dix

41 5 24
                                    

⋆⁺₊⋆ ☾⋆⁺₊⋆

  Güneşin ardına saklanmış ay, açığa çıktığında bir aydınlığı etrafa yayabilmesi için öncelikle kırılan ışınları yansıtarak saçılması gereken ışıklara sahip olmalıydı. Saçacağı ışıklara sahip olduğundaysa güneşi ardında saklamaya başlar, onun için ışınları etrafa yayardı.

Güneş, tam karşısında hâlâ onun için ışınlar yayıyor, kendisi ise o ışınları etrafa saçmak için en doğru anı bekliyordu, yalnızca bekliyordu.

Onun yüzüne yansımış olan gün ışığı sayesinde parlayan kahverengi gözlerine derince baktıktan sonra "Sunoo, çok özledim."dedi bir kez daha.

"Riki..."

Onun dudaklarından derin bir acıyla süzülen ismini işittiğinde bir ay ışığının onun yüzüne vurmasını diledi.

"Sunoo, gerçekten çok özledim."

"Riki, özleme..."

Bir sessizlik çınladı etrafta. Gün ışığı daha da fazla yüzünü aydınlattı, sıcaklığı her hissedişinde kabullendi onu özlememesi gerektiğini.

Titrek bir nefes aldığında ayaklandı, onu ardında bırakmaya karar verdiğinde, ondan uzaklaşmak için ilerlediğinde bileğinde hissetti o sıcak elinin kavrayışını.

Hâlâ gün ışığının onun yüzüne vuruşundan hoşnut değildi. Her şey o gün ışığının suçuymuşcasına suçluyordu güneşi kendi zihninde. Onu aydınlatan bir ay ışığı olmalıydı. Onun ışığına ihtiyacı vardı, yalnızca.

Kavradığı bileğinden yavaşça avuçlarına doğru kaydırdı ellerini. Özenle parmağını yaralarda gezdirdi, karşısındakinin ona bakmayışıyla daha da sızlayan kalbinin acısını arttırdı, her bir parmağının o yarada çizdiği iz.

Bandajla kapatılmış yaranın izinde sürüklenen parmağı her bir dokunuşta daha da titrerken aniden ellerinden uzaklaştı elleri.

Ondan ayrılan ellerinden anında uzaklaşan sıcaklıkla bir boşluk yayıldı ruhuna ve ona dolan gözleriyle baktıktan hemen sonra "Riki, git."dedi.

Bir gün ışığı, kendisinden çok Riki'ye yansıdığında yine bir sıcaklık ondan uzaklaştı.

Gözlerini sıkıca kapattı, "Lütfen,"diye fısıldadığı sırada gözlerinden birkaç damla yaş birer inci tanesi gibi süzüldü yanaklarına ve hemen ardından sızlayan kalbine doğru.

Gözlerini araladığında birkez daha tane tane, yavaşça, hüzünle ve çaresizlikle karışık birçok karmaşık duyguyla beraber gözyaşları süzüldü, kirpikleri ıslandı.

Riki, akan her bir gözyaşı için hissettiği acıyla beraber ellerini yanaklarına doğru uzattı ancak anında elini güçsüzce tutana döndü gözleri.

Sunoo, kavradığı elleri güçsüzce savurdu ve "RİKİ! GİT LÜTFEN GİT!"diye bağırdı.

Birkaç kez kuruyan boğazını ıslatabilmek için yutkunmayı çabaladı ancak başarısızlıkla karşılaştı, hissettiği acı onun yutkunmasına dahî olanak sağlamadı.

Gözlerindan yine yaşlar hızla firar ettiğinde karşısındakinin ona doğru bir adım atışını gördüğünde kendine karşı hissettiği nefretle beraber bir adım geriledi ve onun gözlerinin içerisindeki birçok parçalanışa şahit oldu.

Gün ışığı nerdeyse tamamen kendisinden ayrılarak Riki'yi esareti altına almaya başladığında onun önüne siper olmuşçasına bir duruş sergiliyordu güneşe karşı.

Yaptığı her mantıksız davranışı için kendinden nefret etmeyi, iğrenmeyi günlerdir devam ettirirken onu karşısında görmüş oluşu daha da büyük bir duyguyu ortaya çıkardı kendisinde.

clair de lune | sunkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin