onze

42 5 29
                                    

⋆⁺₊⋆ ☾⋆⁺₊⋆

Akıp giden bir zaman özel bir andan ibarettir. O anda gerçekleşen her şey zamana karışır ve kendisiyle birlikte sürükler. Akan zaman durmuş gibi hissedildiğinde anlar anıya dönüşerek tekrar gün yüzüne çıkar.

Gözleri ellerini birbirine kenetlemiş iki kişideyken zihni hafifçe bulunduğu gerçeklikten uzaklaşmaya başlamıştı aylardır süregeldiği gibi.

Onu ilk kez gördüğü zamanki gibi bir hava hakimdi etrafa.

Gün ışığı suyun üzerine yansıyıp kırılarak yüzünü aydınlatırken birbirine karışan çiçeklerin kokuları esen rüzgarla onun burnuna doluyordu.

Gözlerini kapadı ve iyice o çiçek kokularının burnuna dolmasını sağladı, gözlerini açtığındaysa her zaman olduğu gibi göz pınarlarında asılı kalmış, neredeyse yanaklarına doğru süzülecek olan gözyaşlarına sahipti.

Birkez daha gözlerini kapattı, damlalar olması gerektiği gibi süzüldü ve o günü hayal etmeye başladı.

Kapalı olan gözlerinin ardında onu gördü. Dikkatle attığı her bir adımında çiçekleri ezerken aynı zamanda hemen yanındaki Prenses'in onunla heyecanla konuşuşuna dahil olmayı çabalayarak ancak onun yerine ayağının altında ezilen çiçeklere daha fazla önem vererek ilerliyordu.

Sunoo, vereceği bir resital için topladığı, kollarının arasındaki sepete attığı çiçekleri Kont Heeseung'a gösterebilmek adına ilerleyeceği sırada arkasını dönmesiyle onunla karşılaşmış, oldukça yakın bir mesafedeki yüzüyle karşılaşınca özür dileyerek panikle arkasını hızla dönmüştü.

Gözleri kapalıyken kaşlarını çattı, 3yıl önce gerçekleşen bu anı hatırlamak onun için zor ve yaralayıcıydı. En yoğun hatırladığı heyecan duygusuydu. Bu yoğun hissettiği yeni duyguyu anında Prens Jungwon ve Prens Jay'le paylaştığı ise hatırladığı bie diğer şeydi.

Zorlukla yutkundu ve karanlığın ardında onun hayalinin şekillenmesine tekrardan izin verdi.

Arkasında onun hafif kıkırdayışını işitmişti, net bir şekilde hatırlayabildiği bir şeydi.

Kızarmış yanaklarıyla Heeseung Hyung'un yanına gittiğinde başındaki peleriniyle daha da yüzünü kapatmaya çalışıp sıklıkla kırpıştırdığı gözleriyle ona bakalamış, dudaklarını araladığındaysa tam karşısına gelerek duran Kont Heeseung'la konuşmaya başlamış iki bedene şaşkınlıkla bakmış kısa bir süre sonra ise kafasını sepetine doğru eğmişti.

Bakışları çiçeklerdeyken onların üzerine koyulan bir başka çiçekleri gördüğünde başını hafifçe kaldırdı, oraya çiçekleri koyan elin sahibine baktı.

"Çiçek topladığınızı görünce yardımcı olmak istedim."dedi yalnızca ve onun şaşkınlığını üzerinden atmasına izin vermeden Prenses tarafından yanından uzaklaştırıldı.

"Sunoo?"

Kendi sesini gerçekten işittiğinde ister istemez irkildi ve gözlerini araladığında hemen karşısındaki iki bedene baktı.

İsmini seslenen Jake'e döndürdü bakışlarını ve bir boşluğa ev sahipliği yapan sesiyle "Efendim Hyung."dedi.

Onların korkarak da olsa el ele tutuşarak suya atladıklarını fark etti, önce atladıkları taşa ve hemen ardından onlara bakıp "Başarmışsınız."dedi.

clair de lune | sunkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin