neuf

33 7 28
                                    

⋆⁺₊⋆ ☾⋆⁺₊⋆

  Yüzüne gelip gözlerinin karanlığını aydınlatmaya çalışan güneş ışınlarından rahatsız olarak kafasını çevirdi, kafasını çevirdiğindeyse bu sefer sıcak güneş onun yüzünü yaktı ve ışınlara yenilerek gözlerini yavaşça araladı.

Eli, hemen yanında yatan bedene sarılmak için yerini aldığında bir boşlukla karşılaştı ve hemen endişeyle başını sol tarafına doğru çevirdi ve gerçek bir boşlukla karşılaştı.

Yerinde hızla doğrulduğunda dudaklarından sessizce ismi süzüldü. Etrafta göz gözdirdiğinde onun burada olmayışının verdiği endişeyle yataktan kendini attı.

Önce eli kapıya gittiğinde hâlâ kilitli olduğunu görmesiyle daha da büyük bir şok onu ele geçirdi.

Anahtarlar hâlâ kapının üzerindeydi, eğer kapıdan çıkıp gitmişse ve hâlâ kapalı olan kapının kapalı kalabilmesi için onun anahtarları da alıp çıkması gerekirdi ancak anahtarlar olması gerektiği yerdeydi.

Bakışları hızla arkasına, oradaki gizli geçite döndüğünde adımları da onu oraya ilerletti ancak aniden kapısına seri bir şekilde vurulmasıyla irkildi.

Zihni gerçekleşen her şeyi algılamaya çalışırken kapıya ilerledi, sakince kilidini açtı ve karşısında tam bir daha kapıya vuracakken havada asılı kalan elin sahibi olan kız kardeşini gördü.

"Oppa, her şey berbat bir hâl aldı." Diye ağlamaklı gözlerle kardeşine baktı ve onun ifadesiz bakışlarıyla karşılaşınca bir daha ona seslendi.

Onu kolundan tutup çekiştirdiğinde büyük bir telaşın sarayda hakim olmasının yanı sıra derin bir korku da hakimdi etrafa.

Salona doğru yaklaştıklarında Kral'ın gür sesi duyulmaya başlanmıştı.

Kardeşine dönerek "Ne oldu?"diye düz bir ifadeyle sorduğunda bulunduğu yerde durmuş kendisine telaşla bakan kardeşine çevirmişti bakışlarını.

"Bilmiyoruz, babam yalnızca ikinizin bildiği bir şeyin sarayda olmadığını söyledi ve herkesi sorguya çekmeye başladı."

Hızlı, seri ve endişeyle konuşan kardeşini dinledikten hemen sonra kaşları çatıldı. Aklına aniden düşüne bir düşünceyi saçmaladığını düşünerek hızla aklından savurdu ve salonun kapısından sakin olmaya çalışarak girdi.

Adımını salona atar atmaz babasının bakışlarını üzerinde hissetti, başını yerden kaldırdı, ona baktığındaysa gür sesiyle salondaki herkesi kovdu, baş başa kalmalarını sağladı.

"Yalnızca sen ve ben biliyorduk Riki."diyerek tahtına kendini bıraktı, küçümseyen bakışlarla oğluna bakmaya başladığında "Evet."dedi Riki kendinden emin bir şekilde.

"O belgeler yalnızca gizli geçitteki bir odada saklıydı Riki."diye baskın bir sesle ona üstten bakmaya devam ederken aynı düz ifadeyle kralı onayladı Riki.

"Dün, neden saraya gelirken gizli geçidi kullandın?"

"Kullanmadım."

Net, kısa tek bir kelimeyle soğuk bir cevabı krala verdiğinde çoktan fark ettiği her şeye rağmen buna inanmadı, bir yalanla örtbas etmeye çalıştı kendini. O, böyle bir şeyi yapmazdı. Bu odadan çıkar çıkmaz bu geçidi bilen herkesi kendisi de sorgulayacaktı.

Kral'ın sesi hâlâ kulağında yankılandığında onu dinlemeyi bırakmış zihninde dolanan düşüncelerle uğraşıp her bir ihtimali değerlendiriyordu.

Onu, yattığı yatakta yanında bulamamış oluşu kalbine birçok kez bıçak saplanmışcasına derin bir acıyı hissettiriyordu ona.

Gitmişti, onun yanından, hem de yaralarının hâlâ en taze bir şekilde bulunduğu anda onun yaralarını teker teker, özenle, nezaketle sarmak için beklerken gitmişti.

clair de lune | sunkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin