68. BÖLÜM ~
.
.
.
.
.
.
.
.Rize'den döndükten bir gün sonra~
" Canım veletlerim sizce nasıl olmuştur?" Dedim mutfak tezgahının üzerindeki tepsiye iki elim belimde bakarken.
Vakti zamanında büyük heveslerle yaptığım ama başıma gelen talihsiz anılardan ötürü Barın'ın yaptığımdan bile bir haber olduğu o su böreğini bugün tekrar yapmıştım.
" Bu sizinle ikinci kez su böreği yapışımız. Gerçi ilkinde sizden haberim bile yoktu." Bir elimle karnımı okşarken doğmasına haftalar kalan bebeklerimle konuşuyordum.
" Bence babanız çok beğenecek. Beğenmeme gibi bir şansı yok zaten. Doğuma haftalar kala kalkmış su böreği yapmışım. Hele bir beğenmesin. Ben ona yapacağımı biliyorum." Kulakların çınlamıştır umarım Kocam Bey.
Mutfak önlüğünü üzerimden çıkartıp ada tezgahın üzerine bıraktıktan sonra kendime dolaptan bir bardak soğuk su doldurmuş ve ada tezgahın etrafındaki sandalyelerden birine oturmuştum.
Mutfak biraz dağılmıştı ama bu kadar yorulmuşken orayı toplayamazdım. Evdeki çalışanlar da izindeydi. İki gün sonra döneceklerdi. E Barın toplar burayı da.
" Babanızın işi uzamaz inşallah." Dedim saate bakarken. On dakikaya gelmesi lazımdı. Su doldurduğum bardağı dudaklarıma yaslayıp büyük bir yudum aldığım sırada karnıma giren sancıyla birlikte yüzümü buruşturmuştum.
" Annecim siz orda ne yapıyorsunuz?" Dedim bir elim karnımdayken. Hemen sonra karnıma giren ikinci bir sancıyla birlikte sandalyeden kalkmıştım.
Beynimde çakan şimşekle beraber hışımla gözlerimi açtım.
" Doğuyor musunuz yoksa?!" Bir yandan salondaki koltuğa doğru yürürken şaşkınlıkla konuşmuştum.
" Ay ama şimdi hiç zamanı değil ki bunun!" Kendimi koltuğa bırakırken bir anda karnıma giren daha kuvvetli sancıyle birlikte çığlık atmaktan durduramamıştım kendimi.
" Hay ben böyle işin! Telefon mutfakta kaldı!" Alnımdan boncuk boncuk terlerken dağılan saçlarımdaki tokayı çıkartmış ve yeniden toplamıştım.
" Biraz sakin olabilir miyiz?" Dedim dişlerimin arasında. Ayaklarımın altına bakıp suyumun gelip gelmediğine bakmaya çalışmıştım ama bu pek de mümkün değildi. Keza karnımdan ötürü göremiyordum aşağısını.
Sinirden ağlamaya başlamıştım artık. "Salonumun ortasında üçüz mü doğuracağım ben şimdi?! " Dedim isyan ederken. Karnıma giren sancılar stabil bir şekilde devam ederken sinirlerim yıpranmış bir şekilde seslice ağlamaya başlamıştım.
" Banane doğurmayacağım!" Mızmızlanarak elimin tersiyle göz yaşlarımı silmiştim. " Annenizin sözünü dinleyin. Şimdi doğmayacaksınız tamam mı?" Dediktan hemen sonra karnıma giren sancıyla birlikte yeniden sesli bir şekilde ağlamaya başlamıştım.
" Üç kere arda arda nasıl doğuracağım ben ya?! Kedi miyim ben?" Dudaklarımı büzdüm. Doğurmasam olmuyor muydu? Daha önce hiç doğum yaptığım anları hayal etmeye çalışmamıştım. Çünkü ne zaman düşünmeye kalksam tüylerim ürperiyordu.
" Doğurmak istemiyorum ben." Burnumu çektim. Ama hemen sonrasında aklıma gelen düşünceyle birlikte karnıma değdi bakışlarım.
" Valla sizi istemediğimden değil anneciğim. Yanlış anlamayın beni."Başımı iki yana salladım bu halimi onaylamazca. " Allah'ım ne yaşıyorum ben ya?!" Başımı arkaya doğru yatırıp gözlerimi kapattım.
Karnıma giren ve artık kaçıncı olduğunu sayamadığım sancıyla birlikte acıyla inlemiş ve yeniden ağlamaya başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyefendi /yarı texting/ ~FİNAL~
Romance05**: Öncelikle yaşanan durum için sizden özür dilerim. Adamlarım adına da kusura bakmayın meslek icabı fazlasıyla ketumdurlar. Bayılttığınız adamıma gelecek olursak, hayır katil olmadınız. Ufak bir beyin sarsıntısı geçirmiş şu anda hastanede iyi ol...