Minho hastane koridorunda Soojin'i gördüğü gibi kolundan tutup dışarı çıkardı. Soojin'in bir haltlar karıştırdığını düşünüyordu.
"Dökül. Her şeyi en baştan anlat."
Soojin kollarını bağlamış bir şekilde Minho'ya bakıyordu. Ona bir açıklama yapmak zorunda değildi,biliyordu. Açıklama yapmadığı takdirde Minho'nun onu rahat bırakmayacağını da biliyordu. Hyunjin'e karşı bir şeyler hissettiği bariz belliydi ve Hyunjin'i fazlasıyla önemsiyordu. Soojin bunları fark ettiğinde içinde bir şeylerin kırıldığını biliyordu,hissediyordu. Görmezden geldi içindeki kırığı. Her zaman ki gibi.
"Okuldaki gizli tünelimsi şeyden haberin var mı?"
"Var."
"Yangın merdivenindeydim bizim kata çıkıyordum. Çıkarken başka bir kapının da olduğunu gördüm ve daha önce görmediğime eminim. Biraz köşede kaldığı için kolay kolay kimse fark etmez. Merak edip kapıdan içeri girdim. Bir süre gittikten sonra yol ayrımına geldim. Tam o sırada bir adam Hyunjin'i kucaklıyordu. Kenara çekildim beni görmesin diye. Adam çıkıp sağ taraftan ilerlerken revire girip etrafta etkisiz hale getirebilecek bir şey aradım. Bilirsin,bir ara sürekli revirdeydim ve neyin nerede olduğunu iyi biliyorum. Acil durumlarda kullanılması için bir yerde iğneler saklanıyor. Şansıma bir tane ilaç buldum.O ilaç yüksek dozda verilirse kan basıncı düşer. Bu da bayılmaya sebep olur. Adamın arkasından gidip iğneyi sapladım. Başta etkisini göstermeyince yanlış ilacı kullandım sanıp korktum. Tam adam yere düşerken Hyunjin'i tutup kaldırdım. Hemen ambulansı arayıp okulun arka kapısına gelmelerini söyledim. Ambulans gelince de buraya geldik işte."
"Eskiden sevgili olduğumuzu nereden biliyor?"
"Bir ara uyandı. Sen kimsin diye sorular sorunca ben de beni anlatmışsındır diye düşündüm... Soojin desem tanımazdı. Mecbur Minho'nun eski sevgilisiyim dedim."
"Tebrik ederim,çok fena haltlar yemişsin."
"Ne yapsaydım Minho! Ne bekliyorsun benden?"
"Okuldan biriyim deseydin."
"O an gelmedi aklıma! Panik oldum!"
"Burada işin kalmadığına göre evine gidebilirsin."
Soojin son bir kez Minho'ya ters ters bakıp gitti. Elbette evine gitmeyecekti ve Minho bunu biliyordu.
Soojin yalan söylemişti. Minho'nun ilaçlar hakkında annesi sayesinde az çok bilgisi vardı. Bir ilacı yüksek dozda almak için bir iğne yetmezdi. En iyi ihtimalle iki iğne kullanılmalıydı. Ayrıca Minho tünele girdiği zaman etrafta kimse yoktu. Soojin'den 10 dakika sonra girmişti o tünele ve baygınlık 10 dakikada geçecek bir şey değildi.
Panik olduğu da yalandı. Soojin ömründe gördüğü en soğukkanlı insandı. Herkesin panik olduğu zamanlarda bile sakinliğini korurdu. Bunu kanıtlar nitelikte bir örnek karşısında duruyordu. Hyunjin'i götürmeye çalışan birini sözde bayıltırken panik olmamıştı. Hyunjin'in bir sorusuyla mı panik olacaktı?
Ek olarak sağ tarafa gidip baktığını söylememişti. Yani sağ tarafın nereye çıktığını bilmiyordu. Buna rağmen ambulansı aramıştı ve arka tarafa gelmeleri gerektiğini söylemişti.
Minho, Soojin'i az çok tanıyorsam konu Hyunjin olunca dikkatimin dağıldığını düşünüyor diye geçirdi içinden. Bir ihtimal daha vardı tabi ki. O da Minho'yu geri zekalı yerine koyduğuydu. Minho buna ihtimal vermek istemedi.
Bir şeyler karıştırdığından emin oldu. Bunun üstüne gitmesi gerekliydi fakat şu an en büyük önceligi Hyunjin olduğu için bu konuyu bir rafa kaldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Pearl | Hyunho
Mystery / Thriller"19 günün sonunda eğer ikimiz de çıkabilirsek bir söz ver bana." Meraklı gözlerle Minho'ya bakıyordu. Ne sözünden bahsettiğini anlayamamıştı. "Beni asla affetmediğini bağırarak herkese duyuracaksın. Çünkü ben olsam kendi gururum için bunu yapardım"