8.Bölüm | Bu Aşk Fazla Sana

8 0 2
                                    


... Ertesi Sabah

Alarm sesi ile sabahın yedisinde uyanmış bulunuyordum. Derin bir ah çekerek yataktan kalktım. Aynamın karşısına geçtim. Uykusuz olduğum göz altlarımdan ve çıkarmayı unuttuğum lenslerimden belliydi - bir gün şu lensler yüzünden kör olmazsam iyidir -.

Telefonumu elime aldım. Birinden mesaj gelmişti. İnstagram' ı açtım. Nobody_knovvs mesaj atmıştı.

Nobody_knovvs: Günaydın güzellik 😘
Duru:Günaydın
Kimsin?
Nobody_knovvs: Gizli bir hayranın 👉🏻✨
Duru: Bizim okuldan mısın?
Nobody_knovvs: Belki
Duru: Sabah sabah seninle uğraşamam adamakıllı cevap vermezsen engellerim.
Nobody_knovvs: Tamam, sizin okuldayım. Bununla yetin 🫡

İnstagramı kapattım. Sabah sabah sinirlenmiştim. Hem adı sanı belli olmayan bir hesaptan bana yürüyor hem de hiçbir şey söylemiyordu. Ama benim adım Duru ise ben de bunun kim olduğunu bulacaktım.

Nobody_knovvs'un kim olduğunu bulma işini sonraya bırakıp hazırlanmaya başladım.
Bir yandan "Bu aşk fazla sana" dinleyerek triplere girerken, üstümü giyinmeye başladım altıma gri paraşüt pantolonumu giydim, üstüme okul kapüşonlumu geçirdim ve nilüfer şeklindeki kolyemi takıp aşağı indim.

Abim ve babam yine kapıda beni bekliyordu. Büyük ihtimalle kahvaltı da yapmışlardı.
Abim baygın bir bakış atarak "Hiç gelmeseydin." diye söylendi.  Ona en sinir bozucusundan sırıtarak yanlarından geçtim.

Dışarı çıktığımda, Duman ve Ateş'in de evlerinden çıktığını gördüm. Normalde Ateş'i ve son olanlardan sonra daha da sinir olduğum ikizini babaları Eymen amca okula götürürdü. Ama bu gün yanlarında yoktu- galiba taksi ile gideceklerdi- . İnsanlık ölmedi diye düşünerek Ateş'in yanına gittim. "Sizi de bırakalım mı? Zaten aynı yere gidiyoruz." dedim. Ateş "Valla zahmet olmayacaksa güzel olur ." dedi ve Duman'a da fikrini soran bir bakış attı. Duman'ın suratındaki mutsuz ve çaresiz  ifade, içimde sevinçten çığlık atma isteği uyandırsa da tabii ki çığlık atmadım.

Öldürücü bakışlar ve insanın ruhunu emen sessizlikte 10 dakika kalmıştım ve şimdiden yorgun hissediyordum. Okula geldiğimde tarih dersinin olması ise bunun tuzu biberi olmuştu. Uyumamaya çalışarak gecen 40 dakikadan sonra ayılmak ve en azından bir sonraki ders olan kimyada bütün sınıfı zehirlememek için -laboratuvar dersiydi- kantine indim.

Kahve ve kahvaltı yapmadığım için yiyecek bir şeyler alarak bahçeye bakan ikili masalardan birine oturdum. Biraz bahçeyi izlediklen sonra sıkılıp Instagram keşfete girdim.

Nobody_knovvs bir fotoğraf gönderdi.

Bir fotoğraf mı? Gizli hayranımdan gelen fotoğrafı açtım. Açtım açmasına ama fotoğrafı açtığımda neredeyse içtiğim kahve boğazıma kaçacaktı. Ben bahçeyi izlerken fotoğrafımı çekmişti. Nasıl yakaladıysa tam da kameraya baktığım anı yakalamış ve altına da aynen şöyle not bırakmıştı:
"O gözler bana bir baktı; bir yandı, bir söndü şehirler❤️‍🔥"

Telefondan başımı kaldırıp bana bakan biri var mı diye bakmaya başladım, fakat çok geçmeden teneffüs bitmişti. Sınıftan önlüğümü ve gözlüğümü alıp kimya laboratuvarına indim.
.
.
.
.

