six

50 6 19
                                    

⋆⁺₊⋆ ☾⋆⁺₊⋆

Sessizlik bazen rahatsız edici bazen ise en huzur verici şeylerden biri olabilirdi.

Onu, bulmuştu. Belki saatlerce orda beklemiş, bir atın toynak seslerini duymasıyla ormanlığın içinden koştuğunda onu ve arkasından gelenleri görmüş, kendi atını alana kadar uzaklaştıklarını fark etse de hızlarına yetişmek için çok çabalamıştı. Geç kalmış oluşuna içinden lanetler okudu.

Sırtı, onunki gibi topraktayken kafasını çevirerek onu izlemeye başladı. Yüzündeki her bir yarayı gördüğünde kalbine saplanan bıçaklar ona huzursuzluk yayarken elleri kendinden izinsiz bir şekilde yüzüne doğru gitti.

İlerleyen ellerinin titreyişini fark ettiğinde kendine hayretler etti. Ona dokunmaya kıyamayışının göstergesi olan bu titreyiş aynı şekilde kalbini de esareti altına almıştı.

Herhangi bir temas, göz göze geliş yoktu aralarında ancak onun düşünceleri, onun ona tek bir bakışı bile kalbinde silsilelere yol açıyordu.

Derin bir nefes verdi, sıkıntıyla.

Bu çaresiz nefesi hissettiğinde bakışlarını hemen yanında yatan Riki'ye çevirdi. Onun yüzündeki her bir ifadeyi yıllardır ezbere bilse de bu sefer tökezledi, sanki ezberi bozulmuşcasına bir şekilde.

"Ne düşünüyorsun?"diye kısık sesiyle sorduğu soruyla beraber o ince narin parmaklı elini incitmeye korkarcasına, yumuşakça tuttu ve kendi kalbinin hemen üzerine onun ellerini yerleştirdi.

"Nasıl olur da kalbim bu denli hızlı atabilir seninleyken?"

Her bir kelimesinin her ikisinin de kalbini hızlandırışı karşısında dudakları keneflendi sanki uzun bir süre.

"Eğer o gün seni öpmeseydim bir başkası mı kalbini bu şekilde attıracaktı?"diye sorarken ellerini daha da bastırdı onun göğsüne, o atışların her birini daha da net hissedebilmek adına.

"Her kalbin ritminin melodisi farklıdır Kim Sunoo."

Durdu, onun gözlerinin içine derince baktı ve hemen ardından devam edebilmek için gözlerini gökyüzüne çevirdi.

"Ve o melodiler her ritimle uyumlu değildir."dedikten sonra sustu.

Daha fazlasını dile getirmek istemedi ancak onun elleri altında çırpınan göğsündeki kalbinden uzaklaştırdı onu.

Hemen ardından doğruldu, dizlerini kendisine çekerken oturduğunda yanındakinin de aynı şekilde hareketlendiğini gördü, hafifçe ona baktı hemen ardından "Bekledim, yine."dedi konuyu dağıtmak adına.

Sunoo, nefesini sıkıntıyla verdi. Gözlerine dolan yaşların yanaklarına doğru süzülmesine izin verdiğinde burnunu çekti, dudaklarını özür dilemek için araladı ancak konuşamadı bile.

"Riki..."gözlerinden düşen her bir damlayı gördüğünde kalbinde hissettiği sızıyla beraber tamamen ona döndü, uzun ıslak kirpiklerine onları her kırpıştırdığı anda göz pınarlarından yanaklarına süzülen yaşları görünce korkarcasına titreyen elleriyle akan gözyaşlarını durdurmak adına nazikçe teker teker her bir gözyaşını sildi.

"Umudum kalmadı. Tükendim."dedi ve yine sıkıntıyla nefesini verdiğinde daha da hızlandı gözyaşları, o ise ısrarla her birini teker teker silmeye özen gösterdi.

Çamura bulanmış üzerine baktı, her esen rüzgarla titreyen bedenine baktı, dikkatle kollarından karayıp onu iyice kendisine yaklaştırdı, şaşkın bakışlarıyla karşılaşınca onun sevimliliği karşısında kalp ritmi bozuldu.

clair de lune | sunkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin