10 : Bir Sevgi Bin Veda

2.4K 44 6
                                    

____________________________________________

Mutlu muydum mutsuz mu bilemem .
Belki de bir önemi kalmamıştır .
İçimde bir tutam hasrete karışmış nostarjik bir özlem var .
Neye özlem duyduğumu biliyor muydum ? Hiç sanmam . Belki bir avuç sevgiye belki sevebilmeye .

En iyisi hiç bir şey düşünmemekti ...

-" Babam"

Manzaram da yatakta yatan bir çocuk ve babası vardı . Ha ! bir de sanırsam annesi olma potansiyeli yüksek İzem vardı . Kendimde hissettiğim fazlalık duygusu ağır basınca ayağa kalkıp odadan çıktım . Mutlu olamayan bir ailenin 2. Kadınıymış gibi görünüyor olmaktan sakındım kendimi . Belki de 3...

Bu adamın sevgilisi ya da karısı kim ? Hangisini aldattı benimle ?

Merdivenlere adım attığımda ardımda bıraktığım odadan kapı açılma sesi geldi . Yalan söylemeyeceğim bu eve yabancı olduğum için , en azından bunun için , Savaşın ardımdan geldiğini düşündüm . Hayır, gelen Savaş değildi bütün kinini bana hissettiren , bakışlarının altında ezilecek gibi olduğum izemdi . Küçük yüzüne tam oturan kahkülleri , bol olan giyim tarzı ve nefret saçan bir yüze sahipti . Alıcı gözüyle bakarsan çok güzeldi ama İzemin içinin pis olduğu her yerden apaçık ortadaydı. İçi fesattı bir kere ...

-" Bade "

Beni tanıyor muydu ? Ben odadan çıktıktan sonra ya da mesajla Savaş ismimi söylemiş olmalıydı. Diğer türlü bu kadını kesinlikle tanımıyordum . Bu kadını hiç tanımamamış olmak isterdim .

-"Efendim"

Ben önden o arkamdan merdivenleri bitirdik .

-" Gel "

Hızlı bir manevrayla önüme geçip merdivenin ardında kalan bir odaya giriş yaptı . Açılan kapıdan mutfak olduğunu direkt anladım . İzem hiç durmadan buzdolabına yönelip içinde bulgur pilavı olduğunu düşündüğüm tabağı aldı . Akın bulgur pilavını hiç sevmezdi . Aslında ben de pek sevmem .

-" Bu işin sonunda ikimizden biri kaybedecek ."

Kendime masadan bir sandalye çekip oturdum . İzem bir şeyleri yanlış anlıyordu ve bu şu anlık son isteyeceğim şey bile değil idi . İzem anlamıyor , bilmiyor hatta ve hatta olanları umursamadan yorum yapıyordu .

-" Bak İzem , benim savaşla hiç bir bağım yok . Sandığın gibi bir şey d-"

Bir anda bana dönüp o otoriter sesinin ardında ki nefretle bağırmaya başladı .
-" Sana nasıl baktığını gördüm ! Bana yalan söylemeyi kes "

Belki de doğru söylüyordu . Savaş beni yiyecekmiş gibi bakıyor ! Fakat izemin yanıldığı bir nokta var , bunun sevgiyle hiç bir alakası yok . Bu Savaşın tutamadığı uçkurusuyla alakalı . Bu Savaşın bana değil bedenime olan bir his tutamıydı .

-" Ben ciddiyim ! Ondan hoşlanmıyorum bile . Elinden oyuncağı alınmış çocuk gibi bağırmayı bırak."

-" Anlamıyorsun . Savaşı istediğim ya da kıskandığım falan yok . Senin burada olmaman gerekiyor . Kayrayı görmemen hatta bilmemen gerekiyor . "

Başını iki küçük elinin arasına alarak bir şeyleri toparlamaya çalışıyordu . Toparladığı an gözlerini bana dikip hiç çekinmeden konuştu .

MANİLYA +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin