17-martı boku

608 91 132
                                    

Bu bölüm yarı düz yazı

˙ ✩°˖🤍 ⋆。˚꩜

Felix'ten

Sabah alarmın sesiyle uyandım. Hızla yerimden kalkıp yatağımı topladım. Tuvalete girip işlerimi hallettikten sonra üzerime giyecek bı şeyler aradım. Üzerimi giyindikten sonra saçlarımı yaptım. Hafifçe bir makyaj da yapıp evden çıktım.

Buluşacağımız yer bi sahildi. Taksi çağırıp bindim. Çok mutluydum, ilk defa sanal arkadaşlarımla buluşacak olmak içimde büyük bir heyecan oluşmasına neden oluyordu. Özellikle sevdiğim kişiler olması daha fazla duygu hissetmeme sebep oluyordu. Tabi Hyunjin gelse büyük ihtimal daha gitmeden yolda bayılırdım ama sonuçta onlar da arkadaşımdı.

Buluşacağımız sahile geldiğimde beni bekleyen üçlüyü gördüm. Ah şey, asla dakik bir insan olamamışımdır. Hemen yanlarına koştum.

"Of çok~ heyecanlandım. Özür dilerim beklettim"

Jisung bana sarılıp sorun olmadığını söyledi. Daha sonra minho ve jeongin ile de sarıldık. Sahilin kenarındaki bir masaya oturup bir şeyler sipariş ettik ve konuşmaya başladık. Konu birden dünkü Hyunjin'e geldi.

"Üstüne gittiniz dedi bide"

"Ben gitcem onun üstüne yolcam o saçlarını görcek"

Jeongin'in dediğine Jisung'ta karşılık verdi. Komik gelen laflarına kıkırdadık. Ardından jeongin yine lafa girdi.

"Dün minho kucağımda ağlayabikirsin falan deyince kıskandı bence"

Minho sırıtarak konuştu; "dün bizim olduğumuz dörtlü gruba yazdı, neden bu kadar yakınsınız dedi"

Jisung oturduğu yerden ayağa hızla kalkınca hepimiz ona döndük. Eliyle ağzını şaşırmış bı sekilde kapattı.

"Kıskanmış! Seviyo! Seviyo!"

Tüm gözler Jisung'tayken hepimiz gülmeye başladık. O da diğer insanların ona baktığını anlayınca hemen yerine geri oturdu. Gülerken zar zor konuştum.

"Rezilsin Jisung!"

Bir süre daha öyle oturmaya devam ettik. Minho birden ayağa kalkıp elimi tuttu.

"E hadi oturcak mıyız?"

O beni sürüklercesine çekerken, Jisung ve jeongin de arkamızdan geliyordu. Deniz kenarına gelince bir elini belime diğerini bacaklarıma koyup beni kaldırdı ve kucağına aldı. Jeongin'e fotoğraf çekmesini söyleyip beni döndürmeye başladı. Deli gibi gülüyordum. Jisung'ta alkışlıyor ve gülüyordu. Onların değerini yakınlaştıkça daha iyi anlıyordum...

Yeterince ıslanınca ben dondurma almaya gittim. Beraber bir yerde oturup yemeye başladık. Jeongin gözlerini kapatmış temiz havayı içine çekiyordu. Bı martı gelip jeongin'in dondurmasına kakasını yaptı. Tam söyliyecekken minho hyung ağzımı kapattı, Jisung'ta sesini çıkarmadı. Kötü tarafı dondurması vanilyalıydı. Minho hyung söyler diye düşünmüştüm fakat jeongin gözlerini açıp dondurmayı yaladı. Hep bir ağızdan gülmeye başlayınca jeongin bize garip garip bakmaya başladı sonra da ağzını ekşitti.

"Bu dondurma neden böyle ya kötü bı tadı var?"

Minho hyung kahkahalarının ardından konuştu; "olur mu Jeongin martı boku çok tatlıdır" biz hâlâ gülerken Jeongin, minho hyungu itmeye çalışıyordu. En sonunda dondurmayı Jisung'un bacağına düşürdü.

Jisung onu deli gibi kovalarken, Minho hyung onu belinden tutup durmasını sağladı. Bizde Jeongin'le "oooo" yapmayı unutmadık. Gezdik, yedik, içtik en sonunda saatin nasıl geçtiğini anlamadan akşam oldu. Hepimiz sarıldık, birazda ağladık. Minho hyung için ağlıyorduk yoksa biz üçümüz zaten aynı yerdeydik. Onu uğurladıktan sonra bizde vedalaşıp evlere dağıldık.

YB AT!/HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin