Merhabalar, bayram nasıl geçti 💥 umarım güzel geçmiştir. Yeni bölüm karşınızda umarım beğenirsiniz 🥰🎉
Ters giden işler
𝔅ay Snow ormanın içinde hızlıca ilerliyordu bizde peşindeydik, burası bizim daha önceden geldiğimiz orman ve ben ilerlediğimiz yolun nereye çıktığını biliyorum, kestirme bir yol var Logan'ın kolunu tutarak
" Gel benimle kestirme bir yol biliyorum"
" Dur bir dakika nereye gittiğini nereden biliyorsun, bu yol nereye çıkıyor?"
" Daha önce gittiğim bir kulübeye çıkıyor, hadi kaybedeceğiz onu" geniş gövdeli yılları eskitmiş ağaçların arasında hızla ilerliyorduk. Acele hareketlerimizden ağaçların yere sarkan dalları kollarımızı çiziyordu. İleride kulübeyi görene kadar devam ettik. Kulübeye yaklaşacakken Bay Snow elindekiyle kulübeye yaklaştı hemen geri adım atıp ağaçların koca gövdelerinin arkasına saklandık. Bay Snow kulübeye girdi ve kaba bir şekilde kapı kilitlendi, ağacın arkasından çıkıp kulübenin camına yapıştık. Pervasız bir hali vardı. Biran önce işini yapıp kurtulmak istiyor gibiydi. Eğilip kalkıyor bir şeyler yapıyordu. Yaptıklarının hiçbir manası yoktu. Daha net görmek için kafamı uzattım. Logan
"Dikkat et!" Biz Bay Snow'u izlerken Bay Snow cama baktı korkudan kendimizi yere attık. Tanrım! lütfen bizi görmemiş olsun lütfen lütfen... İçeriden hiçbir ses çıkmayınca cesaretle kafamı uzattım
" Nasıl!?"
" Ne nasıl?"
" Yok"
" Bay Snow'mu yok dalgamı geçiyorsun!"
" Gel kendin bak çok bilmiş kör değilim" Logan yerden kalkıp baktı
" Bu mümkün değil ancak büyü ile yaparsa ama bildiğim kadarıyla o düzeyde bir büyücü değil"
Kulübenin kapısına ilerledik sonra geri geri gitti
" Ne yapıyorsun?"
" Kapıyı kırıyorum daha iyi bir fikrin varsa buyur"
" İyi devam et" tam koşuyordu ki içeriden bir ses geldi Logan'la kendimizi herhangi bir ağacın arkasına attık Logan ağzının içinde birkaç küfür mırıldandı. İçeriden biraz daha ses geldikten sonra kilit açılma sesiyle içeriden Bay Snow çıktı, kapıyı kilitleyip geldiği yoldan geri gitti. Rahatlamanın verdiği hisle nefesimi derince soludum sonra saklandığımız yerden çıktık, biraz daha bekleyip Bay Snow'un uzaklaşmasını bekledik ardından ben kapıyı işaret ettim
" Buyurun" dedim o da geriye gitti ve kapıya koştu kapı ilk başta gürültü ile yerinden oynadı, ikinci defa ki darbede kapı büyük bir gürültüyle kırıldı
" İyi misin?" diye sordum kafa salladı
" Bu adam nereye kayboldu? Yer yarıldı da içine mi düştü "dedi. Etrafa baktım, beklide öyle olmuştur
" Belki de yarılmıştır " o bana anlamsızca bakıyordu sonra gözlerimi yerdeki ahşap zeminde gezdirdim diğer ahşapların aksine olan bir yer vardı
" Burası. Tahtaları sökmeme yardım et" Logan sönmüş şöminenin oradaki kül karıştırıcı demiri aldı sonra yanıma gelip tahtaların arasına sıkıştırdı tüm gücümüzle demiri itiyorduk ama olmuyordu
" Bunda bir şey var şuan parçalara ayrılması lazımdı büyüyle açabiliriz sanırım büyünü kullan" dedi bana bakarak
"Bence bu iyi bir fikir değil hem neden sen kullanmıyorsun?"
