nasıl anladı gördün mü asu)

-Evet, evet tamam öyle yaparız görüşürüz akın kendine iyi bak.

Akının cevap vermesine fırsat vermeden parmak uçlarımda yükselebildiğim kadar yükselip yanağına öpücük kondurup, resmen koşarak kaçtım yanından.

Odaya girdiğimde, yüzümde aşırı aptal bir gülümseme elimde çiçeklerim dakikalarca öyle bekledim.

Zaman nasıl bu kadar hızlı geçti bilmiyorum ama saat ilerledikçe, akının gidişinin çok az kalması içimde büyük bir sıkıntı yaratıyordu.

Ama yaptığım plandan hiç pişman değildim.

Hastaneye girdikten bir kaç saat sonra Karsuyu arayıp, bir şekilde (nasıl yaptığı umurumda değil)

Gidip bir avukat cübbesi almasını üstüne isim işletmesini ve hastaneye getirmesini istemiştim.

Tabi anlattığım kadar kolay gerçekleşmedi bu istek, dakikalarca sorguya çekti beni.

En sonunda hasta geldi bahanesiyle telefonu suratına kapattım.

Şimdi ne mi yapıyorum,

Nöbetim çoktan bitti, akınla bir saat önce telefonla konuştuğumda havalimanına gitmek için çoktan yola çıktığını söylemişti.

Bende elimde hediyem, yüzümde yine en aptal gülümsememle havalimanına gidiyorum.

Son kez görmeden gidebileceğini sanmıyordu herhalde.

Nihayet geldiğimde, içeri o kadar hızlı ulaştım ki bir kolonun arkasına saklanıp akına mesaj atmaya başladım;

-Akın, ne durumdasın varabildin mi?

görüldü,

yazıyor,

-Asu, iyi ki erken çıkmışım daha yeni girebildim oturuyorum şimdi merak etme yani.

Akına görüldü atıp etrafa bakınmaya başladım, en arkada yanında bir küçük valiz elinde telefonu ki, muhtemelen ona neden görüldü attığımı sorguluyordu.

Hemen saklandığım yerden çıkıp, resmen koşa koşa gittim yanına.

-Akın

Dediğim anda başını telefonunda kaldırdı

-Asu, sen nasıl geldin nöbetin,

-Ufak bir yalan söylemiş olabilirim, ama sana vermem gereken bir şey var.

Elimde tuttuğum kutuyu akına uzattım, ellerimi arkada birleştirdim,

-Umarım beğenirsin, aç lütfen

(Çocuk şok üstüne şok yaşıyor asu cevap veremedi, bayılmasa bari)

Tövbe de be

Akın paketi açtı, önce üstüne italik bir şekilde işlenmiş adını ve soyadını gördü

Akın Arslanoğlu

O an yüzünde olan gülümsemeyi hepinizin görmesini isterdim.

Gözlerinin içi parlamıştı resmen, ardından kutuyu koltuğa bıraktı, cübbeyi içinden çıkarıp kaldırdı,

-Asu bu,

-Sınavdan en yüksek notu alıp mezun olacağından eminim, ama gelemem diye şimdiden böyle tebrik etmek istedim.

-Asu bu, benim hayatımda aldığım en anlamlı hediye.

-Akın, rica etsem benim için giyebili-

Cümlemi tamamlayamadan,

Akının ellerini belimde, dudaklarının dudağımda hissetmem sadece bir kaç saniye sürmüştü.


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


AYAYAYAYAYAYAYYA ARKADAŞLAR YİYECEĞİM BUNLARI BEN.




AirDrop /TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin