Yeni bölümden merhaba arkadaşlar
Hikayem hakkındaki yorumlarınızı mutlaka belirtin. Şimdiden söyleyeyim yazım hataları olabilir. Oy vermeyi unutmayalım.Bölüm şarkısı
Sickick- infected
Gün ışığı yüzüme vurdu. Hayat bana Hep ışığı gösterir ama karanlığı yaşatır. Kendimi bildim bileli mutlu olduğum zamanlar annemin olduğu zamanlardı.
Uyanmak istemiyordum. Artık bir şeye daha katlanamazdım. Yine yeniliyorum. Yine kendimi affetmeyeceğim yollardan gidiyorum.Yavaş bir şekilde yataktan kalktım. Heryerim ağrıyordu. Saçlarım nemliydi.
Bir anda dün olanları hatırlamamla gözlerim doldu. Lavaboya doğru gittim. Aynaya baktım. Yüzüm çökmüş. Göz altlarım hafif morarmıştı. Güzel bir yüzüm vardı. Anneme çekmiştim. En sevdiğim tarafıda buydu. Elimi yüzümü yıkadım.Odadan ses gelmesiyle lavabodan çıktım.
Karşımda tansel vardı. Bana anlamsız bir şekilde bakıyordu. Onu görmemle gözlerimi hemen kaçırdım. Ve yanından tam geçecekken söylediği şeyle durdum."Napıyorsun?" Kaşlarını çatmış bir de bana yaptıklarından sonra hesap soruyordu.
"Artık Lavobaya gitmekte yasak herhalde" Dedim kızgın bir şekilde.
"İn hadi kahvaltı yapıcaz." Ya hala nasıl normal bir şekilde davranabiliyordu.
"Ya yeter tamam mı yeter hala nasıl hiçbir şey olmamış gibi yemek yemeye çağırabiliyorsun. Ben bıktım artık tamam mı insanların beni güçsüz görüp her istediğini yaptırmasından bıktım. Neden
Yapıyorsun bunları ne yaptım ben sana neden bunları yaşamak zorundayım. Yoruldum artık tamam mı bıktım. Neden anlamıyorsun."Diyerek yere çöküp ağlamaya başladım.
O ise sadece ayakta öyle durmuş sessiz bir şekilde beni izliyordu.
"Hık, ben gerçekten hiç bir şey yapmadım." Diyerek Hıçkırdım."Ayağa kalk"
Hala ağlamaya devam ediyordum."Boş yere ağlamanın faydası yok"
"Beni ne zaman bırakıcaksın"
"Hiçbir zaman duydun mu beni hiçbir zaman" Ağlamam şiddetlenmişti.
Yüzüne baktım. Siyah gözleri babamı anımsatıyordu. Onun gibi bakıyordu. Acınası. Hakettmedim ne babamın bana böyle bakmasına nede insanların. İnce uzun parmakları yavaş yavaş durmayan göz yaşlarımı silmek için hareket etti. Tenime dokunduğu her yer yanıyordu sanki gözleri beni içine çekmek istercesine bakıyor. Hafif Dolgulu dudaklarından ismimi duydum."Lamia"
İsmimi söyleyişi sanki O isim sadece bana aitmiş gibi bana mahsusmuş gibi hissettirdi.
"Ağlama!"
Ağlamam daha da Şiddetlendi. Birden bir sıcaklık hissettim. O bana sarılmıştı. Yaralarımı açan kişi şimdi yaralarımı kapatmaya çalışıyordu. Neden şimdi sevgiliymişizde beni teselli ediyormuş gibi sarılıyor.
İttim.
"Ne yapıyorsun"
Bir şey söylemedi. Söyleyemedi. Ne söyleyebilirdi sanki.
"Bana yaptıklarından sonra gelip bana sarılıyorsun. Beni ne olarak görüyorsun. Sahipsiz kimsesiz Sokakta kalmış bir kız çoçuğu olarak falan mı?"
"Öyle düşünüyorsan haklısın. Ne diye bilirim ki babam birazcık beni sevseydi annemi benden almazdı. Annemin sonda bana gülerek bakması peki. Unutamıyorum. Allah kahretsin ki unutamıyorum bana o bakışını"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıktaki Işık
Romance"Ne yaparsan yap soluğu yine benim yanımda alıyorsun Lamia, sen ıssız bir yolda tek başına kanatlatını çırparak uçmaya çalışan korkak bir kuş gibisin." DİKKAT!! Kitapta fiziksel ve psikolojik gibi rahatsız edici içerikler bulunmaktadır