[BL] The People Who're Supposed To Kill Me Fell For Me Instead

B.62-1/2

[B.62-1]______________________

Parti davetini kabul ettikten sonra Gu Yan, parti üyelerinin listesine göz attı. Bu rekor kıran ekiplerin cömertliğini görünce nefesini tutmaktan kendini alamadı.

Bir araya gelen üç loncanın tümü oyundaki büyük loncalardandı ve partideki herkesin oyunda kendi unvanı vardı. İşe aldıkları kişiler de dahil olmak üzere, herhangi bir rekor sıralama listesini rastgele açarak, bu isimlerden birkaçını skor tablolarındaki isimlerle kolayca eşleştirebilirsiniz.

Hatta bu loncalardan biri, az önce temasa geçtiği Yedinci Cennet'ti. Gu Yan daha sonra Yedinci Cennetin lonca liderinin 'Gelecekte birlikte çalışma şansı daha fazla olmalı' mesajının ne anlama geldiğine dair bir aydınlanma yaşadı.

İki lonca daha vardı. Biri Silver Cross Crusader'dı, diğeri ise onu yeni takıma çeken Wings of Dawn'dı.

"Üç loncanın bir araya gelmesi ve dışarıdan üyelerin eklenmesiyle tüm partinin birkaç deneme çalışması yapması gerekiyordu. Ancak bu sefer seçilenlerin hepsi en yüksek farkındalığa sahip elit oyunculardı. Sadece bir veya iki kez yapmak yeterli olacaktır. Bir bardak pulque sipariş eden bir insan savaşçı, meşeden yapılmış kupayı alıp tek seferde yere düşürdü. "Sen Luo, kendini çok fazla strese sokmana gerek yok. Saniye başına hasarınız 30 bine, hatta 25 bine ulaşabildiği sürece bu yeterli olacaktır. Kalan hasar diğer hasar verenler tarafından telafi edilebilir."

Bir sihirbaz için 25 bin hasar puanı çok yüksek bir rakamdı, 35 bin puana ulaşmayı hayal etmeye bile gerek yoktu. Eğer Ölüm Tanrısı Xiunuo olmasaydı, bu PATRON, çalışmak için bir sihirbazın kalabalığı dağıtma becerisine ihtiyaç duymasaydı, öncü zindan partisi kesinlikle bir sihirbaz getirmek istemezdi.

Bu aynı zamanda Büyücü Sınıfının şu anki durumuydu. Eğer sadece olduğu yerde durup büyü yapmak olsaydı, o zaman büyücü muhtemelen diğer sınıfların önüne geçebilirdi.

Ancak konu fiili parti mücadelelerine geldiğinde bu mümkün olmazdı. Bu sınıf çevrelerinden çok fazla kayıp yaşadı. Neredeyse hiç hareket becerileri yoktu ve eğer yetenekleri bozulursa, çok fazla hasar vermeleri zor olurdu.

Gerçek savaşta patronun her türlü insanlık dışı mekanizması vardı. İlk sürümde durum şu andan çok farklıydı. Bir sihirbazın kesintiye uğramadan sürekli büyü yapmasını istemek imkansızdı.

Bu, büyücü sınıfının ilk öldürmeye çalışırken gösterdiği performansın son derece zayıf olduğu ve neredeyse en kötüsü olarak kabul edilebileceği anlamına geliyordu.

Bu nedenle kalabalık kontrol becerilerine ihtiyaç duyulmayan zindanlarda genellikle takımda sihirbaz bulunmaz. Bu sırada herkes zindanın girişindeydi, hayatlarını riske atmaya hazırlanıyordu.

Gu Yan hiçbir şey söylemeden diğer kişiye başını salladı.

"Öğleden sonra saat 1'de zindana gireceğiz, olur mu?" Ke Zhou sordu

"Mn." Gu Yan hafif bir sesle tekrar başını salladı.

"Bu iyi, saat 1'den önce hepiniz kendi işinizi yapmakta özgürsünüz. İlk önce gidip bugünkü zindanın malzemelerini kontrol edeceğim." Savaşçı bardağını bırakarak burnunu ovuşturdu. Bahsi kaybettiği için hükmen mağlup olmak zorundaydı ve tüm sorumluluk kendisine düşüyordu.

Devasa geniş kılıcını taşıyan savaşçı meyhaneden ayrıldıktan sonra Gu Yan, kollarında durmadan mırlayan küçük kediye baktı. Bilinçsizce güldü ve diğer kişinin denemek için ballı likörden bir yudum aldığı bardağı aldı.

Yapılacak hiçbir şey kalmadığını anlayan Gu Yan, küçük kedinin karnını ovmanın daha iyi olacağına karar verdi. Fincanındaki kehribar rengi sıvıyı yavaşça içerken bir eli karnını okşuyordu.