73. BÖLÜM~
.
.
.
.
.
.Tam o anda bir el ateş sesi yankılandı evin içerisinde.
Gözlerim büyümüş ve nefesim kesilmişti adeta. Zaman o an durmuştu sanki. Kimse hareket edemiyordu.
Acı bir çığlık firar etti dudaklarımın arasından. Korku ve acı dolu bir çığlık...
En son gördüğüm şey ise kandı...
Sinem'in silahından çıkmıştı mermi.
Ateş eden oydu.
Kendisi bile beklemiyordu belki de ateş edebileceğini. Çünkü silah, patladıktan kısa bir süre sonra ellerinin arasından kaymış ve sert zemine düşmüştü.
Hemen iki polis kollarından tutarak bileklerine kelepçe geçirirken ben gözlerimi yere doğru damlayan kandan alamıyordum.
Nefes almıyordum, nefes alamıyordum.
Beş dakika önce nasıl ağlıyorsa şimdi yine aynı sekilde ağlamaya başlamıştı Parla. Öyle içli ağlıyordu ki...
Gözlerimi kırpıştırdım yaşadığımız ânın gerçekliğini sorgularken.
Ben iyiydim, Parla iyiydi... vurulan kişi Barın'dı.
Sinem'in silahından çıkan mermi Barın'ı vurmuştu. Yere akan akan benim kocamın kanıydı.
"Barın!" Dedim kendime gelerek. İsmi bir çığlıkla birlikte çıkmıştı iki dudağımın arasından. Gözümün önünü, dolan gözlerimden ötürü puslu bir halde görüyordum.
Barın ise hâla daha ayakta, vücudu bize siper bir haldeydi.
Kendimi zorlayarak ayağa kalktım. Bacaklarım korkuyla titrerken kucağımdaki kızımı da daha sıkı sıkıya kavramıştım.
" Barın!" Dedim bir kez daha korku dolu bir sesle. Gözlerim dirseğinden aşağıya doğru süzülen kanlara doğru gitti. Merminin deldiği yer kan revan bir hâldeydi.
Barın ise hâla daha sessiz sedasız öylece ayakta dikiliyordu ve bu tepkisizliği beni daha da çok korkutuyordu. Hızlıca haraket edip Barın'ın önüne geçtiğimde, görüş açısına girmemle birlikte beni fark etmiş ve gözlerini kırpıştırmıştı birkaç kez ard arda.
" Bebeğim? İyi misiniz?" Telaşla gözlerini hem benim hem de Parla'nın üzerinde gezdirdiğinde vurulduğunun farkında bile olmadığını anlamıştım.
" Güzelim ne oluyor? Niye ağlıyorsunuz siz? Bir yerine bir şey mi oldu? İyisin değil mi?" Ardı ardına telaşla konuşurken daha fazla dayanamadım. "Ne demek ne oluyor ya?!" Dedim sinirle.
Göz yaşlarım ardı ardına yanaklarımı ıslatırken sinirlerimin gerçekten yıprandığını hissediyordum.
Kaşlarını çattı anlamayarak. " Vuruldun Barın! Kolun kanıyor. İyi misin sen ya? İnsan vurulduğunu nasıl anlamaz?" Sitemli sitemli konuşmama karşın kaşları şaşkınlıkla havalanmış ve sağ eli ondan bağımsız bir şekilde sol omzuna gitmişti.
Daha sonrasında eline bulaşan kanı gördüğünde dudakları şaşkınlıkla aralanmıştı. Sinir bozukluğuyla daha fazla ağlamaya başladım.
" Bebeğim ne olur ağlamayın. Sıyırmış sadece bir şey yok. Yemin ederim acımıyor bile." Ardından gözleri kucağımda içli içli ağlayan Parla'ya doğru çevrildi.
" Babacığım ben iyiyim. Bir şey olmadı bana. Ne olursunuz ağlamayın daha fazla." Yüzünde ağlamamıza kıyamıyor bir ifade oluştuğundr çaresizce bir bana bir de kızına bakıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyefendi /yarı texting/ ~FİNAL~
Romance05**: Öncelikle yaşanan durum için sizden özür dilerim. Adamlarım adına da kusura bakmayın meslek icabı fazlasıyla ketumdurlar. Bayılttığınız adamıma gelecek olursak, hayır katil olmadınız. Ufak bir beyin sarsıntısı geçirmiş şu anda hastanede iyi ol...