" Burası tahtadan Morosae büyümü kullandığım an burası küle döner" peki ya ben kendimi durduramazsam
" Emin değilim"
" Hadi ama ben yanındayım kötü bir şey olmayacak" yanımdaymış aman ne güzel! Bu işleri daha da kötüleştiriyor. Ama buraya kadar gelmiştik benim yüzümden geri dönemezdik. Dizlerimin üstüne çöküp, elimi ahşap zeminin üzerine koydum, büyüm zeminin üzerinde yılan gibi yayılıyordu. Soluklarım git gide yavaşlıyordu. Etrafımdaki her şey yavaşlıyor, formu değişiyordu. Tenim hassaslaşmıştı, en ufak bir toz zerresini hissediyordum sanki. Ne kadar oldu? Sonra birden her şey aydınlandı, kör edici bir aydınlık... ardı ardına görüntüler belirdi
♠️♠️♠️
Karanlık bir odadaydım siyahın hakim olduğu bir oda sonra arkamdan bir şeyin aydınlandığını gördüm ışık daha da büyüyerek odayı kapladı, arkamı döndüğümde annem ve babamı gördüm annemin kucağında bir bebek vardı sanırım kucaklarındaki bebek bendim, ama bir farklılık vardı bu bebeğin gözleri. Annem ve babam bana bakıp endişeli bir şekilde konuşuyorlardı ne konuştuklarını duymak için onlara biraz daha yaklaştım annem
" Bu onun kaderi Salaz biz buna karşı çıksak bile onun kaderini değiştiremeyiz " babam olumsuz bir şekilde kafasını salladı
" Biliyorum biliyorum ama çok korkuyorum sırf bu yüzden çok düşmanı olacak ve bunlarla yalnız başına mücadele etmek zorunda kalacak. O zamana kadar onu hep koruyacağım hiçbir şey bilmemesi daha iyi" Daha fazla yanlarına ilerleyince kayboldular sonra yanımda bir suret belirdi küçük bir kız bu bendim sanırım beş altı yaşlarımdaydım babam ellerimi tutmuş bir şeyler mırıldanıyordu sonra içimden beyaz bir ışık çıktı ve küçük benin gözlerine baktığımda renkleri git gide koyulaşıp rengini kaybetti elimi uzatıp küçük bene dokunmak istemiştim ki birden önüne düştüm ve sürüklenmeye başladım.
♠️♠️♠️
" Kiara"
Kendime geldiğimde Logan karşımdaydı endişeli duruyordu yüzümü ellerinin arasına almıştı ama başarmıştım ahşap zemin iki tarafa açılmıştı. Tuhaf? Tahtalara hiç zarar gelmemişti
"Başardım" o ise bunu umursamıyor bana bakıyordu
" İyi misin sen"
" Neden yani bir şey mi oldu"
" Transa girmiş gibiydin, sana seslendim ama duymadın, seni sarsmama rağmen hala kendine gelmemiştin" ona söyleyecek değildim
" Bilmem herhalde kendimi fazla kaptırdım neyse hadi inelim şuraya"
" Ne saklıyorsun Morosae ben salak değilim" sinirlendim kendisi bana hiçbir şey söylemezken benden söylememi bekliyordu
" Diyelim ki saklıyorum bu seni ilgilendirmez ayrıca sende benden saklıyorsun neden o kayıt kitabını istediğini saklıyorsun yani durumlarımız eşit o yüzden beni sorgulamaya hakkın olduğunu düşünmüyorum"
" O farklı bu farklı"
" Farklı mı! tabi... biliyor musun seninle tartışamaya girip zaman kaybetmeyeceğim bir an önce şu işi halledip kurtulmak istiyorum o kadar!" dedim sinirle aşağıya inen o tünelden atladım aşağısı zifiri karanlıktı hiçbir şey göremedim Logan'da arkamdan atlamıştı. Karanlıkta ileriye gidemediğim için sırtım onun göğsüne değiyordu, beni gerçekten sinir ediyordu hatta bazen onun yüzünü görmek bile sinirlenmeme yetiyordu, ama ne zaman ona böyle yakın olsam ayaklarımda bir karıncalanma oluyordu. Lanet ayaklarım hastaydı! Böyle olması dağda öfkeli duruma sokuyordu beni. Logan önüme geçerek anında elinde bir ateş topu belirdi doğrusu okuldaki en güçlü ateş büyüsüne sahip olmasına rağmen büyüsünü o kadar sık kullanmaması dikkatimi çekti, herhangi birinin böyle güçlü bir büyüsü olsa herkese gösterip etrafta caka satardı. Tünel dardı ve ben dar yerlerden nefret ederdim, zar zor ilerlemeye başladık hiç konuşmuyorduk. İlerledikçe nefesim daralıyordu, daha ne kadar sürecekti bu yol, bu şekilde devam edemezdim. Birden ayağıma bir şey yapıştı ve ben tökezledim
" Ne oldu?"
" Ayağım bir şeye yapıştı sanırım şu ateşi yakınlaştır" Logan elindeki ateşi ayağıma doğru tuttu dehşete düştüm bu da ne! bir yaratık gibi bir şey sanırım ayağımın altında ezilmişti ve vıcık vıcık yapışkan kanı ayakkabıma yapışmıştı bir kan nasıl bu kadar yapışkan olabilirdi
" Aman Tanrım! bu iğrenç!" Logan ateşi tünelin ilerisine doğru tuttuğunda bu şeyden daha çok olduğunu gördük ama bir şey yapmıyorlardı sadece etrafta geziniyorlardı el büyüklüğündeydiler ama midem bulanmaya başlamıştı ,adımımı attıkça ayakkabımın altından çıkan vıcık vıcık sesi duydukça daha da bulanıyordu, kollarımı kendime sarıp sağa sola değmemeye çalıştım, içim gıcıklanıyordu.
" Morosae" kafamı kaldırıp ona baktım
" Devam etmeliyiz" dedi kafamı sertçe sallayıp kendime gelmeye çalıştım kendimi toparladığıma dair
Logan'a işaret verdim ve yola devam ettik. Logan önüme geçti yolu aydınlatmak için o sırada şu tuhaf yaratıklara değmemek için çok kasmıştım kendimi. Hemen hemen bir on dakika sonra durduk
" Ne oldu neden ilerlemiyorsun?" diye sordum
" Durdum çünkü ilerleyemiyorum"
" Nasıl yani?" Logan'ın önüne geçtim elimi uzattım
" Ahhhh!" acı bir şekilde elimi çektim anlaşılan bir koruma büyüsü vardı Logan'a döndüm
" Burada bir koruma büyüsü var geçemeyiz ama belki etkisizleştirebiliriz"
" Sen biliyor musun?"
" Hayır ama geri dönüp öğrenebiliriz"
" Olmaz buraya kadar geldik ya biri buraya geldiğimiz öğrenirse "
" Logan başka çaremiz yok hem hiç kimse fark etmez "
" Belki biraz zorlarsak olur" Logan elinde çok daha büyük bir ateş topu yaparak koruma kalkanına fırlattı
" Dur yapma ne olacağını bilmiyoruz" dememin ardından tünel sallandı
" Bak gördün mü gel gidelim işte sonra tekrar geliriz"
" Biraz daha " ardı ardına bir sürü ateş topu fırlatıyordu ve her fırlatmasında tünel daha fazla sallanıyordu ve toprak tavan üzerimize çöküyordu
" Logan dur dedim sana duuurrr! üzerimize yıkacaksın burayı" beni dinlemiyor aksine daha da hızlanıyordu. En sonunda yukarıdan sivri bir kaya parçası omzumdan koluma doğru boydan boya yardı acıyla bağırdım Logan’ın da hemen önüne kaya düştü ama hala durmuyordu, etrafını umursamıyordu gözü kararmıştı adeta, benim acı dolu çığlığımı bile duymamıştı.
