+18 ⚠️🏃🏻🙂•
"Şu anda, tam burada, öpüşsek," kask yüzünden yüzüne yapışan saçlarını parmaklarıyla düzeltip motoruna yaslanarak kurduğu cümle, birkaç adım ötesinde onu dikkatle izleyen Taehyung'un duraksamasına yol açtı. İstemsizce çatılan kaşları ve aynı zamanda dehşete düşmüş gibi bir hale bürünen yüz ifadesi, birçok şeyi anlatırken aklından geçeni dudaklarına taşımakta sorun görmeyen Jungkook, umursamadan sırıttı.
"Ne?" diye mırıldandı giydiği lacivert gömleğin üstten iki düğmesini hızlıca çözerken. "Fena iyi olurdu." iç çekerek söylendiğinde yüz ifadesi yeterince baştan çıkarıcı görünüyordu. Donakalmış bir vaziyette onu izlemeyi sürdüren Taehyung, çoğu şeyi bilerek yaptığının ve Jungkook'un onunla uğraşmaktan zevk aldığının farkındaydı. Bu düşünceyle birlikte gözlerini devirip herhangi birinin duyup duymadığını kontrol etmek için bakışlarını etrafa dağılan ve uzaktan bir çeteye benzeyen insanlarda gezdirdi.
Jungkook'un sustuğunu düşündüğü kısacık zaman diliminde, herkesi tek tek kontrol etmişti. Fakat çok geçmeden gelen, "Motorun üstünde çok başka şeyler yapıyor olabilirdik." cümlesiyle birlikte pişkince sırıtan ve yüz ifadeleriyle oldukça eğlendiğini ele veren Jungkook'un yüzüne bağırmamak kendini tutarken gözleri istemsizce büyümüştü. "Bak," uyarırcasına söze başladığında duruşunu dikleştirdi. "Küfredeceğim." hemen ardından elindeki kaskı, gömleğinin kollarını katlamakla meşgul olan Jungkook'un koluna geçirirken tereddüt dahi etmedi.
Koluna yediği darbe, motora yaslanan Jungkook'un kolunu tutarak geri çekilmesine neden olduğunda yüzünde bunu beklemediğini belirten bir ifade yer alıyordu. "Acıttı." somurtarak mırıldandığında onu izlemeyi sürdüren Taehyung'un dil çıkarmasıyla gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. "Acısın diyen vurdum zaten."
"Çok kırıcısın."
"Delirmişsin.""Niye delirmiş oluyorum?" ağır adımlarla Taehyung'a doğru yürüyüp kafasını hafifçe yana eğerek söylendiğinde Taehyung, bakışlarını kaçırarak omuzlarını silkti. "Herkesin içinde saçma sapan şeyler söylüyorsun. Kafayı yediğini düşünüyorum." tam önünde duran ve keyifli olduğunu bakışlarıyla ele veren Jungkook'a göz ucuyla bakıp elindeki kaska sarılarak aralarında bariyer oluşturdu.
"Taehyung," ellerini beline yerleştirdiğinde Taehyung'un ısrarla ona bakmaması, onu durdurmaya yetmemişti. "Dışarıdan bize bakan insanlar bizim hakkımızda ne düşünüyor sence?" oldukça sakin bir şekilde sorduğu soru, Taehyung'un hışımla ona dönmesine yol açtığında sorgulayan bakışlar eşliğinde cevabı beklediğini göstermek amacıyla kaşlarını havalandırdı. "Arkadaş mı sanıyorlar bizi?"
"Tabii ki." sesinin fazlasıyla yüksek çıktığını fark edince birkaç saniye duraksadı. "Başka ne sanacaklar? Arkadaşız işte." içten içe dediği şeye inanmasa da bunun bir önemi yokmuş gibi tekrar omuzlarını silkti. Kulaklarını rahatsız eden yüksek kan basıncını umursamamaya çalışıyordu. "İyi bakalım. Kendini kandır."
"Kendimi kandırmıyorum, sen kafayı yemişsin." söylediği şeyler tekrar aklına geldiğinde mavi saçlarının havalanmasına sebep olacak şekilde kafasını iki yana salladı. Oldukça sevimli bir manzara oluştururken göz ucuyla tekrar karşısında dikilen bedene baktı. Bazı şeyler ona fazlasıyla yabancıydı. Uzun bir süredir tanıdığı ve daha öncesinde fark etmediği ayrıntılarıyla gözüne daha güzel gelen Jungkook'un yanında nefesinin kesilmesine ve birçok duyguyu aynı anda hissetmeye hala adapte olabilmiş değildi.
"Yalnızca birkaç kelimeyle kafayı yediğimi düşünüyorsan," tekrar kulaklarını dolduran sesle çenesini kavrayan parmaklar bir olduğunda Jungkook'a döndü. Kaşlarını çatmış bir vaziyetteyken Jungkook'un yaptığını anlamaya yahut herhangi bir tepki vermesine fırsat verilmeden dudaklarından öpüldüğünde gözleri istemsizce büyüdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The 42
Fanfiction"Bizden ne komşu, ne düşman, ne de arkadaş olur." university & dorm au! ! 15.01.2024