Bölüm 4: Ufak Bir Sıyrık

3 4 0
                                    

Zekilik, bazen deliliği de doğurur. Öyle ki delilik sadece deli olmakla kalırsa kendinden başka kimseye zarar gelmez. Zeka ve delilik harmanlandığında da kendi başına bela etmekle kalmaz, düşmanların şevkini kırar. İşte Yalın'da bu durum harmanlaşmış olarak var.

Sedyeyle revire doğru hızla ilerleyen Yalın'ın durumunu gözleyen Şeref, koruyamadığı için eli kolu bağlı kaldı sanki. Hiç bir şey yapmayıp sadece Yalın'a revire kadar eşlik etti.

Şeref, acılı bir şekilde:
- Dayan oğlum, iyi olacaksın.
- Abi tamm...
-Sakın konuşma, nefesini boşa harcama, kan kaybediyorsun.

Revire geldi ve doğal olarak doktor ve Yalın orada olacak. Diğerleri dışarıda bekleyecekti.

Şeref, Yalın'ı beklemeden direkt koğuşa doğru yol aldı. Koğuşa giderkenki hâli yanına gitsen seni de yakacak türden. Sinirden sıktığı yumruk, yüzündeki gaddar bakışı, eline yapışan o kan izi... Hepsini bir arada toplayarak koğuşa gidiyordu.

Koğuşa varır varmaz Şeref'in şiddetli bağırışı koğuştaki mahkumları tedirgin etmişti.

- Eğer kim bunun yapmışsa hesabını VE-RE-CEK! Hemen, şimdi söylesin kimse.

Aradan bir süre geçti ve Cevat kendini gösterdi. Cevat'ın pişmanlık dolu bakışına aldırış etmeyen Şeref, onun üstüne yürüyerek:

- Sen ne oluyorsun da abdest alan birini şişleme cürretinde kendinde buldun KÖPEK!
- Abi bağışla beni n'olur?
-Ne abisi lan, ne abisi?

Şeref başkasının şişinden birini alıp:
- Nereye soktun söyle bana, söyle lan!
- Abi n'olur yapma!
- Söyle lan! Yoksa kalbini deşerim senin.

Cevat, şişlediği yer olarak kolunu gösterdi ama Şeref, yalan söylediğinin farkındaydı. Yalın, karın boşluğundan şişlenmişti ve Şeref:

- Şu anda şişlenmek istediğin yeri göstermiş bulunmaktasın.
- Ne diyorsun ab...
demeye kalmadan Cevat'ı kalbinden şişledi. Şeref'in elinden şişi aldılar ve alan kişi suçu üstlendi. Suçu üstlenen:
- Abi ben zaten müebbetim, bana bir şey olmaz,dedi.

Gardiyanlar hemen olaya el atarak suçu üstleneni alıp hücreye atmak için çıktılar.

Şeref bunu yaptı ama hepsi onu korumak için yaptığından pişman da değildi. Yalın'ın sağlığı şu an için kendinden önemliydi. Kapıya vurup gardiyan çağırdı ve yalvar yakar Yalın'ın yanına gitmek istedi. Onca ısrara rağmen gardiyanlar izin vermedi.

Şeref kara kara düşünüyordu. "Ya daha kötüsü olsaydı?" diye.

Yalın doktordan gelen talimatla 1 gece müşahede altında kalacak. Ya o sırada Selin'den haber gelirse diye düşünmeye başladı bile. Selin Yalın'ın bu olayını duyarsa sadece kahırdan ölmekle kalmaz, dakika başı doktorlardan rapor ister. Bir gelişme olduğunda misafirhaneye gider ve Yalın'ı çağırmalarını isterse gardiyanlar Yalın'ın vukuatını anlatır ve bu bahsedilenler yaşanır.

O yarayla bırak 1 gece 1 dakika bile tahammül edemiyor Yalın çünkü yara o kadar çok acıtıyor ki sanki o saplama hâlâ devam ediyor gibi. Her nefes alışında o saplantı devam ediyordu. Artık uyumak istiyordu. Uyumasını engellen tek şey o yaranın acısı. Neyse ki nöbetçi hemşire geldi ve anestezi ilacıyla yara acısı bastırıldı. Böylece rahat bir uyku çekebildi.

YALINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin