Kezban, sinirliydi.Aklından binbir kurnazlıklar geçiyordu.Hedefi çok basitti, biraz oyun oynamak.Aynı kedinin fareyle oynadığı gibi.
Ama tek bir sorun vardı.Tilki kadar kurnaz, bir balık kadar aptaldı.Kendi sonunu, kendi elleriyle yazacaktı.
Kezban kendi düşüncelerine dalmışken, 3. dag evine yaklaşmışlardı.Dağ evi uçurum kenarındaydı.Soğuk rüzgarlar eserken kızlar etrafı incelemeye çalışıyordu.
"nereye götürüyorsun bizi mal karı" Alyanın böyle demesiyle, Kezban sadece sustu.
Bu sefer Mira konuşmayı ele aldı "yazık dediklerimiz onu çok etkiledi sanırsam" Mira'nın böyle demesiyle kızlar güldü.
"ucundan" diyen Efsayla Kezban onlara döndü."Gızlar, gizlar.." bunu dediğinde kızlar tek kaşını kaldırmış ona bakıyordu.
"diğer iki arkadaşınız gibi sussanıza, sonra üzülen siz olursunuz" bunu derken vahşice bakıyordu.
"napcan lan napcan" Alyanın böyle demesiyle Kezban omuzlarını silkti "orası süprüz" Kezban pis pis sırıtıp yoluna devam ettiğinde arkadakilere emir verdi.
"de hayde, az kaldı" kızlar yorulsakarda, belli etmemeye çalışıyordular.Yol engebeli ve çakıllıydı.
Dikenli otlar vardı.Dikenli otlar kızların bacaklarına baktığında en çok sızlanan Balca oluyordu.
Yanaklari gözyaşları ile kuruyan kız, sesi kısılmış bir şekilde konuşuyordu.
"yeter artık, canim çok acıyor""az daha sabret," Mira bunları derken, Balcayla göz teması kurmaya çalışıyordu.
Balca Mira'nın dediğine uyarak ses çıkarmamaya çalışıyordu.Kendini kontrol altında tutmaya çalışarak sakinlesmeye çabalıyordu.
Sonunda yolun sonuna geldiklerinde karşılarında tuğladan yapılmış, eski, küf kokan bir ev vardı.Kapısı kırılmıştı.
Yaklaşık üç odası vardı bu dağ evinin.Kızlar dağ evine bakarken Kezban içeriye girmişti bile.
Adamlar arkadan, itekleye itekleye kızları içeriye sokmuşlardı.Uzunlama koridordan geçirdikten sonra sağ tarafta bulunan odanın kapısını açtılar.
Adam İlk Lâl'i itti odaya Lâl sertçe dizlerinin üzerine düşmüşken, tepkisizdi bir çeşit tramva yaşıyordu.
Balcayı artıklarında Balca acı dolu bir inleme çıkardığında, Alya sinirle konuştu "yavaş olun yavaş!" adam onu dinlemeyerek onu da sertçe ettiğinde diğerlerini de onun yanına itmislerdi.
Kızlar yerde oturmuş beklerken, adamlar ellerinde halatlarla kızlara yaklaşıyordu.Elleri bağlı olan kızların ayak bileklerini bağlandıktan sonra ayağa kalktılar.
Adamlar kızlara üstten bakış atarak odadan çıktı.Kızlar odada yalnız kaldıklarında Balca Lâl'e döndü.
"Lâl, kendine gel" yalvaran bir ses tonuyla konuştuğunda Lâl'in bakışları ona döndü, bir süre ona baktı ama birşey demedi tekrar önüne döndü"ah ulan sikeyim böyle işi!" Mira sızlanırken Alya, yorgunluktan arkadaki duvara yaslanmış konuşuyordu "al bendende o kadar"
Kızlar yorgunlukla dururken sessizliği bozan Balca olmuştu."sizce bizimkiler şuan ne yapıyordur"
Alya gülümsedi ikizini düşünerek."kesin bizi arıyorlardır" dediğinde, hiç kimse kızların başına geleni bilmiyordu.
Oysaki onlarda kendi canları için çırpınıyordu.
Kızlar kendi düşüncelerine dalmıştı, hepsi farklı şeyler düşünüyordu. Kimisi buradan nasıl çıkacağını, kimisi kardesini, ailesini.
Kapı açıldığında, Kezban içeriye girmişti.Kızlara teker teker baktığında kızlar olduğu yerde doğrulamus oturur pozisyona geçmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kolay degildir| asker kurgu
Non-Fiction"İşte geliyor uzaktan, beze sarılmış Akrabalar her bir baştan başa şaşırmış Anam koşar yalınayak, yarı delirmiş Gelir anam, gelir desem, desem yalandır Güzel anam, canım anam, kolay değildir" "kolay, kolay, kolay, kolay, kolay değildir" hepimiz bağı...