2 YIL ÖNCE
Genç adam babasını ziyaret etmek için çıkmıştı şirketten. Bu günlerde başı çok ağrıyordu. Nedenini ise bir türlü anlayamamıştı. Sadece babasını çok düşünüyordu, Adnan Demirel yaşayabilecek miydi? Adnan Demirel birçok kez vurulmuştu ama bu sefer ki farklıydı, genç adama göre. Babası gün geçtikçe kötüleşiyordu, bunun farkındaydı ve bu durum genç adamı çok üzüyordu. Polat Demirel adeta ne yapacağını şaşırmıştı. Haftalardır babasını vuranın kim olduğunu araştırıyordu ama her seferinde sonuç koca bir hiç oluyordu.
Polat arabasından inmiş, kafasındaki düşüncelerle boğuşuyordu ve tam o anda biri ona çarpmıştı. Polat kimin ona çarptığına baktığında adeta donakalmıştı. Karşısındaki kızın güzelliği onu resmen büyülemişti. İçinden 'beyaz bir kelebek gibi' demişti.
Genç kız geç kalmıştı ve bunun için hızlı bir şekilde koşuyordu ta ki Polat'a çarpana kadar. "Özür dilerim, çarpmak istememiştim. Acelem olduğu için koşmak zorundaydım." Polat ise deniz gözlü kadının gözlerine takılı kalmıştı. Hatta o kadar dalmıştı ki genç kızın söylediklerini bile çok geç kavramıştı. Hemen kedine gelip dikkatini toparlamaya çalıştı. "Sorun değil." demişti, Polat. Daha sonrasında genç kız koşarak uzaklaşmıştı fakat arkasında ona hayran kalan bir Polat Demirel bırakmıştı.
Polat, genç kız gözden kaybolmasına rağmen öylece durup kalmıştı ta ki bir telefon sesinin kulaklarına ulaşana dek. Çalan kendisinin telefonuydu fakat Polat bunu bile çok sonrasında fark etti. Hatta içinden 'kim bu sürekli arayan' diye geçirmişti. Arayan sağ kolu Erdem'di. Daha fazla beklemeden telefonu açtı ve Erdem'in titrek sesini duydu. "Abi, sana bir şey söylemem gerekiyor ama lütfen sakin ol." Polat derin bir nefes almıştı ve Erdem'in ne diyeceğini tahmin etmişti. Babası gitmişti...
Polat ise telefonu Erdem'in suratına kapatıp arabasına bindi ve oradan uzaklaştı. Polat o andan sonra bir söz verdi. Babasını ondan alanları bulacak ve kendi elleriyle öldürecekti!
GÜNÜMÜZ
Siyah gözlü adamın delici bakışları üzerimdeydi ve ben anın şoku ile ne yapacağımı bilmiyordum. O kadar korkuyordum ki nasıl bir tepki vereceğimi bile şaşırmıştım. Beni tanıması fakat benim onu tanımamam daha da kafa karıştırıcı bir hal almaya başlamıştı. Ben hala şaşkın ve korku dolu bakmaya devam ediyordum ki onun sözleri ile kaskatı kesilmiştim. "Alın ve arabaya götürün!" Bu da ne demek oluyordu şimdi? "Sen ne saçmalıyorsun, ne alması?"
Ben sorgu dolu ona bakarken bir kaç adam bana yaklaşmaya başladı. "Sakın bana yaklaşmaya çalışmayın! Uzak durun benden." Fakat onlar beni duymamıştı, aksine üzerime gelmeye devam etmişlerdi. Attıkları her adımda bende bir adım geriye kaçıyordum ama adımlarım durmuştu ve ben bundan sonrasında koşmaya başlamıştım.
Koşmamı beklemiyorlardı büyük ihtimalle çünkü siyah gözlü adamın sinirle ve gür sesi kulaklarımda yankılandı. "Çabuk onu bana getirin. Ayrıca onun tek bir kılına bile zarar gelirse kendinizi öldü farz edin."
Durmadan koşuyordum fakat bir işe yarıyor muydu emin değilim çünkü kendi adımım dışında farklı adım sesleri bana doğru yaklaşmaya başlıyordu. Kendimi bu işin içerisinden nasıl çıkartacağım bilmiyorum ama bir şekilde izimi kaybettirmem gerekiyordu.
Kahretsin! Düşmüştüm ve dizlerim çok acıyordu tabi buna koşmanın etkisi de dahildi. Tam ayağa kalkıp koşmaya devam edecektim ki burnuma kapanan bir bez parçası ile çırpınışlarım yavaşlamaya başladı ve en sonunda da gözlerim karanlık ile buluştu.
***
Başıma saplanan keskin bir acı ile inleyerek uyanmıştım. Başım o kadar ağrıyordu ki gözlerimi bile açamıyordum. Sadece bu da değil zihnim karmakarışıktı, neler olduğunu hatırlamaya çalışıyordum ama bir türlü olmuyordu. En sonunda gözlerimi açtığımda beni önce beyaz bir tavan karşılamıştı sonrasında etrafa baktığımda krem rengin ağırlıklı olduğu bir oda ile karşılaştım. Bir dakika burası neresi?
![](https://img.wattpad.com/cover/371121064-288-k533489.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK RUH
ChickLitKoşuyordum. Nefesim kesilmişti koşmaktan ama durmuyordum. Eğer kurtulacaksam koşmam gerekiyordu. Sürekli düşüp kalkmaktan her yerim yara bere içindeydi. Yılmak yok Aydeniz. Yakalanmak istemiyorum. Bir süre daha bu yaşadıklarıma katlanamam. Yine düş...