74.BÖLÜM~
.
.
.
.
.
.
.Gözlerimi kargaşa sesleriyle birlikte homurdanarak araladığımda bir kolumu uzatıp komidinin üzerindreki telefonuma uzanmak istemiştim. İstemiştim diyorum çünkü etrafıma sıkıca sarılı olan kollardan ötürü bu pek de mümkün görünmüyordu.
Kısık olan gözlerimi zorlayarak tamamen açtım ve ne pozisyonda yattığımızı anlamaya çalıştım. Zira üzerimde de bir ağırlık hissediyordum.
Ellerim, Barın'ın göğüsünün üzerinde büzüşmüş bir haldeydi. Başımı kaldırdığımda hafif kirli olan sakalları alnıma sürtünmüştü hafifçe. Kolları sıkıca bana dolalıyken yüzünü de saçlarımın arasına gömmüştü.
Henüz uyanmamıştı. Başımı bu kez de üzerimde hissettiğim ağırlığı anlamak amacıyla sağıma doğru çevirdim. Önce görüş açıma pembe çoraplı minik bir ayak girdi.
Gözlerimi kırpıştırdım ve yattığım yerden kaldırabildiğim kadarıyla başımı kaldırdım. Kolları benim üzerime ve ayakları da Barın'ın üzerine gelecek şekilde üzerimize yüz üstü yatmış olan beden, Sarp'a aitti. Fakat durum bununla da sınırlı değildi.
Sarpın üzerine ayaklarını uzatmış ve yatakta ters bir şekilde üzerimizde yatan bir adet de pembe çoraplı minik beden vardı. Elbette bu da Parla'dan başkası değildi.
Bu veletler resmen bizim üzerimize kaçak kat çıkmışlardı.
Başımı onaylamazca iki yana salladım. Pars yatakta değildi. Muhtemelen erkenden uyanmış ve aşağıya inmişti. Kendisinin erken uyanmak gibi alışkanlıkları vardı.
Bir kez daha kulağıma ulaşan seslerle birlikte sırtımı yeniden yatağa yasladım. Halamlar gelmiş olmalıydı. Çünkü bu kargaşanın başka bir açıklaması olamazdı.
Barın'a doğru döndüm ve göğüsüne sıkışmış olan ellerimden birini çıkartıp yanağının üzerine yerleştirdim.
Dudaklarına uzanıp küçük bir öpücük bıraktım. " Uyanmamız lazım kocacığım." Allah'tan uykusu derin değildi, yoksa saatlerce onu uyandırmakla uğraşırdım.
Göz kapakları hareketlendiğinde hafifçe gülümsemiş ve gözlerini açışını izlemiştim. " Güzelim." Mavi gözleri benimkileri bulduğunda gülümsemem genişledi. " Günaydın."
Dudağının bir kenarı yukarı doğru kıvrıldı. " Günaydın karıcığım." Hemen ardından da dudaklarını şakağıma doğru bastırdı.
" Halamlar gelmiş." Diğer elimi de göğüsünden ayırdım. " Biz de bir an önce aşağıya insek iyi olur." Varla yok arasında başını salladı. Ardından da gözlerini üzerimize yayılmış olan Parla ve Sarp'a doğru çevirdi.
Gülümsemesi genişlediğinde ben de bollaştırdığı kollarının arasından ayrılıp sırtımı doğrulttum. " Kime çekmiş bunlar ya? Nasıl dağınık yatmaktır bu?" Ben söylenirken Barın'ın keyif dolu gülüşü takılmıştı kulağıma.
" Allah Allah ya? Kime çekmiş olabilirler acaba?" Başımı ona doğru çevirip gözlerimi kıstığımda o da dirseklerinden destek olarak yattığı yerden doğrulmuştu.
" Ben mi dağınık yatıyorum?" Kaşlarım alayla havalandı.
" Sence ahtapotmuşçasına bana yapışan bir kocam varken, dağınık yatabilmek gibi bir lüksüm var mı benim?" Çarpık bir gülümseme yer edindi yüzünde.
" Gecenin bir yarısı seni yatak köşelerinden topladığım günleri bilmesem, emin ol ben de öyle bir lüksün olduğunu düşünmezdim bebeğim."
Kaşlarımı hafifçe çattım. " Şu anda yalan söylüyorsun." Dedim inanmazca. Böyle bir şey gerçkten oluyor muydu? Daha önce hiç söylememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyefendi /yarı texting/ ~FİNAL~
Romance05**: Öncelikle yaşanan durum için sizden özür dilerim. Adamlarım adına da kusura bakmayın meslek icabı fazlasıyla ketumdurlar. Bayılttığınız adamıma gelecek olursak, hayır katil olmadınız. Ufak bir beyin sarsıntısı geçirmiş şu anda hastanede iyi ol...