6

120 10 239
                                    

Hyunjin'in bakış açısından

Soojin'in mesajından sonra bize çok yakın bir yerde iki büyük araç durmuştu. Yaklaşık 6 adam gelip bizi arabalara bindirdi. Ben,Minho ve Seungmin hariç herkes arabaya binmemek için direndi. Sanırım biz biliyorduk, direnmenin hiçbir faydasının olmadığını.

Daha sonra bizi terk edilmiş bir binaya getirdiler. 10 sandalye halka şeklinde dizilmişti. Hepimiz sandalyelere oturduktan sonra tek tek herkesi sandalyelere bağladılar. O an herkesin arkasında silahlı bir adamın beklediğini fark ettim. Kısacası ya öleceğiz ya öleceğiz.

İki yanda olan dijital ekranlar açıldı birden. Her şey ayarlanmıştı. Hatta iki ekran koymuşlardı ki herkes rahatça izleyebilsin.

Ekranda bir adam belirdi. Yüzünde kar maskesi vardı bu yüzden kim olduğunu anlayamıyordum. Üstüne bir takım elbise giymişti. Oldukça özenmiş gibi duruyordu. Bir de önünde bir mikrofon ve iki tane fanusa benzeyen kase vardı. İkisinin de içi kağıt doluydu.

"Hepiniz hoş geldiniizz!"

Gelen mekanik sesle istemeden de olsa yüzümü buruşturdum. Mikrofon sesini değiştiriyordu ve açıkçası kulak kanatacak bir ses seçmişti.

"Şimdi hepiniz burada neden toplandık diye düşünüyor olabilirsiniz. Hemen size açıklayayım! Sizi bir oyunun içine soktuk ve hiç eğlenceli değilsiniz. Kaç gündür boş boş takılmanız beni hiç eğlendirmedi. Ben de siz beni eğlendirmiyorsanız ben eğlendirebilirim diye düşündüm! Oynayacağımız oyun çok basit. Bu kasede cezalar var, bu kasede ise ödüller var. Her biriniz için bir ceza, bir ödül çekeceğim. Cezaları yaptığınız takdirde çıkan ödüle sahip olacaksınız. Bana öyle garip garip bakmayın. Sizce de çok eğlenceli değil mi!"

Bu adamın ruh hastası olduğuna o an emin oldum. Hangi aklı başında böyle bir oyun oynatırdı ki? Ayrıca cezaların ne olduğunu bilmemek beni daha da çok geriyordu.

"Ek olarak, hepinizi görüp duyabiliyorum. Cezalarınızı yapmazsanız arkanızdakiler acımadan kafanıza sıkacak. Anlamadığınız bir nokta var mı?"

Kimseden ses çıkmadı.

"Bu sessizliğinizi bir sıkıntı olmadığına yoruyorum ve oyunu başlatıyorum! Kiminle başlasak... Han Jisung!"

Yutkunarak Jisung'a baktım. İki sandalye yanımda oturuyordu ve gerilmiş gözüküyordu. Umarım ona kolay bir ceza gelirdi. Ağır bir cezayı kaldırabileceğini sanmıyorum.

"Önce cezanı çekeyim... Devasa akvaryumdan 5 dakika içinde kurtul."

Siktir, Jisung hem yüzmeyi bilmiyor hem de sudan korkuyordu. 5 dakika kısa bir süreydi. Özellikle bir akvaryumdan çıkmak için. Daha doğrusu Jisung için.

"Akvaryum ağzına kadar su dolu olacak. 5 dakika içinde akvaryumun üstündeki kapağı açarak çıkabilirsin. Tabii ki kapak öyle ittirince açılan türden değil, mantığını çözmen gerek. Tercihen akvaryumu kırıp da çıkabilirsin ama kırabileceğini hiç sanmıyorum."

Jisung'un 5 dakika boyunca nefesini tutması gerekecek, aynı zamanda düşünüp bir şekilde çıkması gerekiyor. Yüksek ihtimal adamların vurmasına gerek yoktu, zaten Jisung boğulabilirdi. Sanırım amacı da buydu.

"Ödülünü de çekmem gerek sanırım... İstediğin bir kişiyi cezasını pas geçme hakkı verebilirsin."

"Cezalarına göre o kişiyi seçebiliyor muyum?"

"Hayır, öncelikle kendi cezanı hallet. Hallettikten sonra direkt birini seçeceksin. Bol şans!"

Jisung'un ipleri çözüldükten sonra akvaryuma doğru yürüdü. Gerçekten fazlasıyla büyüktü. Hatta o kadar büyüktü ki bir merdiven yardımıyla çıkmıştı yukarısına. Yukarı çıktıktan sonra kapağı açtı ve içine girdi. Ona eşlik eden adam da yukarı çıkıp kapağı kapattı ve böylece Jisung'un 5 dakikası başlamış oldu.

A Pearl | HyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin