Duru'dan
Kavga'nın üstünden iki matematik dersi geçmişti. Balın'ın ısmarladığı Browni 'yi yiyorduk. Ateş'in telefonuna mesaj geldi. Yüzüne sinsice bir ifade yerleşmişti. Derin ne olduğunu sorunca sırıtarak telefonu bize gösterdi. Bu sefer hepimizin suratında aynı ifade oluşmuştu. Gelen mesaj Duman'dandı. Mesajda; Duman, Çınar, Begüm ve Selin'in birlikte korku evine gideceği yazıyordu ve Ateş'i de davet etmişti. Balın ile aynı anda "Biz bunu bozarız!" dedik.
Bir gün sonra...
"Açelya hızlı, bak Duman kapıda Ateş'i bekliyor!"
"Tamam dur şunu da dolaba atıp geliyorum." dedi ve koşarak sınıftan çıktı. Hepimiz iç çektik.
5 dakika sonra, sonunda Açelya'yı kolundan tutarak -sürükleyerek- anca çıkarabilmiştik. Ateş önümüzden gitti. Biz de bize attığı canlı konumdan paşa hazretlerini takip ediyorduk. Dumanlar ilk önce kahve almaya içeri girdi. Biz de yandaki kahveciden kahve almaya gittik. Bizim onlardan ne eksiğimiz vardı ki. Herkese birer latte söyledim.Mutlu mutlu lattelerimizi içerken Açelya'nın Derin'in kulağına fısıldadığı(!) şey ile hepimiz arkamıza döndük. Ayağa kalktım. "Abişkoterellamın burada ne işi varmış?" diyerek yanına gittim. Ege "Asıl senin ne işin var?" derken arkadan Açelya "Çocuklarının babası evinin direği!"dedi ve Balın'la beşlik çaktı. Ege gözlerini devirerek bana döndü "Evet Duru'cuğum, ne işiniz var burada?" diye sorusunu yineledi. Ben de "Gel otur da anlatalım ne bu alacaklı gibi." dedim ve masamıza oturdum.
Abime Dumanlar'ın kahve içmesini beklerken her şeyi ve burada ne yaptığımızı anlattım. Tabii benim fırsatçı abim bizimle dalga geçme fırsatını kaçırır mı? Ne yaptı ne etti kendini ve şu sınıflarına yeni gelen çocuğu davet ettirdi. Sınıflarına yeni gelen çocuk - adı hatırladığım kadarıyla Bulut'tu- yakınlarda oturduğunu ve 5 dakika içinde burada olacağını söyledi. Ateş'e ne kadar daha oturacakları ve abimin de bize katıldığı ile ilgili mesaj attım.
Dumanlar'ın Ateş'in tahminiyle bi' 10 dakikaya kalkacaklarını söyledi. Biz de Ege'nin yeni kankasını beklemeye koyulduk. Dediği gibi 5 dakika içinde buradaydı. Çocuğu ilk defa dikkatli bir şekilde inceledim. Neredeyse mavi olduğu belli olmayacak kadar açık renkli mavi gözleri vardı. Kumral, biraz uzun saçları vardı. Dalgalı saçları başta özensiz gibi görünse de saçlarının uç kısımlarındaki düzgün bukleler saçına uğraştığını gösteriyordu. Gözleri çok belirgin bir şekilde çekikti -net Uzak Doğu'dan akrabası vardır bu çocuğun- yüzü ise sivriydi. Üzerinde düz beyaz bir tişört onun üstüne ise gri renkli kapüşonlu hırka ve tabi ki kış olduğu için onun da üstüne Bomber ceket giymişti. Altında bol siyah bir pantolon ve şu aralar sanki belediye dağıtıyormuş (!) gibi giyilen Beyaz Nike Jordan giymişti.
Şöyle bir bakınca Derin ile hem giyim tarzları benziyordu hem de dış görünüş olarak çok yakışıyorlardı. Aklıma gelen bu benzerlik ile abime döndüm ve bu fikrimi dile getirdim. Meğerse abim de benim ile aynı şeyleri düşünmüş hatta bunu bir iki kere Bulut'a sormuş. Bulut da "Güzel kız aslında ama daha birbirimizi tanımıyoruz." demiş. Bunu duymam ile ufak çaplı (!) bir çığlık atıyordum ki abim benden önce davranıp ağzımı kapattı "Salak mısın? Kaç kere dedim ortak kullanım alanlarında bağırma diye!" dedi Ege. Ben de aşırı uslu bir kız gibi "Tamam, abicim." dedim. Ben bu işi hallederim. İstedikleri birbirlerini tanımak olsun.
Yaklaşık 15 dakika sonra...
15 dakika sonra metronun oraya gelmiştik. Şimdi üzerinde aşırı düşünülmüş planımı uygulama vaktiydi.
Metronun gelme sesi duyuluyordu. Hemen Derin'e çelme taktım ve yere düştü. Bulut yanına gitti. Diğerlerinin umurunda değildi çünkü bunu bilerek yaptığımı Derin ve Bulut dışında hepsi tahmin etmişti. Hepimiz metroya bindik. Tam kapı kapanırken Derin ve Bulut da gelmişti ama çok geçti kapılar kapanmıştı bile. Derin bana "Seni öldüreceğim." adlı bir bakış attıktan sonra ne yapacağız diye Bulut'a sordu. Ne yapacakları belliydi: tabii ki bir sonraki gelen metroya baş başa bineceklerdi. Olmuştu bu iş. Sırada Dumanlar'ın işini bozmak vardı.
Bir 15 dakika daha sonra...
Metrodan inmiş ve çifte kumruları bekliyorduk. Tam da beklediğim gibi aralarındaki buzlar erimiş gibiydi. Derin beni görür görmez "Sen bittin Duru!" diye bağırarak bana doğru koşmaya başladı. Ben de son hız kaçmaya başlıyordum ki en mantıklımız Balın "Birazdan korku evinde zebani abilerin yanında kovalamaca oynarsınız, şimdi Dumanlar ve Ateş gelmeden önce korku evine gitmeliyiz." diyerek Derin'i sakinleştirdi.
Ateş'in attığı konuma yaklaştıkça iş ciddiye binmeye başlamıştı. Biz Duman ve salak arkadaşlarıyla korku evine gidiyorduk!! Abim de benimle aynı şeyi düşünmüş olacak ki "Yol yakınken geri mi dönsek?" diye sordu. "Buraya kadar geldik saçamalamayın."dedi Açelya.
Korku evi beklediğimden daha büyüktü. İki katlı beyaz bir villaydı. Garaj kapısında "ölüm tehlikesi" tabelası vardı. Büyük ihtimalle oyuna burdan başlayacaktık. Evin bahçesindeki çardakta kesik kesik kanlı beyaz kumaşlar sarkıyordu. Kumaşların arasında ise birkaç tane insan kafası asılıydı. Garajın kapısına giden kısımda yerdeki taşların üzerinde kan lekeleri vardı. İçimden bir ürperti geçti. Burası gerçekten lanetli bir yer gibi duruyordu. Asya'nın bağırmasıyla evi incelemeyi bırakıp ona döndük. "Arka kısımda bir kaydırak vardı. Ve bahçenin kapalı bir kısmından yerin altına iniyordu. İçimde kötü bir his vardı. Sanki ava giderken avlanacak gibiydik.
Ateş'e ne kadar yollarının kaldığı ile ilgili bir mesaj attıktan sonra evin kapısını çaldım. Adam kapıyı açtı. " Merhaba biz korku evine randevu almıştık, onun için geldik." dedim. "Ateş Hanım siz misiniz?" diye sordu. "Yok arkadaşlarımız daha gelmedi de biz onlardan önce geldik. Onlar da bir beş dakikaya gelirler herhalde." dedim. "Tamam, o zaman siz biraz bekleyin ben de evin içini hazırlayım. Arkadaşların gelince de sizi alırız." dedi. Onaylar bir şekilde kafamı salladıktan sonra kapıyı kapattı. Biz de -ne kadar oturmak istemesem de- çardağa oturup Dumanlar'ı beklemeye başladık.
Dumanlar geldiğinde Begüm Duman'a yapışmıştı. Yanımda Ege'nin yumruklarını sıktığını gördüm. Onun için çok üzülüyordum. Onun hiçbir suçu olmamasına rağmen Begüm ondan ayrılmıştı. Tamam ayrılabilirledi ama bildiğiniz abimi kıskandırmak için elinden geleni ardına koymuyordu. Abimin sakin olması için elini tuttum. Zaten eninde sonunda unutacaktı. O gıcık kızı unutmak zorundaydı.
Bizi görünce Begüm ve Selin'in suratı düştü. Duman Ateşe döndü "Bunları sen mi çağırdın?!" diye sordu sinirli bir şekilde. Araya girdim "Bunları mı? Ayıp oluyor ama... Ve evet bunları Ateş çağırdı. Paşa hazretlerine beğendiremediysek çekip gidebilirsiniz." dedim kapıyı göstererek.
Duman Ateş'e döndü sanki ben yalan söylüyormuşum gibi "Bunlar doğru mu? A'nın kızlarını sen mi çağırdın!" dedi yüksek bir ses tonuyla. Tam tersine Ateş ise rahat ve iğneleyici bir ses tonuyla "Evet, ben çağırdım. Sen Begüm'ü , Çınar'ı çağırırken bir sorun yok da ben benim de içinde bulunduğum A'nın kızlarını çağırınca sorun oluyor öyle mi?" dedi. Arkadan Açelya "Bu tam şey gibi olmadı mı-" derken Balın onun sözünü tamamladı. "Dün bütün gece uyumadım Nil Anka, Nil Anka mı diyeyim yoksa sen mi gerçek ismini açıklamak istersin Ümmü Ateş." dediler aynı anda.
Duman ve ben aynı anda göz devirdik. "O zaman siz ilk girin biz sizden sonra gireriz." dedi Duman. Ay çen kendini akıllı mı sanıyorsun, biz onu düşünmedik mi sence? Ben tam neden aynı anda girmek zorunda olduğumuzu anlatacakken Ateş "Abicim farkında mısın bilmiyorum ama bu son seans ve alzheimer değilsen -ki bence değilsin- buraya çok zor randevu aldığımızı hatırlıyorsundur. Yani senin anlayacağın ya beraber gireceğiz ya da beraber gireceğiz." Duman sabır dilenir gibi iç çekti "Bir daha seninle bir yere gelirsem benim adım Duman değil!" dedi. "Gelirsen adını ne koymamızı istersin?" diye sordu Açelya. "Gelmeyeceğim için istediğinizi koyun fark etmez" dedi. "İyi o zaman bir daha Ateş ile bir yere gelirsen adını Keremsu koyacağız." dedi.
Korku evinin sahibi adam kapıyı açtı. "Gençler hazırsanız gelebilirsiniz" dedi
.
.
.
.
.
Bir sonraki bölüm bomba gibi gelecek. Bölümler çok yavaş geliyor çünkü yazacağımız şey belli olmasına rağmen okul yoğun olduğu için hemen yazamıyoruz.
Bu arada yoğun istek üzerine karakter listemizi de buraya ekliyorum :)
Bölümümüzü sevdiyseniz bize destek olmak için hikayemize oy verirseniz seviniriz. Bir sonraki bölümde görüşürüz 👋🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Du/Man
Narrativa generaleAna karakterimiz Duru'nun arkadaşlarıyla,ailesiyle ve hayatına sonradan girip onu etkileyecek olan erkek karakterimiz ile yaşadıklarından oluşan romantik bir Genç Romanı...🫶🏼