Yine yeni bir bölümle beraberiz keyifli okumalar ♠️
''Bazen çabuk gelişen bir arkadaşlık, ne denli yalnız olduğumuzu hatırlatır bize.''
Git gide içimde büyüyen karanlığın içinde kaybolurken Logan'ın sesi beni gerçekliğe geri getirdi
" KİARA!" elleriyle omuzlarımı sarsıyordu
" Tamam, yeter bırak kendimdeyim ben" beni bıraktı ve beni dikkatlice incelemeye başladı neden böyle tepki verdiğimi anlamaya çalışıyordu
" Ne oldu Morosae? sorun ne bu asa seni neden bu kadar etkiledi" kutudaki asayı görmüştü demek
" Bir şey olmadı" deyip evin yolunu tutmuştum ki Logan kolumu tuttu beni kendisine çevirdi tutuşu can yakıcı değildi
" Bilmem farkında mısın ama az önce sana yardım ettim hoş senden teşekkür falan beklediğim yok ama en azından kibarlık edip soruma cevap verebilirsin !" hışımla kolumu ondan çektim. Bu benim meselemdi asla onu karıştırma gibi bir düşüncem yoktu o kimdi üstelik
" Senden yardım isteyen falan olmadı, kendin bulaştın üstelik sen benim ne arkadaşım nede başka bir şeyim değilsin sen benim hiçbir şeyim değilsin o yüzden yaptığım hiçbir şey seni alakadar etmez şimdi çekil yolumdan ve benden uzak dur!" gözlerini benden hiç ayırmadan kendini geriye çekti yüzü bir anda buz gibi olmuştu resmen
" Ben kimseye yalvarmam Morosae ama şunu unutma başın belaya girdiğinde ki böyle giderse gireceğe benziyor benim yardımımdan başka çaren kalmayacak o zamanda benden yardım görmeyeceksin" bana acımıştı!
" Sen bana acıyamazsın! ayrıca senden yardım falan istemeyeceğim kendi rüya aleminde yaşamaya devam et Logan çünkü ancak rüyanda olur, şimdi UZA!"
Kendinden emin bir alayla gülümsedi ve arkasını dönüp gitti
Elimdeki kutuya baktım içindeki asa bu asayı ben çocukluğumda gördüm anne ve babamın öldüğü zamanda babamın ölüm ânında. Evin yolunu tuttum yarın okul yoktu Tanrım lütfen Bay Snow odasına benim girdiğimi bulamasın ama dönüp okul baktığımda okulun çoktan Bay Snow'un büyüsüyle çevrelendiğini gördüm balo bitmiş herkes dışarı çıkıyordu işim gerçekten çok zordu ve ben başımı belaya sokmuştum.
♠️♠️♠️
Sabah yüzümü yıkayıp üstüme bahçıvan kıyafetimi giydim altına da kısa kollu beyaz gömleğimi giydim, saçlarımı yandan salaş bir örgü yapıverdim sonra kahvaltımı yapıp resim yapmak için köşeye çekildim. Resme geriden bakınca iç içe girmiş kardiyanlar gibiydi. Asla görmediğim yerler ve olaylar. Resme dökünce oraya bir kapı açılıyordu sanki. Bazen bazı tablolara bakmak ürkütüyordu beni, ilizyon ve gerçeklik algısı kayboluyordu bir süre sonra çünkü.
Gerçekten iyi bir gevşemeye ihtiyacım vardı dışarı çıkıp hava almalıydım ayakkabılarımı giyip anahtarlarımı da cebime attım sonra dışarı çıktım. Şanslıyım çünkü saat sabahın yedi buçuğu bu saatte kimse dışarıda olmazdı. Sokakları geziyorum oradan da yolum okulun arkasındaki ormana çıktı bu orman hoşuma gidiyor ve bana gizemli geliyor sanki bir şeyi saklamak istiyormuşcasına. Daha ormanın içine yeni ilerlerken okuldan yayılan büyüyü görüyorum Bay Snow hala okulda demek ki korku bedenimi sarıyor asıl korkumun nedeni yakalandığımda bana bana ne ceza verileceğini bilmemem. Bilinmezlikten nefret ediyorum. Bir kıkırtı kaçtı ağzımdan, benim durumumda biri için ne ironiydi ama. Bay Snow'un odasına girdim, bunun cezası çok ağır olur Bay Snow hizmetlilerin bile odasına girmesine izin vermez okulda Bay Snow'un odasında tuhaf şeyler yaptığı adam öldürmek gibi dedikodular dönüyordu ve ben o odaya girmiştim aslında yanımda Logan’da vardı ama o egoist manyaktan yardım falan istemeyecektim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOZUK KAN
FantasyDuyuyormusun? Neyi? Boşluk... Her gün. Tekrar, tekrar, tekrar... Dinlemeye devam et Dizlerin üstüne çök. Çaresiz dualarını fısılda. Yarılan arşa bak. Et ve kemik. Ateş ve kül. Kılıç ve ölüm. Yalvar. Kaç. Saklan. Delir. Çünkü yakında nehir kırmızı a...