Sertçe kolunu çektim
"Gitmeliyiz, yoksa burada geberip gideceğiz" Kolunu tutup sürükledim. Sonunda kendine gelmişti. Bazı kayalar düşüyordu, kolunu bırakıp hızla ilerledim. Tünel sallandıkça sağa sola çarpıyor tüneldeki keskin şeyler bacaklarımı ve gövdemi yırtıyordu yaramda cabasıydı, acı düşünmemi engelliyordu canım çok yanıyordu ilerlerken kolumun acısıyla bağırıyordum, tünelin sonuna gelmiştim kendimi yukarı çıkartmam lazımdı sağlam kolumu zoraki attım sonra yaralı kolumu da attım ama bütün vücudum çığlık çığlıyaydı kendimi kulübenin ahşap zeminine attım arkamdan Logan geldi oda kendini attı. Kıl payı kurtuldum eğer biraz daha geç kalsaydım ölecektim sinirle kulübeden dışarı çıktım, temiz hava almam gerekiyordu.
Logan'da kulübeden çıkmıştı üstü başı tozdu tükenmiş görünüyordu aptal hergele bizi bu duruma o düşürdü. Kolum uyuşmaya başlamıştı vücudum arı sokmuş gibi sızlıyordu sonra bana yaklaşıp koluma dokundu endişeli bir halde.
" Yaralanmışsın, yarana bakmalıyız" bir hışımla kolumu çektim onun yüzünden yaralanmıştım şimdi yarana bakmalıyız mı diyordu pislik
"Sakın bana dokunma!" tekrar bana yaklaştı, tamamen koluma odaklanmıştı.
" İnat etme" kolumun vermiş olduğu acıyla kükredim
" İnat mı! seni adi -" tam devam edecekken ormana geçen geldiğimdeki gibi ormanın üstünde bir kubbe oluştu ve hızla ormanı bir cam fanus içine aldı sinirlerim bozuldu biliyor musunuz bu son noktaydı işte, Logan'a döndüm sinirden kafayı yemiş gibi gülüyordum Logan bana pişmanlıkla bakıyordu onun pişman olması bir şeyi değiştirmiyordu az önce neredeyse bizi öldüreceği gerçeğini omzumdan koluma kadar olan yaralanmamı değiştirmiyor çığlık atarcasına bağırdım.
" Sen bir aptalsın!"
" Bak -" sözünü keserek
" Bizi bu duruma sen getirdin sen ve aptal beynin, senin yüzünden yaralandım ve şimdi bu ormanın içinde tıkılıp kaldık sen ne yaptığının farkında değilsin sanırım, az kalsın orada ölüyorduk!"
" Bak biliyorum ben… ben sadece işi bitirmek istedim"
" İşi bitirmek mi, iş öylemi? yani şu bana sebebini söylemediğin lanet iş. Sorun da bu zaten beni bir deliğe sokuyorsun üstelik o delikte ne uğruna çabaladığımı bilmeden geberip gidiyordum, seni uyarmama rağmen beni dinlemedin bile, bana anlatmıyorsun ve sana yardım etmemi istiyorsun ölüme gidecek olsam da, aaaa tabi büyük egon anlatmana izin vermez değimli!" öyle sesli bağırmıştım ki nefessiz kalmıştım o ise omuzları çökmüş pişmanlıkla nefes nefese bana bakıyordu. En sonunda dayanamadım
" Aynen öyle senden bekleneni yapmaya devam et" arkamı dönüp yürümeye başladım
" Nereye gidiyorsun?"
" Senden olabildiğince uzağa"
Bir bölümde bitti. Nasıldı? Yorumlarınızı bekliyorum 💥
Diğer bölümde görüşmek üzere 🌆😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOZUK KAN
ФэнтезиDuyuyormusun? Neyi? Boşluk... Her gün. Tekrar, tekrar, tekrar... Dinlemeye devam et Dizlerin üstüne çök. Çaresiz dualarını fısılda. Yarılan arşa bak. Et ve kemik. Ateş ve kül. Kılıç ve ölüm. Yalvar. Kaç. Saklan. Delir. Çünkü yakında nehir kırmızı a...