Duman'dan

Bugün fizik dersimiz vardı. Fizik dersini severdim o yüzden mutlu bir şekilde fizik laboratuvarına gittim. 10/A sınıfı da kimya laboratuvarındaydı. Görünüşe bakılırsa Duru daha gelmemişti. Saate baktım , daha ders zili çalmadığı için gelmemişti büyük ihtimalle. Fizik sınıfına geçip Çınar'ın yanına oturdum. Çınar arkamızda oturan Begüm ve Selin ile konuşuyordu. Benim geldiğimi görünce hafifçe kafama vurdu "Nerde kaldın ya ağaç olduk." dedi. Daha sonra sadece benim duyabilceğim bir seste " Az daha gelmeseydin Begüm'ün  tırnak randevusuna gitmek zorunda kalıyordum." diye ekledi ve iğrenir gibi suratını buruşturdu. Bu hareketine güldüm. Ben gülerken fizik hocamızn " Gençler çay kahve de ister misiniz?" diye sordu. Yan tarafıma baktığımda herkes ayağa kalkmıştı ve tek oturan çınar ve ben kalmıştım. Hocadan özür dileyip ayağa kalktık. Selamlaştıktan sonra da derse başladık.

Fizik hocamız gerçekten güzel ders anlatıyordu. Beyin yakıcı geçen bir 40 dakikadan sonra teneffüse çıktık. Çınar hala ayılamadığını sebep göstererek kantinden kahve almaya gideceğini söyledi. Aslında benim de uykum vardı ama on dakika içinde iki kat yukarı çıkıp sonra bir de inmeye üşendiğim için gelirken bana da almasını söyledim.

Çınar gittikten sonra çok geçmeden koridorda sesler yükselmeye başladı. Kapının önüne gelip duyabildiğim kadar konuşulan şeye kulak kabarttım. Duru ve geçenlerde Duru'dan hoşlandığını itiraf eden Bartu vardı. Duru bayağı sinirli duruyordu. "Bartu zorlama istersen hayır dedim ve bitti aramızın bozulmasını istemiyorum!" dedi. Sonra ne ara geldiğini anlamadığım bir şekilde Duru'nun abisi Ege geldi ve bir anda çocuğun omzundan tutarak Bartu'nun kendisine bakmasını sağladı. "Bir sorun mu var abiciğim?" dedi. Bartu bayağı tırsmıştı ama belli etmemeye çalışarak - kesinlikle belli oluyordu-  "Yok ne sorunu Duru'ya "arkadaşça" bir soru sormuştum ama nedense sinirlendi." dedi. Duru gerçekten de sinirlenmişti ve sabrının taştığını belli edercesine iç çekerek yukarı çıktı.

Duru sinirlendiği için yanakları kızarmıştı. Çok komik ve tatlı duruyordu. İstemsizce (!) fotoğrafını çektim. Biraz siniri geçince kesinlikle bunu ona atacaktım.

Ben Duru'nun fotoğrafına bakarken Çınar'ın geldiğini gördüm ve telefonu kapatıp cebime koydum. Düşman sınıftan bir kızın fotoğrafına bakarken Çınar'a yakalanmak şu hayatta isteyeceğim en son şeydi.

Çınar elindeki kahveyle yanıma geldi ve "Burada noldu? Niye herkesin suratı sirke satıyor?" diye sordu. "Ben de tam anlamadım ama galiba Duru  Bartu'yu yanlış anladı " diye cevap verdim ve sınıfa doğru yürümeye başladık.

.
.
.
.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 15 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Du/ManHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin